Playlist: Muse - Supermassive Black Hole• • •
Kesit
"Susabilirim de, susmayabilirim de. Sırrını bildiğimi unutma yalnız tanrı Dispater."
Leucetios şaşkın bakışlarını Dispater'a çevirdi. Dispater'ın bir sırrı mı vardı? Üstelik tek arkadaşı olarak bu sırrı bilmiyordu ve bahsedilen sırrı Zacharus mu biliyordu? Kaşlarını çatarak hırçın ses tonunun kendisini ele geçirmesine engel olamadı.
"Ne diyor bu hırsız?"
Tükürür gibi söylediği "hırsız" kelimesi, Zacharus için bir iltifat gibiydi ve bu iltifat onu öyle onurlandırmıştı ki duruşunu dikleştirmiş ve göğsünü şişirmişti. Çıt bile çıkarmayan Dispater'a dönüp sinsi bakışlarını alaycı gülümsemesi ile süsledi.
"Beni öldürdüğünü düşünürsek ve Aufeniae'nin bunu deli gibi kullanma fırsatını da göz önünde bulundurursak... Çenemi tek bir şekilde kapalı tutarım."
Dispater yıllar kadar uzun ve yıpratıcı sessizliğini bozarak tehditkar ses tonuna ve heybetli görüntüsünün altında yatan sert kayaya izin vererek Zacharus'un karşısına dikildi. L ve Brighid, neler olacağını izliyorlardı ve olası bir tanrısal kavgadan şüphelenen Leucetios Brighid'i nazik bir hareketle arkasına aldı. Dispater fısıldıyordu fakat sesinde öylesine sert bir tını vardı ki, kükreyen bir aslan havası yaratıyordu.
"Seni tekrar öldürmem. Ama öldürmemi dilersin. Nefes almaya vakit bulduğun her an, ağlayarak bana yalvarırsın. Gözlerinden akan tuzlu sıvının kurumuş boğazına değdiği her o küçük saniyelerde yaşadığın her dakikaya lanet edersin. Kendi göğüs kafesini kendin parçalayıp, kendi kalbini kendin sökmek ister ama yapamazsın. Tek duyacağın ses kendi iniltilerin olur. Anlıyor musun?"
Brighid, Dispater'ın yakıcı öfkesinden dolayı ürpermiş ve önünde duran Leucetios'a istemsizce sığınır gibi sarılmıştı. Dispater'ı ilk kez böylesine öfkeli gören L, sahiplenircesine Brighid'i kollarının arasına aldı. Zacharus ise ne kadar korkuyor olsa da, Aufeniae adlı joker kartına sonsuz şekilde güveniyordu. Hafifçe öksürerek sesinin titrek çıkmaması için boğazını temizledi ve kendinden emin durmaya çalışarak dik bir şekilde Dispater'a baktı.
"Tehditlerini kendine sakla yalnız tanrı. Bir hayalden öte değiller. Şimdi... Eğer sırrını saklamamı istiyorsan, istediğim şeyi bana vereceksiniz. Sözümü dinlemezsen, birkaç saniye sonra ne kadar ciddi olduğumu anlayacaksın."
Ardından uzun bir sessizlik ortamı ele geçirdi. Kimse konuşmuyordu. Dispater, gözlerinden saçtığı öfke ile baş etmeye çalışıyordu ve Brighid hissettiği gerilimden dolayı korkuyu derinliklerinde hissediyordu. Leucetios her zamanki cesur tavrıyla sessizliğe ara veren isim oldu.
"Ne istiyorsun, hırsız?"
Zach, arsız bir sırıtışla Leucetios'a baktı ve kolunu kaldırarak işaret parmağını L'in arkasında korkmuş bakışlarla duran Brighid'i işaret etmek için kullandı. Ardından, lanetli sesiyle karşısında duran iki adamı da delirtecek o cümleyi kurdu.
"O'nu ve güçlerini istiyorum."
*****
Kesit işini aşırı sevdiğimi söylemiş miydim? Mükemmel bir hatırlatıcı oluyor. Yine istedim ki, tanrılar ailemizi unutmayın ve onlarla ilgili merakınızı canlı tutabilelim. Umarım bir işe yaramışımdır. Yorumlarınızı eksik etmeyin. Hoşçakalın ➰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRIGHT
FantasyŞimşek, kör edecek bir göz arıyordu kendine. Gözler ise, bahşettiği bakışla iyileştirmek istiyordu her kim acı çekiyorsa. Şimşek, gözleri kör etti. Gözler şimşeği aşk ile ehlilleştirdi. Ve ateş, tutuşturacak bir çıra buldu. Çıra tutuştu, yangın old...