-5.Bölüm.-

86 14 0
                                    

Dersin bittiğini haberdar eden zil çaldı.

"Hadi dışarı çıkalım hava çok güzel." dedi Dolunay.

Kafamız ile onayladık. Okulun hem içeride hemde dışarıda kaferetaryası bulunurdu. Hava güzel olduğunda dışarıda kötü olduğunda ise içeride otururduk. Sıradan kalkıp Aymira ve Dolunay'ın koluna giddim. Hepsini çok özlemiştim.

Dolunay bu yazı Uras ile geçirmişti, Aymira tatile Karadeniz bölgesine gittiğinden hiçbirimizle görüşememişti ek olarak telefonlarda çekmiyordu, Gökalp yazını benim, Dolunay ve Uras'ın arasında gidip gelmişti.

Değişimi, büyümeyi nasıl da hissediyor insan eğer işlerimiz olmasaydı yazı hep birlikte geçirdik. Her yazımız kapta, ata binerek, sinemaya giderek, balık tutarak, yazlıkta ve ya yüzerek geçirirdik. Bu zamanları geri alamayacağımızın farkındaydık, bu sene lisede son senemiz. Tamam biliyorum yine onalarla bereber olacağız, görüşüceğiz, konuşacağız ama bu yılları alabayacağız.

Kes sesini Belinay gelecek için endişelenmeyi bırak, anın tadını çıkar.

Dolunay ve Aymira'ya sıkıca sarıldım her zaman yanımda olan kız kardeşlerim.

İki şaklabanda arkada şakalaşarak geliyorlardı.

Aymira sağımda, Dolunay ise solumdaydı, konuşuyorlardı. Bende konuşmaya katıldım.

"Tatil nasıldı, bebek." dedi Dolunay.

"Nasıl olsun Kaptan, şu 3 aydaki tüm yağmurlu günleri toplasan, 2 ay yağmur yağdı zaten." dedi Aymira.

"Boşuna mı gittin şimdi?" dedim.

"2 ay boş oturmam boşuna oldu gibi gelebilir belli bir süre bana da öyle geldi,"dedi gülerek. "Sonra da bir kanıya vardım boş oturup, yağmuru izlemekte bir uğraş, aydınalndım vallaha." diye de ekledi.

İşte bizim Aymira'mız da böyle normal konuşurken bile saçmalama yeteneği var.

Dolunay ile sırıtık.

İkisine de sıkıca sarıldı. "Özledim sizleri ya." dedim. "Bende sizi 3 aydır babaanneme espiri yapmaya çalışıyorum, öyle bir bakışı varki topuğuna sıkarım gibi ödüm bokuma karıştı yeminlen." dedi Aymira.

"Bana ne demeli kanka'Uras 10 kg kaldır, daha hızlı koş, onu giyinme bunu giy'." dedi Dolunay.

"Acıyorum kendimize," dedi ellerini havaya kaldırıp "Allahım neydi günahımız."

Gökalp ve Uras yanımıza geldiler "İmanamı geldiniz kızlar." dedi Gökalp.

"Biz zaten imanlıydık." dedi kınayan bir sesle.

"Siktir, kanka tirip alarmı sarıdan turuncuya geçiyor, tabanları yağlıyak kaç kaç." dedi Gökalp korkmuş gözlerle Uras'a bakıyordu.

"Bi bok yapmışsınız ki tirip atıyotum, yoksa tiripim sizden tabanları yağlayarak kaçar." dedi Dolunay.

Aymira ile birbirimize bakıp "Off bu çok pisti." dedik.

Uras, Gökal'in sırtını sıvazlayarak "Gökalp ÇELİK'in ruhu için El Fatiha." dedi sırıtarak.

Gökalp üstünden tır geçmiş gibi bakınıyordu. Kafasını iki yana salayarak toparlandı "Tamam prenses sen kazandın." dedi boyun eğen bir sesle.

Dolunay'a dalaşılmayacağını bu okuldaki herkes bilirdi, ağır lafları yok değildi. Her ne kadar hayat felsefesi 'Parti nerde Dolunay orda' olsada damarına basıldığında o sahibinin karnını okşamasını bekleyen yavru maviş kedi gider yerini avını elinden alınmaya çalışılmış bir pantere bırakırdı.

"Afetim, afetmesine bize kahve ısmarla yeter." dedi Dolunay bize bakıp göz kırptı, yerim seni maviş.

Bence gerçek dost içinden geldiği gibi konuşabileçeğin kişidir, küsmese bari diyipte yalakalık yapacağın kişi değildir. Böyle insanları zaten kapalı kutunun içine koyup uzay boşluğuna atmak gerekir, bence. Bir insanın içinde iyilik olduğu zaman konuşmalarınada bu otomatikman yansır iki yüzlülüğe gerek yok.

"Emriniz olsun prenses." dedi Gökalp kolunu Dolunay'ın omzuna atıp kendine çekti, yürümeye başaladılar.

"Ya kızlar şu kız tiribini kim bulmuşsa helal, atam bombası etkisi yapıyor bu nedir ya." dedi Uras yanımıza gelip beni sol kolunun altına, Aymira'yı da sağ kolunun altına aldı.

"Tabi oğlum sen ne sandın." dedi Aymira elini uzun kahverengi saçllarına götürüp omzundan geriye doğru attı. İkimizde kıkırdadık

Uras öçü görmüş gibi gözlerini pörtletti "Sizden korkulur vallah." dedi.

Öndeki Dolunay ve Gökalp'in peşinden ilerledik. Etrafa bakınındım her yer neredeyse doluydu boş olan yerler ise güneş alan yerlerdi. Elimle boş bir masayı ve 6 adet sandalyeyi gösterip "Ağacın gölgesine çekelim." dedim.

"Hay, hay bayanlar." dedi Gökalp sırıttı.

-

Multide Dolunay DEMİRKAN.

Lütfen oylayın.(Diğer bölüm daha iyi bence ama siz bilirsiniz.)

Sevgili YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin