➰- 4

40 3 12
                                    


Multimedia : Rudianos

Leucetios'un Şimşek Mabedi

Duyduğu cümleler ve bu cümlelerin önemi karşısında tutulan bir adamın dudaklarından dökülen hafif bir mırıldanma yaladı Brighid'in kulaklarını.

"Bunu nasıl bilebilirsin?"

L'in sesini ve yüz ifadesini bürüyen sis bulutu şaşkınlığın eseriydi. Brighid ise kendinden emin bir duruşla başını hafif yukarı kaldırdı ve gülümsedi.

"Ben sağlık ve bereketin olduğu kadar aşkın da tanrıçasıyım. Ruhları titreten aşkları hissedebilir ve onları yönetebilirim. İşte bu sırrı da titreyen bir ruh sayesinde gördüm. Kararmaya başlayan bir ruh..."

* * *

Tanrılar Bahçesi

Zach, bahçenin bir köşesinde sessizce kardeşi Rudianos'a uzun uzun baktı. Cezalı olduğundan beri onu hiç görememişti ve içinde insansı bir özlem biriktirmişti. Ağır adımlarla kardeşinin yanına yaklaştı ve yumuşak bir ses tonuyla genç Savaş Tanrısı'na doğru mırıldandı.

"Rudy?"

Rud, başını duyduğu sese doğru hızlıca çevirdi ve karşında duran silüeti defalarca inceledi. Şu an yer altında herhangi çürük bir zindanda olması gereken Hırsız Tanrı, tam olarak karşısında duruyor ve gözlerinin içine bakıyordu. Yine de Zach, Rud'un kardeşiydi ve fazlasıyla özlenmişti.

Rud, kafasındaki soruları bir kenara bırakarak Zach'e doğru atıldı ve onu kollarının arasına sıkı sıkıya hapsetti.

"Kaçtıysan muhtemelen öleceksin o yüzden son sarılmamız gerektiği gibi olsun."

Diyerek hafifçe gülmüştü. Elbette kardeşini öldürmelerine izin vermez ve tüm dünya ruhlarından oluşan ordusuyla herkese karşı çıkardı. Üstelik Leucetios onun müttefikiydi ve kimse yıldırımlarla yanmak istemiyorsa Rud'a bulaşmazdı. O da güçlü ve ağır bir tanrıydı.

  Tek sorun kardeşi Zacharus'un, çoktan müttefikini karşıya aldığını bilmiyor oluşuydu. Zach başını hızlıca sallayarak kardeşinden bir adım uzaklaştı ve sinsi gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

"Ben çoktan öldüm. Yine de burada olabilecek kadar yenilmez bir tanrıyım."

Zach kendini ve karşısındakini kandırmaya çalışıyor olsa da Rud kardeşini fazla iyi tanıyor ve elbette bu yalana inanmıyordu.

"Nasıl oluyor da zindanda değil de karşımda duruyorsun Zach?"

Zacharus sağ elini kaldırıp yavaşça çenesini sıvazladı ve kardeşine hangi cevabın uygun olacağını kısa bir süreliğine düşündü. Uzun uzun her şeyi anlatmalı mıydı? Yoksa kimsenin onları duymayacağı bir yerde mi içindekileri dökmeliydi? Bilmiyordu. Fakat Hırsız Tanrı fazlasıyla sabırsızdı ve görünen oydu ki dilini tutamayacak, Savaşın Tanrısı'nı da kendi belasına bulaştıracaktı.

"Bu biraz... Uzun bir mesele. Ama Aufeniae sayesinde dışarıdayım."

Zach, Aufeniae'den bahsedince Rudianos içten içe gerildiğini hissetti. Kasları duygularına güdümlü çalışıyor ve en az ruhu kadar sıkı, gergin bir hal alıyordu. Sanki, olduğu yerde büyüyordu. Bir isim, basit bir isim kulağından süzülünce anılarından bir sayfayı açıyor ve yüksek sesle okunuyormuş hissiyatı veriyordu. Zach, karşısında duran heybetli adamın duygularını okumaktan çok kendi kibirini ön planda tutuyor ve kendi beyninde dolaşan tilkileri salıveriyordu. Planlarını anlatmalıydı. Ayağını yerde duran kayanın üzerine koydu ve bir vaiz edasıyla çenesini dikleştirip konuşmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BRIGHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin