Again

1.1K 42 4
                                    

Kendime gelmem biraz zamam almıştı. Sonunda mantıklı düşünebilmeye başladığımda bir kenara fırlatılmış olan iç çamaşırlarımı ve elbisemi giyindim.  Yerdeki çantamı aldım ve içinden telefonu çıkardım.
Kath'den gelen mesaj dün geceyi hafif bir şekilde anımsamama neden olmuştu.
"Dün gece seni tek başına bıraktığım için üzgünüm öğlene doğru otele geleceğim."
Dün gece Kath'in ve arkadaşlarının gidişini hatırlıyordum. O sırada ben kollarımı boynuna doladığım Neymar'la pistte dans ediyordum ve yanıma gelip geceyi David'le geçireceğini söylemişti.
Ona otele gideceğimi söylemiştim ve o da gitmişti.
Dediğimi yapmıştım otele gelmiştim. Hatta Cidden geldiğimiz otel kızlarla zaten kaldığımız oteldi.
Mesaja cevap vermeden odadan çıktım ve kendi odama gitmek için asansöre bindim.

    Odaya geldiğimde kısa bir duş almış odaya yemek söylemiş ama yememiştim.
Başım dün geceki aşırı alkolden ve sabahki ağlamamdan dolayı çatlayacak gibiydi bir şeyler yiyip ağrı kesici içmem gerekiyordu ancak dün geceyi hatırlamaya çalışmaktan mideme bir şeyler girmiyordu.
  Sonunda kızlardan birisi olduğumu tahmin ettiğim kişi odamın kapısını tıkladı ve kapıyı açmak için sabahtan beri çıkmadığım yataktan çıktım.
  Gelen Yağmur'du ve elinde bir gazete vardı.
"Dün gece neler olduğunu bana hemen anlatıyorsun." Diyerek içeri geçmek için elinde gazete olan koluyla beni itmiş ve gazeteyi kucağıma bırakmıştı.
Ardından kapıyı kapatırken nerden öğrenmiş olabileceğini düşünüyordum. Sonra gözüm elime tutuşturduğu gazetedeki fotoğrafa kaydı.
Neymar ve benim dün gece clubda dans ederken resimlerimiz magazin ekinin manşetin de yer alıyordu ve fotoğraf fazla samimiydi. Sırtımı ona dönmüş tamamen kendimi ona yaslamışken başım göğsüne yaslanmıştı. Elleri belimde kulağıma eğilmiş bir şey söylerken gülümsüyordu.
Fotoğraftan zorla aldığım gözlerim alttaki büyük manşeti buldu.
"Junior Yine Boş Durmuyor"
  "Siktir siktir siktir.." Dedim elimdeki gazeteyi tam olarak açıp bütün haberi okurken.
Haberde gece mekandan birlikte ayrıldığımız ve ismimin bilinmediği yazıyordu. Geri kalan ise o futbolcunun ne kadar çapkın olduğuyla ilgiliydi. Şükürler olsun ki İspanya basını kim olduğumu fark etmemişti. Fotoğrafta yüzüm net seçilmiyordu.
  "Dün gece biz uyuduktan sonra siz ne yaptınız öyle?" Diye soran yağmura şöyle bir baktım ve gidip kendimi yatakta yanına attım.
  "Yağmur ben çok büyük bir hata yaptım dün gece çok içmiştim ve ne olduğunu hatırlamıyorum bile ama sabah uyandığımda onun yanındaydım."
Sesim yine ağlamaklı çıkmıştı ama ağlayacak bir damla göz yaşım daha kalmadığını biliyordum.
  "Aman tanrım." Diyerek bana sarıldı.
Yağmur en yakın arkadaşlarımdan birisiydi ve bu konunun benim için önemli olduğunu biliyordu.
"Birlikte olduğunuza emin misin yani belki olmamıştır bir şey?" Diye sorduğunda gözleri boynumdaki morluklara takıldı.
Sorusunu bitirmeden cevabını almıştı zaten.
  "Eğer basın kim olduğumu fark ederse biterim hele Türk basını bunu yayınlarsa maffolurum ben şimdi ne yapacağım?" Diye ona sarıldım.
Kaybettiğim bekaretim için sızlanmayı bırakmıştım şimdi daha büyük bir sorunum vardı.
Ailem ülkemde oldukça tanınmış bir aileydi. Taran ailesi ve taran holding.
Ülkenin sayılı zenginlerinden olan aileye mensup olmanın bazı sıkıntıları vardı.
Asla kendin gibi olamazsın. Ya seni sokmak istedikleri kalıba girersin. Ya da aileden birisi olduğunu herkese unutturur yok olursun. Ben ikinci kategoriye girenlerdendim. Başta bu lüks hayatı tepmek aptallık gibi görünsede ailemin zenginliği benim karakterimin önüne geçtiğini gördüğüm vakit o zenginliği istemez olmuştum.
