Bölüm şarkımız Tarkan'dan unut beni olsun. Keyifli okumalar :)
--------------------------------------------------
2 sene önce
Lise üçüncü sınıfın son günlerindeydik ve okul bitse de tatile başlasak diye sabırsızlanıyorduk. Asıl bizi heyecanlandıran yıl sonu balosuydu. Aylar önceden konuşmaya başlamıştık kızlarla ne giyeceğimiz hakkında. Tabi herkes şıklık yarışına girmişti sanki güzel olmasak dünyanın sonu gelicekti.
Özel Şanlı Lisesinin geleneklerinden biridir baloya eşli olarak katılıp dans etmek. Dans meraklısı birisi olarak bu durum benim hoşuma gidiyordu.
Ve dans partnerim kesinlikle efsane birisiydi. Hem partnerim hem arkadaşım hem sevdiğim kişi hem de hayatta beni en iyi anlayan tek insan. Şüphesiz bütün sırlarımı anlattığım beni yargılamadan dinleyen tek kişiydi hayatımdaki. Çocukluk anılarımın hemen hemen hepsi onunla birlikte geçmiştir desem yanlış olmaz.
Büyük heyecanla beklenen balo günü gelmişti sonunda. Son olarak yüzüğümüde taktığıma göre artık hazırdım baloya gitmek için. Siyah mini elbisem, elbisemi tamamlayan topuklu ayakkabılarım ve takılarımla güzel bir görüntüye sahip olduğumu düşünerek evden çıkmamla Melih'i karşımda takım elbiseyle görmem bir oldu. O kadar kusursuz gözüküyordu ki takımın içinde bana bir şeyler söylediğini biraz geç fark etmiştim.
"Prenses mükemmel gözüküyorsun. Büyülenmemek imkansız. Bugün seni yanımdan bir dakika bile ayırmayacağım. "
Ya canım benim sen beni yanından ayırmayacaksan ben hep böyle hazırlanıp çıkarım.
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp Melih'in koluna girdim ve arabaya doğru yürümeye başladım. Kapımı kibarca açışını ne yalan söyliyim hayranlıkla izledim. Ben arabaya biner binmez kapımı kapatıp o da yerine geçince hemen yola koyulduk.
Gideceğimiz yer fazla uzak degildi bu yüzden balo salonunun önüne gelene kadar konuşmamıştık ama Melih'in bir derdi vardı sanki.
Normalde sürekli benimle uğraşır, sakalaşırdık ama bugün arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmamıştık. Ne olduğunu merak ediyordum fakat soramazdım çünkü Melih anlatmak istemediği şeyleri ne kadar sorarsan sor anlatmazdı. O da öyle bir cins işte. Elbet zamanı gelince anlatır diye düşündüm.
Arabadan indiğimizde yanıma gelip elimi tuttu. Bir an kalbim yerinden fırlayacak sandım ama heyecanımı bastırıp yürümeye başladım.
Salona girdiğimiz gibi bütün gözler bize dönmüştü. Handelerin olduğu masaya doğru giderken heyecanımın hala geçmediğini fark ettim.
Hande'nin yanına gittiğimde sessiz sessiz bir şeyler fısıldadı.
"Kızım siz ikiniz ne kadar mükemmel gözüküyorsunuz. Herkes sizin sevgili oldugunuzu düşünüyor."
Ah canım o da olur umarım diye içimden geçirirken bugün yapmayı planladığım şeyi Hande'ye söyledim.
"Bugün ona herşeyi söyleyeceğim. Onu yıllardır sevdiğimi."
"Şaka yapıyorsun." Derken Hande bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Ama ben oldukça ciddiydim.
"Hiç bu kadar kararlı hissetmemiştim Hande. Bence bugün söylemek için çok uygun bir gün."
Kendimi bildim bileli yanımdaydı. En kötü günlerimde yanında rahatça ağlayabilmiştim ya da mutlu olduğum şeyleri ilk onunla paylaşmıştım.
Başlarda ona olan duygumun arkadaşlık dostluk bağı olduğunu düşünsemde sonradan bu duygunun sevgi hatta aşk olduğunu anlayabilmiştim. O benim ilk aşkımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FISILTIDIR YAŞAMAK
Novela JuvenilAşk nedir? Nerededir? Nasıl hissettirir? Bu soruların cevabı herkes için farklıdır. Kimi içinde uçuşan kelebekler diye tanımlasa da kimi için aslında acıdır aşk. Ve kimiside sevdiğinden vazgeçebilecek kadar çok aşıktır. Kendi dünyasında normal bir...