-3.Bölüm.-

139 15 0
                                    

Okulun kapısının önüne gelmiştik.

Evin, okul ile pek bir uzaklığı yok hava ılık bir yaz havası zaten. Doğrusu ben yazı pek sevmem bunaltıcı gelir bana. Yaşadığım şehir Bandırma da (Balıkesir'in bir ilçesi,bor madenleri bakımından zengindir. 6.Ana Hava Üstü buradadır. Türkiye'nin büyük limanlarından biridir. Manyas kuş gölü önemli turiztik mekanıdır. Rüzgar gülleri ile enerji üretiminde,deniz(İstanbul Deniz Otabüsü-İDO) ve demir yolu ulaşımında önemli rol oynar.) havalar tuhaftır yazlar fazla bunaltıcı, kışlar yağışlı ve rüzgarlıdır.

Okula adımımızı atık Bandırma'nın ikinci en iyi lisesine gidiyoruz. Birincisi tabi ki de Fen Lisesi. Aslında Fen lisesini kazmıştım hem de en yakın arkadaşlarımın bitaneside orayı kazanmıştı ama gitmedik. Nedeni ise aşağıda var diye düşünüyorum

Yeni bir dönem evet başlayalım bakalım. 13 yıldır okuyorum ama hala şu ilk gün heyecanı olurmu bu şimdi.

Atlas'a döndüm "İyi dersler ufaklık."dedim. Saçında ki toz parçasını almak için uzanırken geri kaçtı. Alaylı bir tonla "Sana da bayan moruk."dedi. "Ne moruğu be ben senden bir yaş büyüğüm."

"Saçlarımı bozmaya çalışmayacaktın."dedi. Elini saçlarına götürüp geriye yatırdı.

Yesinler saçlarını, bütün gün gez o zaman kafana kar yağmış gibi. Dil çıkardım. "Gut By."

Arka bahçeye ilerledim Gökalp ve Dolunay bankalarda oturuyorlardı. Onlar benim hazinelerimin parçalarının bir kısmıydı. Diğer hanımefendi ve beyefendi daha gelmemişti anlaşılan.

"Günaydın gençler." dedim gülerek, önlerinde dikildim.

Gökalp anırarak "Ooooo smaçör gelmiş dedi. Evet voleybol takımındaydım anırarak söylediği şeydende anlaşılabileceği gibi smaçördüm.

Dolunay ayağa kalktı elektirik mavisi gözleri parlıyordu. "Sanada bebek." dedi. Ve beni boğma işlemine başladı. Bende kolarımı ince beline dolayıp sımsıkı sarıldım. "Özledim yaaaa."dedik aynı anda kıkırdadık.

Dolunay ile voleybol kursunda tanışmıştık. 9-10 yaşlarındaydık herhalde. Çok ama çok güzel bir kızdı.  Elektirik mavisi gözleri, kuzgun karası kalçalarına kadar uzanan uçları gözleri gibi elektirik mavisine boyalı saçları vardı. Biçimli burnun uçunda gümüş halkası vardı. Diğer insanlarda bana itici gelsede Dolunay'a çok yakışıyordu. Voleybol takımının kaptanıydı. Ona sakın söylemeyin kaptanlık önceden bana teklif edilmişti. Dolunay'ın küçüklük hayali Milli Voleybolculuk anladığınız gibi kaptanlığı bu nedenle reddetim kimsenin hayaline engel olmak istemem.

Dolunay ile ayrılıp, birbirimize baktık "Şirket sana yaramamış kanka." dedi.

Napabilirdim ki omuz silktim. Doğru söylüyordu şirket zordu iş öğrencem diye kendimi yerden yere vurmuştum.

"Eeee napıyorsunuz, burada diğerleri neredeler?"

"İyiz. Mesaj attık,aradık yakında ilan asıcaz 'Bu iki şahsıh gördünüz mü?' diye." dedi Yakışıklı İneğimiz.

Yakışıklı İnek burada Gökalp oluyor. Arkadaşımızın gümüş girisi gözleri, kumral saçları ve erkeksi hatları ile oldukça yakışıklıydı artı olarak okul birincisi ve derslerde hocaları göt etmişliği yok değil.

Gülerek yanına oturdum kolunu omzuma attı beni kendine çekip sert göğüsüne yasladı.

Dolunay da gülerek "Birazdan gelirler." dedi.

Okul bahçesinin kapısının önünden büyük bir gürültü oldu. Bahçedeki hekes kafasını oraya çevirdi. Bir adet Uras DOĞAN ve siyah BMW S 1000 RR (Bu ne diye sorarsanız motorsiklet) vardı. Bu çoçuk niye böyle havalı olmak zorunda ya. Elmas gibi parlayan siyah motoru durdurdu. Üzerinden kolaylıkla indi, siyah kaskını çıkarıp siyah saçlarını eli ile karıştırdı. Kaskı motorun arkasına koyup elini arka cebine uzatıp sigara paketini çıkardı içinden bir dal sigara alıp dudaklarına götürdü paketi arka cebine geri koyup çakmağını çıkardı sigaraya can verdi. Derin bir nefes alıp üfledi. Okul kapısından bahçeye giriş yaptı. Tüm kızlar ağzı açık ona bakar tabi çoçuk evrime kafa atmış.

Sevgili YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin