Bölüm -6-

16 2 0
                                    

"Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyor Aras. Önemli bir şey yoksa daha sonra görüşebiliriz."

Güldü.

"Tabi ki de önemli değil. Canım istedi ve geldim. Başka zaman onlarla çıksan dışarı olmaz mı?"

Şaka yapıyordu değil mi? İlk defa arkadaşlarımla bir yere gidecektim ve bana gitme mi diyordu?

"Olmaz. Gitmem gerek." Telefonumu cebimden çıkardım ve kızlara evden çıktığımı bildiren bir mesaj attım.

"O zaman seni ben bırakayım gideceğin yere olmaz mı?" Aslında hiç gereği yoktu ama taksi çağırmaya üşendiğim için kabul edecektim. "Bak bu olabilir." Gülümsedim ve arabasının kapısını açarak koltuğa yerleştim. Hemen ardından Aras sürücü koltuğuna yerleşt ve gaza bastı.

"Evet bayan çene, nereye gidiyoruz?" Bayan çene mi? Hadi ama! Yine mi? "Corner coffe diye bir yer var biliyor musun?" Yüzüme öyle baktı ki bir an küfür mü ettim diye düşündüm.

"Evet biliyorum. Ama senin ne işin var orada?" Ne işim mi var? Ne yani? Beni öyle yerlere yakıştıramıyor mu beyefendi?

"Kızlar orada buluşmak istediğini söylediler. Ben de ilk kez gideceğim. Neden sordun?"

Donuk yüzü bir an sıcak bir tebessümle renklendi "Biz hep orada takılıyoruz da. Biz derken yani, arkadaş grubum. Biliyorsun zaten." Bilmez olurmuyum? Popüler aptal tayfası. "Anladım. Kaç dakikaya orada oluruz?" Saatine baktı ve bana döndü "İstersen 5 dakika da bile gideriz fakat ölmek istemezsin değil mi?"

Yok artık! Gözlerimi öyle pörtletmiştim ki Aras kahkahalarıyla doldurdu arabanın içini.

"Ne gülüyorsun be? İstemiyorum 5 dakikada gitmek falan. Boşver. Hem senin ehliyetin var mı? Nasıl bu kadar rahat araba kullanabiliyorsun?" Yüzüme uzaylı görmüş gibi bakmaya devam etti. Bir yandan hevesle sözlerimi dinliyor gibi bir ifadesi vardı.

"Ehliyetimi alalı henüz 1 ay oldu. Korkma araba kullanma konusunda dikkatli davranacağım sana karşı. Sonra mızmız küçük bir kız oluyorsun."

Omzuna yumruklarımı sert
olduğunu umduğum bir şekilde geçirdim ve Aras yapmacık bir şekilde inledi

"Çok acıdı biliyor musun? Tam şuramdam öpersen belki seni affedebilirim." Yanağını göstererek masum bir ifade ile bakmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Benim de yemeyeceğimi anlayınca pes edip güldü. Pis pis sırıtıyordu bir de. Aptal kas yığını! "Öpücük değilde, suratının tam ortasına bir yumruk atmama ne dersin? Bence güzel olur. Yeniden bir yumruk daha istemiyorsan sus ve dikkatli bir şekilde arabayı sür." Belli etmemeye çalışarak gülüyordu. Gözümün içine uzanca baktıktan sonra gülüşü yarıda kesildi ve ciddi bir ifadeye bürünen suratını yola çevirdi.

Yarım saatin ardından kızlarla buluşacağımız yere nihayet gelebilmiştim. Aras'a teşekkür ederek arabadan indim ve cebimden telefonu çıkarıp Laçin'i aradım. Bir kaç saniye sonra telefonu açtı. "Geldim ben neredesiniz?" Kafenin kapısında beliren Laçin cevap vermeden telefonu kapadı. Koşarak yanıma gelip öldüresiye sarılarak özlediğini dile getiriyordu.

Sarılma faslımız bitince koluma girdi ve kafenin kapısından içeri girdik. "Nur nerede?" Diyerek etrafa göz gezdirmeye başladım. Tam cam kenarında ki masada duruyordu ve beni görünce ayağa kalktı. Yanına geldiğimizde sımsıkı sarılarak selamlaştık ve yerlerimize oturduk.

Öyle havadan sudan konuştuk saatlerce. İlk defa bu kadar mutlu olduğumu hissettiğim onların yanında. Hiç gülmediğim kadar güldüm ve hiç konuşmadığım kadar konuştum.

BEKLEYİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin