Ziyafet Bölüm: 5

15 1 0
                                    

Güne sigara ile başladık. Sabahın körünce çaresizlik içinde beklemekten başka yapabileceğimiz hiç bişey yoktu. Dayım odaya girdi elindeki baltayı ve bıçağı kenara bıraktı.
_ Gençler iş başı. Yapmamız gereken şeyler var dik durun. Halit le ben iki tane koyun kesecez. Fatihle Adem sizde köye gidin bulabildiğiniz yiyecek leri alın gelin. Bizim odunluğada bakın bakalım ızgara ordamı onuda getirin. Ve en önemlisi bulabildiğin kadar tütün getirim sigara şart. Ha bide şu bakkallara bi bakın ne var ne yok. Hava kararmadan gelin. Vakit kalırsa bağ bahçelerede bakın sebze meyve var mı. Hadi koçlar palayıda alın yanınıza ne olur ne olmaz diye. Bişey görürseniz kaçın savaşmayın. Anladınız mı ? Dedi.
Adamın paçalarında soğukkanlılık akıyordu. Fatihle vakit kaybetmeden çıktık yola. Muhabbetler eşliğinde köye doğru yol alıyorduk.
_ Kuzen ya yardım gelmezse o zaman nolacak. Dedi.
_ Biz bişeyler yapacaz kuzen başka yolu mu var. Dedim.
_ Olum söylemiyim söylemiyim diyorumda bu ne bok iştir la.
_ Öyle Allah sonumuzu hayır etsin.
_ Ya öldüyse herkes. Ya hastalandıysa sevdiklerimiz.
_ Valla teyze oğlu beni biliyosun net konuşurum. Ne olursa olsun yaşayanları bulacaz. Kimseyi geride bırakmiyacaz.
_ Bırakmıyalım anasını satim bırakmiyalımda karşımızdaki nedir ne ile karşı karşıyayız onuda bilmiyoruz. Hayır biz 5 gündür bir tane bile hastayla karşılaşmadık. İnsanlar nedem köyden kaçtı. Ne olduda gittiler. Belki köyde saklansalar yaşiyacaklardı ne bilim herşey nasıl başladı bilmiyoruzda. Dedi.
_ Aga sen annene babana kardeşine yada cansuya bişey olsun istermisin ? İstemezsin bu yüzden bence neden başladı nasıl olduları siktir edelimde ne olacaklara odaklanalım. Dedim.
_ Biliyomusun teyze oğlu ben bi an cansuyu unuttum. Ama çok kısa böyle bi kaç dakika. Ailemi o kadar çok düşündüm ki bi anlık unuttum onu. Dedi. Duraksadı Fatih. Bi süre hiç konuşmadık. Cansu fatihin nişanlısıydı.
_ Aga ben her zaman kendime sormuşumdur ne buldu bu kız bende. Yazı yazaman şiirden anlamam. He yazmank istemezmiyim tabikide isterim ama ilk okul terkiz ne anlarız yazıdan şiirden. Kız milleti işte istiyor ilgi sevgi. Biz çobanlığa gitmeden önce onla kavga ettik biliyonmu. Sen beni haketmiyosun demişti. E haklıydıda anasını satim. Romantiklikti ne bilim ilgi alaka nedir bilmem. Öğrenmek istemedim mi , çok istedim çok denedim olmayınca olmuyor. Bak ben bi kere yüzük almıştım buna öyle çok değerli bişey değil ama içimden gelmişti. Nasıl verecem verirken ne dicem diye o kadar düşündüm ki anladım ki ben yapamicam mizacıma uymuyor bende böyleyim. Kardeşine verdim yüzüğü götür ablana ver. Benim aldığımı söyleme dedim gitti verdi. Cansu o gün bana dediki kardeşim kadar düşünceli değilsin. Aga napim bilmiyorum işte suç değilki. Bilmiyor ki cansu hanım ben ondan önce sevmeyide bilmiyordum ben aşkı ondan öğrendim. Ne bilim huzuru onda buldum benim babamla aram hiç iyi olmadı sevmezdi beni açık açık söylerdi. Biliyosun ben anneme çekmişim oda benim gibi sevgisini göstermez. Ben hiç bir zaman sevildiğimi hissetmedim. Nasıl bi duygu bilmezdim kuzen. Ben acaba beni seviyolarmı diye bazen gece uyurken yalandan üstümü örtmezdim annem gelir üstümü örterdi. Lan bu bile bana yeterdi. Hani nasıl anlatsam bilemiyorum ki. Mesela hiç tatmadığın bir meyvenin tadını düşünürsün ya acaba ekşimi tatlı mı diye işte benim için sevilmek böyleydi. Bana bunu Cansu öğretti aga bu yüzden son bir kerelik nefesim bile kalsa o kızı bulacam aga. Dedi içini dökmüştü Fatih. Böyle bir insan değildi ketum du konuşamazdı böyle durumlarda. Garibim nasıl dolmuşsa artık. Onu teselli edicek durumda değildim bu gün.
_ Benim durumum çok farklı sanki sevdiğim kız Ankara da. Ben onu nasıl bulucam. Hadi sizinkiler yine bu şehirde nasıl olsa biz buluruz onları. Yanlış anlama ölü yada diri elbet bulacaz. Belki yaşıyordur benimki. Yaşıyordur da ne kadar daha yaşicak ne kadar daha yaşiyabilir ki. Neyse kuzen siktir et bu konuları köye girdik dikkatli olalım en iyisi. Eve gidelimde wifi ye bağlanalım mesaj falan varmı bi bakalım. Bizim eve gidelim ilk bizim mahalleden yukarı mahalleye kadar olan kısmı alalım başka günde geri kalanı alırız. Dedim.
Köyün girişide bi süre dinlendik. Karşımıza çıkacak leylerden kaçmak için gerekli enerjiyi toparladık. Düz bi yol olmadığı için dağ bayır bi kaç saatimizi almıştı. Yeterince dinlendikten sonra koşarak köye daldık. Bizim eve doğru hızla koştuk. Diğer evler gibi bizimkininde kapı pencere açıktı eve girip kapıyı üstümüze kapattık. Nefes nefese kalmıştık.
_ Bişey gördün mü dışarıda ? Diye sordum. Hayır manasında kafasını salladı fatih. Evde bi kaç dakika soluklandıktan sonra annemin odasına girdim. Yatağın altına baktışımda sevinçten bağırmamak için kendimi zor tuttum bizim silah buradaydı. Eski bir av tüfeği olmasına rağmen çok güzel bir şekilde çalışıyordu. Silahın az ilerisinde de 3 kutu yeni aldığım 4 numara av mermisi duruyordu. Şansımız bi nebzede olsa dönmüştü. Silahla odadan çıktığımda Fatih ne diceğini şaşırdı sessiz bir çığlıkla yumruğunu sıkım budur be dedi. Kardeşimin okul cantasını tamamen boşalttım. İçine bizim evde bulduğumuz bi koli yumurta bi kova yoğurt ve biraz peynir zeytin ile mermileri koyduk. Tüfeğe altı mermi sürdük ve diğer evlere baka baka ilerledik. Evlerden yiyecek dışında pek bişey çıkmadı sadece bir tanesinden daha tüfek çıktı geri kalanı yiyecekti. Yanımıza evlerden alğımız çantaları yüklenmiştik benim sırtımda bir tüfek ve çanta elimde de bir tane tüfek vardı. Fatih ise sırtına ve iki elinede birer çanta almış ilerliyorduk. Sıra bakkala gelmişti önümüzde iki bakkal vardı kapıları kapalıydı. Bizim köy bakkalları sürekli açık olmazdı birisnin ihtiyacı olursa gelir bakkal sahibini çağırırdı oda bakkalı açık alış veriş yaparlardı , bu yüzden olacak ki bakkaşın kapısı kapalıydı. Bakkalın yanındaki küçük parmaklıklı camını kırıp oradan silahın namlusu ile kapıyı açtık içerideki mazara muhteşemdi. Sigaralar abur cubırlar içecekler belliki o kadar aceleyle çıkılmıştı ki bakkala dokunulmamıştı. Fatih elindeki çantalardan birinin deki gereksiz ekmekleri çıkarıp sigara ve biraz kola ile abur cuburla doldurdu. Diğer çantayıda boşaltmaya yeltendiği sırada onu durdurdum. Gerek yoktu nasıl olsa buradaydık ihtiyaç olduğunda gelir alırdık. Biz ellerimiz kollarımız dolu bir şekilde dedemlere vardık. Eve girer girmez hemen wifiya bağlandım. Gelen maillere baktım. Dün gece yeni bir mail gelmişti yardımdan. Kısa ve net şekilde ; Yeriniz tespit edildi 4 kişilik bir askeri birlik oraya doğru intikal etmekte. Yerinizden ayrılmayın.
İnanamıyordum yardım grliyordu sonunda. Sevin içinde ahıra doğru koştuk ağırlıklar ile birlikte bi kaç saate ahıra vardık. Biz geldiğimizde dayım sacın üstünde et pişiriyordu. Elimizdeki silahlarla malzemeleri gördüğünde gülümseyerek yerinden kaltı. Biz ise ağzımız kulaklarıöızda mutlu haberi vermek için can atıyorduk. Fatih buna dayanamayıp haykırdı:
_ Yardım geliyor dayı dört tane asker geliyor bize yardım edecek. Diye haykırdı.
Dayıma mesaj bildiklerimizi söylediğimizde elini göğe dortuldup:
_ Binlerce kez şükür olsun sana Ya Rabbim diye haykırdı. Sevinç çığlıkları ve kucaklaşmalar birbiri ardına geliyordu. Bu güzel haber bizi kendimize getirmişti.
_ Eee açın bakim çantaları ne getirdiniz dedi Halit.
Çantaları açtık ızgara küçük tüp ekmek bal ve kahvaltılık yiyecekler biraz sebze silahlar ve mermileri. Buzluklarda saklanan sebzeler bi kaç kavanoz kışlık menemen gibi gıda malzemeleri dört beş paket sigara içecekler kekler cipsler bisküviler ve tabiki olmazsa olmazımın çay ve şekerler.
Karamsar davrandı Halit :
_ Bütün köyden bu kadar mı çıktı ? Dedi.
_ Yok olum bunlar yukarı mahallede bi kaç evden çıktı köy apar topar boşaltılmış. Herşey yerli yerinde bunlar bitsin gider daha fazlasını getiririz. Diğer evlerde başka silahta vardır belki. Dedi Fatih.
_ İyi güzelde açıkta bırakmasaydınız keşke çürürler hepsi. Dedi Halit.
_ Yok yok merak etmeyin biz bütün yiyecekleri ekmekleri buz dolabına koyduk. Buz dolapların kapağını sıkıca bantladık ki açılmasın diye. Bi ara diğer evlerede yaparız ama burayada bi buzdolabı lazım.Siz naptınız dayı ? Dedim. Oda mis gibi et kokuyordu.
Valla kestik hayvanları etlerini baharatladık kemiksizleri pişirdim kemikler içinde ızgarayı bekledim sacın üstünde kötü olur bu bize iki hafta yeter. Dedi. Dayım
Çok iyi gidiyorduk tek eksiğimiz elektrikti. Ahırın yakınlarında bi elektrik direği geçiyordu. Onuda oradan kablo çekerek halletmeyi planlıyorduk. Sonunda işlerimiz rast gidiyordu. O akşam bi kavanoz közlenmiş patlıcan ve yanında kuzu pirzola ile harika bir ziyafet çektik. Bol bol içecek ve yiyecekle yataklarıma serikdik. Şimdilik dinlenme vaktiydi.


SEVGİLİ DOSTLAR KÜÇÜK İMLA HATALARI OLABİLİR KUSURA BAKMAYIN TELEFONDAN YAZDIĞIM İÇİN BÖYLE OLABİLİYOR. LÜTFEN BEĞENİLERİNİZİ VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.

81 ÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin