Sanki bir an gözlerim ışıldamıştı sevmiştim 'Küçük Adam' ismini fakat bu kızı tanımıyorum ben. Kafamda soru işaretleriyle birlikte çokça bilmediğim ve daha önce yaşamadığım enteresan duygular ve hisler vardı. Sanırım gözleri mükemmeldi. Sesimin titremesine rağmen konuşmaya çalışıyordum bu sırada Ecrem bana 'Hani Demir gelecekti' diye bir şeyler söylemeye başladı yavaşça kafamı çevirerek 'Bu kızın Demir olduğunu düşünmüyorum' diyebildim ve o sırada 'Selam ben Damla :)' diye bir ses duydum yavaşça elini kaldırdı ve tokalaşmak için bana doğru yöneltti ben ise ne olduğunun farkına varamadan bakakalmıştım sesimin titremesini hiçe sayarak elimi uzattım ve 'Selam?' dedim.
'Ben Demir'in kız arkadaşıyım o şuan arabada birazdan burada olur bana dairenin numarasını verdi ve yukarı çıkmamı söyledi umarım rahatsız etmiyorumdur.'
Ecrem bir hızla olduğu yerden kalkıp yanımıza doğru gelmeye başladı.
'Aaa hatırladım ben seni doğru Demir geçen bahsetmişti 7-8 gündür berabersiniz sanırım.'
'Evet öyle'
İçimdeki bu şey hayal kırıklığı mıydı? Hiçbir fikrim olmadığını düşünüyorum. İçimde beliren hisler, duygular bir anda yok olmuştu sanki. Ciğerlerime dumanlar dolmaya başladı sinsice, ben hiç aşık olmamıştım ama ilk görüşte aşka da inanmıyordum. İnanmalı mıydım? Şuan hiçbir şey kestiremiyorum bütün düşünce yeteneğimi kaybetmiştim. Onu göreli henüz 10 dakika bile olmamıştı sadece gözlerini beğenmiştim aslında ya da bundan emin değilim. İçeri geçmesini söyledim ve ona kanepeyi işaret ettim.
'Arkadaşa bir şeyler ikram edin.' Diyerek suskunlaştım. Devrim ise 'Ev senin bu işi senin yapman gerekiyor.' Diyerek bana ukalalık tasladı. Olduğum yerden mutfağa doğru ilerleyerek ' Ne içersin.' Diye sordum 'Sütlü kahve.' Diyerek gülümsedi. Ben ise içimden sanırım Türklerin kahveye ayrı bir ilgisi var diyerek kupanın olduğu dolabı açtım ve sütü alıp tezgâha koydum. O sırada o dördü sohbet ediyordu ben ise onlara katılma niyetinde değildim. Derken kapı çaldı ve gelen çok büyük bir ihtimalle Demirdi Arda kapıya baktı ben ise kahveyi neredeyse bitirmek üzereydim. Bir an önce herkesin evine gitmesini ve yalnız kalmak istiyordum çok hissizdim kafam bomboştu ve zihnen çok yorgundum. Siyah renkli kupaya kahveyi doldurup Damlaya doğru götürdüm Demir de gelmişti. Hep birlikte ne yapacağımızı bilmiyordum ne parti kaldı ne eğlence ben sadece evimde yalnız kalmak istiyordum. Ama kimseye gidin diyemezdim çok ayıp olurdu bu yüzden susmak en iyi yöntemdi.
Damlaya bakmadan duramıyordum. Neler olup bitiyor hiç bilmiyorum yada farkında değilim. Uzun süre bakınca o da bana bakacakmış gibi bir his uyanıyor içimde ama o bana sadece bir kere bakıp gülümsemişti ötesi olmadı. Kendimi kaptırmaktan korkuyorum sohbete bir türlü katılamıyorum. Eğleniyorlar ve ben sadece oturup onları seyrediyorum. Demir bir anda ayaklandı ve birşeyler söyleyeckti belli ki.
'Bugün doğum günüm parti yerine hep beraber evde oturup sohbet edelim konuşalım istedim.'
'İyi planlamışsın biliyorsun ben partileri falan sevmem.'
Ecrem ve Devrimin siniri yeniden gün yüzüne çıkmıştı ve bana dikine dikine bakıyorlardı. Ben ise aldırmamaya çalışıp ortama ayak uydurmaya çalışıyordum. Demir sıkıcı konuşmalarına devam ediyordu.
'Ne yapmak istersiniz?'
Benim içimden uyumak geçiyordu bütün bedenimi yatağa bırakıp rahatlamak. Bunu şuan yapmak imkansızdı sanırım. Eninde sonunda gidecekler umarım bugün burada kalmazlar diye düşünürken gözlerim tekrar Damlaya çevrildi. Ona bakarken kendimi masum bir kedi yavrusu gibi hissettiğimi söyleyebilirim. Damla yavaşça bana doğru döndü ve ben gözlerimi kaçırmaya çalıştım ama yapamıyordum.
'Sen yalnız mı yaşıyorsun?'
'Ben mi?'
diye karşılık verdim şaşkındım beni ipleyeceğini düşünmemiştim. Kafasıyla onayladı bana sorduğunu.
'Evet'
kısa cevap vererek geçiştirdim sanırım. Ama nasıl konuşacağımı bilmiyordum vede şuan o yok olan hislerim yavaş yavaş içime kapanıyordu. O Demir'in sevgilisiydi bunu yapamazdım fakat Demir sevgililerini ciddiye alan biri değildi çok kızla birlikte oldu bu da onlardan biri olabilirdi. Kafam da uçup gitmeyi bilmeyen soru işaretleri var çok bitkinim. Bu olanlardan sonra Damla bana bir kaç kez daha baktı ve ben sadece gülümsedim. Ben aşık olamam beceremem, yapamam daha önce böyle duygular yaşamadım, hissetmedim. Kahrolası sürtük nereden çıktın sen. İçimden amaçsızca küfürler savuruyordum ama nedenini bilmiyordum. Kafamdan senaryolar kurup bozuyordum bunlar bana yakışır şeyler değildi sanırım ben, ben değildim.
×Multimedya Damla×
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Adam
Teen Fiction" Kaybolan hislerimin çöplüğü olmuştu sanki kalbim, her sabah derin duygularımın altında eziliyordum adeta. Kaybolan ruhum küçük bir adamın bedenine kapatılmıştı." Bu hikayede henüz 17 yaşında bir erkeğin hayatını okuyacaksınız. Aşkları, arkada...