Gözlerimi açtığımda hemen başımın yanında duran otelin tanıdık simgesini gördüm. İlk başta kendi odamda uyandığımı düşünsemde oda düzeninin aynı olmadığını fark ettiğimde yavaşça kafamı kaldırdım.
Dün geceye dair son hatırladığım o futbolcuyla tuvaletin kapısında çarpışmamızdı.
Çok fazla içtiğimi başımın ağrısından da anlamak mümkündü.
Yan tarafımda bana sırtı dönük olan çıplak bir adamla beynimden vurulmuşa döndüm. Yattığım yerde biraz daha toplanırken neler olduğunu hatırlamaya ve anlamaya çalıştım.
Yapmamıştım değil mi? Bunu yapmış olamazdım yapmamıştım.
Kendiminde çırılçıplak bir şekilde sadece çarşafa dolanmış olarak yattığımı anlamamla boğazımdaki yumru büyümeye ve gözlerim dolmaya başlamıştı.
Başımın ağrısına bacaklarımın arasındaki sızı da eklenince gözümden düşen yaşlara ve ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.
Bekaretim şu an yüzünü bile bilmediğim bir Ada'm tarafından, hiç bir detayını hatırlamadığım ve içinde aşk olmayan bir gece de alınmıştı benden.
Bu benim için dini açıdan olmasa da kendime olan saygım açısından önemli bir şeydi.
Asla tek gecelik bir şeyde kaybetmek istemediğim bir şey. Aşık olacağım, hayatımı adayacağım, çocuklarını doğuracağım adama saklamak istediğim bir şey.
Güçlükle ayağa kalktım. Yanımdaki adamı uyandırmadan hala çıplak bir şekilde banyoya gittim ve ardımdan kapıyı kapatıp ağlamaya başladım.
Ben nasıl böyle bir hata yapabilmiştim? Nasıl ismini bile bilmediğim birisiyle dün gece o işi yapabilmiştim?
Çok geçmeden ince bacaklarım gücünü kaybetti ve otelin soğuk fayansına yaslanıp diz çökerek ağlamaya devam ettim.
Orada ne kadar süre ağladığımı bilmiyorum ama pişmanlık ve suçluluk duygusu içimde git gide büyüyordu.
Kendimi Nasıl tek gecelik bir kadın haline getirebilmiştim!?
Ağlayışını git gide yavaşladı ve sık hıçkırıklarım seyrelse de gözümden hala istemsizce yaşlar akıyordu. Siyah saçlarım gözyaşlarım yüzünden ıslanan yüzüme yapışmış ve banyonun zemininde çıplak bir şekilde kollarımı dizlerimi sarmış boş boş karşı duvarı izliyordum.
Banyonun kapısı açıldığında korkuyla nefesimi tuttum. Tam kapının arkasında kaldığım için giren Adam beni görmeden çıplak bedenini duşa kabinin içine soktu ve suyu açıp başını fayansa yasladı.
Görünen o ki buradaki varlığımdan haberdar değildi.
Tam o sırada vücudunu benden tarafa doğru çevirdi ve dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.
Bu oydu!
Dün gece neler olduğunu hatırlamıyordum Nasıl bu duruma geldik bilmiyorum ama bu sabah yatağında bekaretimi kaybetmiş şekilde uyandığım kişi o futbolcu bozuntusuydu.
Hıçkırığımın sesi ona ulaştığında aniden gözlerini açtı ve şaşkın bir surat ifadesiyle bana baktı.
Karşımdaki adamın çıplaklığıyla utanıp bakışlarımı yere çevirdim.
Suyun sesi kesilmeden duşkabininin açılma sesiyle birlikte adının Neymar olduğunu hatırladığım adam
"Aman tanrım!" Diyerek kabinden çıkıp yanıma çöktü ve yüzümü kaldırıp beni kendine bakmaya zorladı.
"Ben gittin sanıyordum. Aman tanrım! İyi misin neden ağlıyorsun?"
Çıplaklığını umursamadan yanıma çökmüş korkmuş ve şaşkın bir ifadeyle suratıma bakıyordu.
Ağzımı konuşmak için açtığımda tek yapabildiğim saatlerdir yaptığım gibi hıçkırmaktı.
"Ben senin canını mı yaktım ne oldu neden ağlıyorsun hey?"
Çaresizce ağlarken başımı iki yana sallayabildim.
Ağlamaktan gözlerim şişmişti ve çok ağrıyordu.
Bir anda bedenim soğuk fayanstan ayrılmış ve onun ıslak tenine yapışmıştı. Bu yaptığıyla korkuyla daha da şiddetli ağlamaya başladım ki yüzüme değen ılık suyla beni sadece kendime getirmek için suyun altına soktuğunu anladım.
"Sakin ol, shh tamam sakin ol ve bana ne olduğunu söyle."
Tek koluyla beni kendi bedenine yaslayıp tek koluylada yüzüme yapışan ıslak saçlarımı çekmeye çalışırken ikimizinde çıplak olduğu aklıma geldi ve ellerimi göğsüne bastırıp onu itmeye çalıştım.
Benden biraz uzaklaştığında bacaklarım bana ihanet edip kendi ağırlığımı taşıyamadı ve dengemi kaybettim. Tam düşeceğim sırada beni tekrar o yakaladı ve
" Sakin ol.. Korkma bir şey yapmayacağım. Sakin ol." Dedi ve elleri saçlarımda gezinmeye başladı.
Yaptığım şeyin pişmanlığıyla bir müddet daha ağladım. Suyun altında ikimiz de öylece dikildik.
Sonunda göz pınarlarım kuruduğunda ve akacak başka bir damla göz yaşım kalmadığında geriye sadece kesik kesik nefes alışlarım ve hıçkırıklarım kaldı.
Bir anda kapanan suyla şaşırsamda daha sonra üzerime kapanan havluya minnettar olmuştum. Tanımadığım bir adamın karşısında çıplak durmak beni geriyordu. Tanımadığım bu Ada'mla dün gece beraber olmuş olduğumuz gerçeğiyse beni kahrediyordu.
Beni yavaşça havluya sarıp duştan çıkardı ve klozetin kapağını kapatıp üzerine oturmamı sağladı. Kendisine bir havlu almadan gelip saçlarıma bir havlu daha sardı ve en son kendi bedenini kuruladıktan sonra beline havlusunu sardı. Belli ki çıplaklık onu rahatsız etmiyordu ama ben bu sürede oldukça rahatsız olmuş ve bakışlarımı kucağımda birleştirdiğim ellerime yöneltmiştim.
Banyo uzun süre açık kalan sıcak su yüzünden buharla kaplanmıştı. Zaten kesik kesik olan nefesimi daha da zorluyordu. Birden bacaklarımın altındaki kollarını hissettim ve oturduğum klozetle kalçalarımın bağlantısı kesildi.
"Gel bakalım buraya." Diyerek kucağında benimle birlikte banyodan çıkıp odadaki devasa yatağa yöneldi. Beni yatağın içine bıraktıktan sonra rahatsızlığımı anlamış olacak ki üzerimi örtmek için yatağın üzerindeki çarşafı kaldırdığında ikimizinde gözleri artık kahve rengi olan lekede takıldı.
Ağzımdan tuhaf bir inleme çıkmasına engel oylamamıştım ve kalbim yeniden sızladı.
Ben Nasıl bu kadar alçalmıştım?
Eli havada kalan Neymar ifadesiz bir şekilde yataktaki bekaretimin izine bakıyordu. Sonra daha üzerimi örtmeden heceleyerek konuşmaya başladı. Gözleri korkuyla açılmıştı.
"Be... Ben seni zorlamadım değil mi?"
Gözlerim sanki mümkünmüş gibi tekrar dolarken elinde kalan çarşafa uzanıp üzerime örttüm.
Korkuyla bana bakan gözlerine tekrar baktığımda sararmış suratını gördüm ve başımı iki yana salladım.
"Ben hatırlamıyorum." Diyebilmiştim titreyen sesimle.
Yavaşça hemen ayak ucuma oturdu ve lekenin olduğu ama benim üzerini kapattığım yere boş boş bakmaya başladı.
O da şok olmuşa bezmiyordu.
Evet neden bakire bir kız tek gecelik bir ilişkide bekaretini kaybetsin ki! Değil mi? Nasıl onu önemsiz bir şeymiş gibi bilmediği bir adamın yatağında yok etsin?
" Ben tam olarak hatırlamıyorum ama seni zorlamadım. Yani yapmam öyle bir şey. Senin beni öptüğünü hatırlıyorum odaya girişimizi de hatırlıyorum ama seni asla zorlamadım." Ardından derin bir nefes verdi. Sanki olanları biraz olsun hatırlayınca rahatlamış gibiydi.
Soğuk bir sesle bana bakmadan konuşmuş olmadı da cabasıydı.
Şimdi başına bela olabileceğimden korkuyor olmalıydı.
"Başına bela olmayacağım korkma."
"Bak bu tek gecelik bir şeydi yani ne bileyim herkes de olur böyle şeyler." Dedikten sonra biraz durdu ve söylediği şeyin farkına vardı.
" Yani demek istediğim erkekler. Ben özür dilerim eğer böyle olacağını bilseydim inan yaklaşmazdım ama dün gece sende istiyordun ve iki tarafta istedikten sonra geri kalan şeylerin ne önemi var ki?"
Hiç bir şey söylemeyip çarşafa daha sıkı sarıldım hala havluya sarılıydım ama ağlamaktan halim kalmamıştı.
"Sanırım şu an bir pislik gibi davranıyorum. Adın ne?"
Ayak ucumdan kalkıp yatağın diğer tarafına geçti ve Oray'a uzandı her ne kadar vücuduna bakmamaya çalışsamda dövmeleri gözüme takılıyordu.
"Havin." Sesim kuru çıkmıştı çünkü Boğaz'ımda kurumuştu. Bacaklarımın arası acıyla tekrar sızladığında inlememek için dudaklarımı dişledim. Sırtım bir nebze ona dönük olduğu için suratımın şeklini görmemişti.
"Havin mi? Anlamı ne? Ne kadar değişik bir isim nerelisin?"
"Türküm. Yaz gecesi demek." Yatakta biraz daha kıpırdanınca göz ucuyla ona baktım. Komidinin üzerindeki telefonundan saate bakıyordu.
Eh gidecekti. Tek gecelik bir ilişkinin ardından tabiki normal hayatına devam edecekti benimle böyle oturup konuşması ve sakinleştirmeye çalışması bile saçmaydı zaten.
"Bak Havin, dün gece içim üzgünüm bu olayın senim için önemli olduğunu bilseydim.." Biraz sustuktan sonra devam etti.
"Ama bilmiyordum ve dün gece sende hiç öyle gibi davranmadın yani şu an hatırlıyorum ve biz Mutlu bir gece geçirdik. Yani bu olayı o kadar büyütme eninde sonunda olacaktı tabiki böyle olması güzel değil ama olan oldu. Ve aslında bu meselenin bu kadar büyük bir şey olmadığını anlayacaksın." Söylediği sözler Canımı yakmıştı ve yatakta sinirle ondan tarafa döndüğümde baksırını giymiş pantolonunu giymeye çalıyordu. Yeşil gözlerine öfkeyle baktım ama bir şey demedim.
"Dün gece olanlardan kimseye bahsetme. Yani burda basından bahsediyorum. Ve bekaret dünyanın sonu değil prenses. Emin ol güzel bir gece geçirdik. Hatırlasaydın bu kadar pişman olmazdın belki."
Nasıl bu kadar karaktersiz olabilirdi?
Sporcu dediğin Atatürk'ün de dediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı olmalıydı bu duygusuz gibi değil!
Pantolonunu ve beyaz gömleğini giydiğinde yakasını çekere bana boynunu gösterdi.
"Eh sanırım birbirimizde iz bıraktık." Dedikten sonra tam bir pislik gibi odadan çıkıp gitmişti!
Bir anda banyodaki ya da yataktaki lekeyi gördüğü Zamanki vicdanlı halinden çıkmış ve bir pisliğe bürünmüştü.
Beni bir fahişe gibi bu odada bırakıp çekip gitmişti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İspanya'nın Güneşi || Neymar Jr
FanfictionHavin Taran olmaktan bıkmış olan Havin her şeyden ve özellikle ailesinin şöhretinden uzak bir hayat yaşamak istemektedir. Taran ailesi Havin'in bu isteğini tek bir şartla kabul eder; Asla ama asla kimse böyle bir hayat yaşadığını bilmeyecek. Maga...