Merhaba arkadaşlar, umarım bölümü beğenirsiniz :) Bölümü oylarsanız ve düşüncelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Keyifli okumalar :)
-------------------------------------
Bir anlık afallamadan sonra kendime gelip Eymen'in arabasına yöneldim. Hızlıca arabaya binip çalıştırdım. Evet onları takip edecektim. Normalde böyle şeylerden deli gibi korkan ben şimdi bütün cesaretimi toplayıp onların peşinden gidecektim. Eymen'i neden bu kadar önemsemiştim, onun için neden bu kadar endişeleniyordum bilmiyorum. Ama benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı değil mi? Sonuçta arkamı dönüp gidemezdim.
Hala onları göremiyordum. Aradan biraz zaman geçtiği için onları yakalamakta zorlanıyordum. Bu yolun çıkacağı tek bir yer vardı ve sağa sola sapamayacakları için şanslıydım. Biraz daha hızlanınca biraz ilerideki siyah arabayı gördüm. Evet evet onlardı. Yakalamıştım sonunda ama fazla yaklaşmamalıydım yoksa beni fark ederlerdi. Onları takip ederken telefonun çaldığını fark ettim. Annem arıyordu.
" Efendim anne!"
" Hayalcim neredesin kızım? Misafirler gelmek üzere hani erken gelecektin. " Anneme ne diyecektim şimdi. Anne birileri arkadaşımı kaçırdı bende peşlerinden gidiyorum merak etme. Böyle söylersem kesin kalpten giderdi kadın. Aceleyle aklıma gelen ilk yalanı söyledim.
" Annecim okuldan bir arkadaşım rahatsızlandı. Onu hastaneye getirdim. İyi olunca geleceğim beklemeyin beni." İnanmasını umarak söyleyeceklerini dinlemeye başladım.
" Tamam tatlım. Arkadaşına geçmiş olsun dediğimi söyle. Görüşürüz."
" Hı-hı" diyerek geçiştirdim ve telefonu kapattım. Tabi bu sırada önümdeki aracı hala takip ediyordum. Nereye gidiyorduk acaba hiçbir fikrim yoktu. Buralar bana fazlasıyla yabancıydı.
Arabanın yavaşladığını fark edince bende yavaşlayıp beni göremeyecekleri bir yerde durdum. Etrafıma bakınca uçurum gibi bir yerdi. Aklıma gelen bin bir türlü senaryoyu düşünmemeye çalışırken gözüm arabadan inen Eymen'e takıldı. Rahat bir tavrı vardı. Hiç mi korkmuyordu onu kaçıranlardan. Hem ne demişti bana arabadayken, bizi takip edenleri az çok tahmin ediyorum da ne demekti. Adamları tanıdığı için miydi bu rahat tavırlar?
Eymen'in peşinden iki adam daha indi. Biraz daha uçuruma yaklaşmışlardı. Adam el kol hareketleriyle bir şeyler anlatıyordu. Aynı şekilde Eymen'de sanki bağırıyormuş gibi karşılık veriyordu. Bu adamların derdi neydi acaba? Uzun süredir onları izliyordum ve hala aynı şekilde konuşmaya devam ederken Eymen birden arkasını dönüp yürümeye başladı. Adamın belinden çıkarttığı silahı ona doğrulttuğunu görünce arabadan fırladım ve ona koşmaya başlayınca Eymen'in bakışları bana döndü.
"Adamın elinde silah var Eymen " diye bağırınca gülümsedi bana. Neden gülümsemişti ki? Hangi manyak silah ona doğrultulunca gülümser ki. Bu çocuğun davranışlarına bir anlam veremiyordum artık. Yüzünü adama dönüp.
" Vursana!" diye bağırıp devam etti. " Hadi abi! Daha önce de doğrulttun o silahı bana hiçbir şey olmadı. Yine aynısını yapıyorsun. Madem cesaretin var vur hadi!"
Abi mi demişti yoksa ben mi yanlış duydum. Bir insan niye kardeşini kaçırır sonra da ona silah doğrulturdu ki aklım almıyordu. Korkudan gözyaşlarıma engel olamıyordum.
"Eymen buna beni sen mecbur ediyorsun. Yeter artık bırak şu inadı da dön evine ve ailenin istediğini yap. Bu sana ikinci uyarım bir dahaki sefere bu kadar sakin olmam haberin olsun." dedi Eymen'in abisi olduğunu öğrendiğim adam.
" Öncede söyledim şimdi de söylüyorum abi. Ben oraya geri dönmeyeceğim unutun beni. Sizin kurallarınıza sizin emirlerinize göre yaşamayacağım. Ben sizin gibi değilim işte anlayın artık. Unutun beni öldü bilin!" diyen Eymen oldukça öfkeli görünüyordu. Söylediği sözler o kadar ağırdı ki abiside etkilenmiş olmalıydı.
Kaskatı kesilmiş bedenimi Eymen'in elimi tutup çekiştirmesiyle hareket ettirebildim. Başka zaman olsa elimi tuttu diye senaryolar yazar hayaller kurardım fakat şimdi durum farklıydı. Hızlıca arabaya doğru yürümeye başladık. Arkama dönüp baktığımda abisinin bize baktığını fark ettim. Eymen sürücü koltuğuna oturdu bende yanına. Arabayı çalıştırıp yola çıktığımızda ikimizde konuşmuyorduk. Soracak o kadar çok şey vardı ama ben ağzımı açamıyordum. Uzun süre gittikten sonra aniden durduk. Eymen'e baktım sanki nefes alışverişini düzenlemeye çalışıyor gibiydi.
" Hayal nefes alamıyorum çıkalım biraz" dedi zorlanarak.
Hemen arabadan inip yanına gittim. İleride denize karşı olan banklardan birine oturduk. Deniz havası iyi gelirdi. Mart ayındaydık, havada hafif bir serinlik vardı ve insanın yüzüne değdikçe ferahlatıyordu sanki. Eymen' baktığımda daha iyi gibiydi. Daha rahat nefes alıyordu artık. Ona dönüp
" İyi misin?" dedim. Kafasını evet dercesine salladı. Bende başka bir şey demeden yüzümü tekrar denize çevirdim. Hava çoktan kararmıştı ama deniz hala bütün mükemmelliğiyle karşımızda duruyordu. Eymen'in sesini duyunca ona baktım.
"Neden peşimden geldin? Sana bir şey olabilirdi. Neden kendini daha yeni tanıştığın biri için riske attın?" benim ona soru sormam gerekirken o bana suçlarcasına sorular soruyordu.
"Kim olsa aynı şeyi yapardı. Ne yapmalıydım? Öylece arkamı dönüp gitmeli miydim? Seni kaçırdıkları için belki sana yardım edebilirim diye geldim işte peşinden ama böyle suçlayacağını bilsem gelmezdim!" dedim ama bu söylediklerim bağırır gibi çıkmıştı ağzımdan.
Eymen şaşırmış gözüküyordu. Sanırım benden böyle bir tepki beklemiyordu.
" Şey ben özür dilerim Hayal. Öyle demek istemedim. Yani ben senin için endişelendim sadece. Amacım seni kırmak değildi kusura bakma." Derken küçük bir çocuk gibiydi.
Gözlerine baktığımda onu affetmem için yalvarıyordu sanki. Bir anda bütün sinirim geçmişti. "Tamam neyse önemli değil" dedim bende daha fazla dayanamayarak.
Ufakta olsa gülümsemesi beni mutlu ediyordu ama hala içinde kopan fırtınaları anlayabilmiş değildim. Bana bakıyordu ama kim bilir aklından neler geçiyordu. Hala bugün yaşananları öğrenebilmiş değildim ve acayip merak ediyordum. Sonuçta her gün böyle olaylar başıma gelmiyordu yani. Ama sormaya cesaret edemiyordum. Onun anlatması için bekliyordum. Bir süre daha sessizliğin ardından bunu bozan Eymen olmuştu.
" Biliyorum bana bugün yaşananların ne olduğunu sormak istiyorsun. Daha yeni tanıştığın birinin abisi tarafından kaçırılması falan normal şeyler değil. Orada da konuşulanlardan anlamışsındır az çok ne olduğunu. Abim beni eve götürmek istiyor ve ben istemiyorum. Onların baskısı altında onların istediği gibi yaşamak istemiyorum. Aramızdaki mesele bu." Dedi ama bu söyledikleriyle anca küçük çocukları kandırabilirdi.
" Bunlara inanmamı mı bekliyorsun. Sadece seni eve götürmek değil mesele. Eğer bu kadar basit olsaydı abin sana silah doğrultmazdı. Haksız mıyım?"
" Evet haklısın Hayal ama daha fazlasını anlatamam. Eğer bu olayın içine sende girersen ikimizde çıkamayız. Ben sana benim yüzümden zarar gelsin istemiyorum. Lütfen bu konu burada kapansın." Dediğinde daha fazla soru sormadım ama söyledikleri beni tatmin etmemişti. Bu olayın içine bende girersem ikimizde çıkamayız demek de neydi?
Anlam verememiştim ama bu konuyu öğrenmeden de konuyu kapatmaya niyetim yoktu.
------------------
Eymen'in büyük bir sırrı olduğu belli bakalım diğer bölümde neler olacak ? :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FISILTIDIR YAŞAMAK
Ficção AdolescenteAşk nedir? Nerededir? Nasıl hissettirir? Bu soruların cevabı herkes için farklıdır. Kimi içinde uçuşan kelebekler diye tanımlasa da kimi için aslında acıdır aşk. Ve kimiside sevdiğinden vazgeçebilecek kadar çok aşıktır. Kendi dünyasında normal bir...