"Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" beni kolumdan tuttuğu gibi arabaya sokarken çığlığıma mani olamamıştım.Etrafımız bir anda gazeteciler tarafından çevrilmiş Neymarsa bir anda beni de aldığı gibi otele girip ilk gelen asansörle garaj katına inmişti.
Kendisi kırmızı lamgorghinisinin sürücü koltuğuna çoktan atan lanet herif park yerinden öyle bir hızla çıkmıştı ki elim anında emniyet kemerime gitmişti.
"Nereye gittiğini sanıyorsun sen?" diye ona dönüp tekrar bağırdığımda boynundaki papyonu çözmekle meşguldü.
"Bana bağırmayı kes!" benden tarafa bakmadan süratle arabayı kullanmaya devam ederken aniden sağa kırdığında ondan tarafa savrulan vücudumu engellemek için koltuğa sıkıca tutundum.
"Bana emir verme ve durdur şu arabayı!"
"Bak güzelim ünlü olmaya meraklı olabilirsin ama tek gecelik bir ilişki yüzünden seninle sevgili olarak anılmak istemiyorum. Şu magazin zımbırtıları muhtemelen arkamızdalar zaten."
Ünlü olmak istemek mi? Bu herif kafasına fazla darbe almışa benziyordu zira en son istediğim şey onunla sevgili olarak anılmaktı. Bu anlaşmamı da hayatımı da maffederdi.
Dikiz aynasından arkaya bakarken ağzımdan tamamen alay içeren bir kahkaha çıktı.
"Emin ol istediğim son şey seninle o gazeteye çıkmak. Ülkemde asla istemediğim kadar ünlüyüm zaten."
O görmese de gözlerimi devirmeden edememiştim. Tam bu sırada anayola çıkmıştık ve yanımdaki pislik daha dikkatli olması gerekirken yola değil bana bakıyordu.
"Manken falan mısın?" dudağının sağ tarafı alayla yukarı kalkmıştı.
"Hayır manken değilim ve önüne bak kaza yapacağız."
Sözlerimle önüne döndü fakat inadına yapar gibi otobanda sol şeride geçip hızını daha da arttırdı.
" O halde oyuncusun ya da şarkıcı falan?"
"Hayır." Diye kestirip atmıştım. Bir an önce beni arabadan indirmesini istiyordum. Küçük bir çocukmuş gibi kollarımı önümde birleştirdim ve ona bakma isteğime karşı gelerek hızla geçtiğimiz arabaları izlemeye başladım. Cevabım üzerine tekrar bana baktığını hissettim ama o da bir şey söylemeden arabayı sürmeye devam etti.
On beş dakika sonra arabayı sahil kenarına çektiğinde taksi bulabileceğim bir yerde olmamız için içimden dua ediyordum. Emniyet kemerimi çözerken beni izleyen Neymar'a baktım.
"O çekilen resimlerde yüzüm gözüküyor yayınlanmasına engel olmalısın."
Kaşları havaya kalktığında alnında yatay çizgiler oluştu.
"Şaka mı yapıyorsun?"
" Hayır neden şaka yapayım ailemle bir anlaşmam var ve senin lanet olası çapkınlığının bunun içine etmesine izin vermeyeceğim, kim olduğumu gazeteciler anladığında emin ol bu olay istemediğimiz kadar çok konuşulur."
"Tanrı aşkına kimsin ki sen, seni tanımıyorum bile seni bu kadar önemli yapan ne?" konuşurken yaptığı el hareketleri beni sinir ediyordu.
Durumu açıklamak için derin bir nefes aldım. Onun beni tanımaması normaldi.
"Soyadım Taran, ailem maalesef ki baya zengin ve ülkemde oldukça tanınmış bir aileyiz. Magazinciler beni tanıyacaktır emin olabilirsin. Senin de istemeyeceğin kadar çok gündemde kalır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İspanya'nın Güneşi || Neymar Jr
FanfictionHavin Taran olmaktan bıkmış olan Havin her şeyden ve özellikle ailesinin şöhretinden uzak bir hayat yaşamak istemektedir. Taran ailesi Havin'in bu isteğini tek bir şartla kabul eder; Asla ama asla kimse böyle bir hayat yaşadığını bilmeyecek. Maga...