Önce kendim olmalıydım. Havin Taran olmak benim için çok sonra geliyordu.
Ailem ilk başta bu kararıma karşı çıksa da daha sonra asla medyaya yansımayacak bir hayatım olması şartında kararımı kabul etmişlerdi. Böylelikle aile adına bir leke gelmeyeceğini garanti altına almışlardı. Benim de istediğim buydu. Tüm o şaşa dan gürültüden uzak sade bir hayat. Medyadan uzak, örnek bir insan olmam gerekmeyeceği kendim olmak gereken bir hayat.
Yağmur'un göğsünden kafamı kaldırıp gazetedeki fotoğrafa tekrar baktım. Başımı yan çevirmiştim ve yüzümün tamamı gözükmüyordu ancak tanıyan birisi pekala kim olduğumu anlayabilirdi. Bu fotoğraf ailemle olan anlaşmamı tehlikeye atan şeydi. Gerçek Havin'le Havin Taran arasındaki duvarı yıkacak tek şey.
"Kim olduğumu öğrenirlerse her şey biter."
Elleri saçlarımı okşarken dudaklarından beni sakinleştirmek için cümleler dökülüyordu.
"Kim olduğunu anlasalardı zaten altında ismin yazıyor ve telefonların susmuyor olurdu Havin sakin ol yüzün gözükmüyor bile kimse anlamayacak ve bu da o futbolcunun herhangi bir kaçamağı gibi unutulup gidecek sakin ol."
Burnumu gürültüyle çekip başımı gazeten kaldırdım. Dediğinde haklı olduğunu biliyordum ama yine de Türkiye'deki gazetelere bakmadan içim rahat etmeyecekti.
Kalkıp boydan boya cam olan ve Barcelona manzaralı pencerenin hemen önündeki çalışma masasına oturdum ve bilgisayarımı açıp internetten haber sitelerine bakmaya başladım.
Sabahtan beri olanları düşünmekten fazla haşlanmış makarnaya dönen beynim sonunda mantıklı düşünmeye başlamıştı.
Sonunda tüm haber sitelerini teker teker baktığımda biraz içim rahatlamıştı. Haberi sadece 2 gazete yayınlamıştı şimdilik ve Haberin Türkiye versiyonunda bir manken olduğum bile yazılmıştı.
Adımdan ve özellikle soyadımdan bir iz olmaması beni rahatlatmıştı.
Hemen tepemde dikilen yağmur bilmiş bir ses tonuyla
"Bak gördün mü? Hiç bir şey yok."
Çalışma sandalyesinde ona döndüm ve kollarımı sandalyenin kollarına yaslayıp koltuğa iyice yaslandım.
"Yine de haberi gören birisi beni tanıyabilir. Sabah kahvaltısında gazetesini okuyan Hüseyin Taran bir anda biricik kızını bir futbolcuya kucak dansı yaparken görebilir ve Havin'in bundan sonraki hayatı bitebilir."
Her zaman en kötüsünü düşünme huyum her şeye hazırlıklı olmamı sağlamıştı. En kötüsünü düşün ona hazırlıklı ol. Daha iyisi olursa karlı çıkarsın.
"Senin o sıkıcı baban ekonimi bölümünden başını kaldırıp magazin eklerini mi okuyor ?" Sorusunu sorarken abartıyla göz devirdi. Bunu bu kadar abartıyla yapması beni rahatlatmak için yaptığının bir göstergesiydi ama konuyu daha fazla uzatmadım. Olmuş olanlara bir şey yapamazdım ama bundan sonra olacak olanlar tamamen kontrolüm altında olmalıydı.
Dün gece o herifin korunup korunmadığını bilmiyordum ve kalkıp bir eczane bulmam ve şu ertesi gün hapı denen şeylerden almam gerekiyordu.
"Dışarı çıkmamız gerek önce yemek yiyelim sonra bir eczane bulup ertesi gün hapı almam lazım."
Telefonuyla uğraşan yağmur gözlerini kocaman açtı ve suratıma baktı.
"Bir de korunmadın mı!?"
"Bilmiyorum hatırlamıyorum riske atamam."
"Kahrolası seksi bir Brezilyalıyla birlikte oldun ve hatırlamıyorsun ha, ben alkolün bile etkisini aşacak kadar seksi olduğunu düşünüyordum sonuçta bizim rahibe Teressa mızın kanına girecek kadar ateşliymiş." Diyerek pişkince sırıtttığında bana en yakın yastığı kapıp ona fırlatırken kapıya doğru koşuyordu.
"Sakın ha bu konu hakkında dalga geçeyim deme Yağmur bu konu ciddi!" Diye cırladığımda aldığım cevap bir omuz silkme ve
"Hazır olduğunda seni lobide bekliyor olacağım." Dı.

İspanya'nın Güneşi || Neymar JrHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin