Derin bir nefes. Gözümün önüne düşen saçlarımı arkaya doğru attım, birkaç saniye sonra tekrar gözümün önüne gelip beni rahatsız edeceğini bilerek.
Klasik filmler gerçek midir? Çoğu insanın hayranlıkla izlediği ve başına gelmesini istediği o filmlerdeki hikayeler gerçek midir? Belki de farkında değiliz, hayatımızdaki birçok anın bir filmin sahnesi gibi olduğunu. Mutluluk, hüzün, acı ve ayrılıklar...Bu duyguları yaşadığımız anlarda aslında belki de bir filmin bir sahnesinin aynısı olduğunu ya da aynı bir film sahnesi gibi olduğunu farkında olamıyoruz çünkü o anlarda bu duyguları en yüksek seviyede yaşıyor oluyoruz, dünya aniden duruyor sanki yalnızca ben ya da siz varmışsınız gibi. Böyleyken, sizce hayatı kaçırıyor muyuz? Durup düşünmeye, anlamaya vaktimiz yok bir şeyleri. Evet kaçırıyoruz.
Bütün oksijeni içime çekip kenara köşeye bir yere oturdum. Her nefes verişimde, sigaranın dumanı gibi bir hava oluşuyordu. Gökyüzüne baktım, bir şeyler geçiyordu aklımdan. Bazen yalnızca öylesine yürürken bile hayatı sorguladığım olurdu. Pek cevap bulamam. Eğer ki siz bulabiliyorsanız, lütfen söyleyin.
Eğer ki bir olağanüstü güç
seçebilecek olsaydım bu güç zamanı durdurmak olurdu. Bazı şeylerin üzerinde durup daha fazla ve daha derin düşünmek için, sevdiğim insanlarla birlikteyken daha fazla onlarla zaman geçirebilmek için, güneşli günlerin tadını daha fazla çıkartabilmek için, yağmurun altında daha fazla ıslanabilmek için, soğuk havalarda daha fazla üşüyebilmek için, aşık olabilmek için böyle bir gücüm olsun isterdim. Neden olağanüstü güçlerimiz yoktur ki? Eğer olsaydı dünyanın düzeni alt üst olurdu elbette ama belki birkaç dakikalığına güzel olabilirdi.Peki ya dilek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz? Bencilce bir şey mi yoksa dünya için bir şey mi? Ben, ya delicesine ve karşılıklı bir aşk ya da gerçekten dünya barışını isterdim. Sokağa çıkarken ölüm korkusu olmadan çıkmak isterdim.
Derin bir nefes alıp veriyoruz şimdi. Bazen bu hayatın çok fazla olduğunu ve altından kalkamayacak olduğumu düşünüyorum. Yaşım on yedi ve ara sıra sevdiklerimin ölümü bir anlığına zihnimden geçer, hüzün çöker bütün bedenime, gözlerim dolar. Biraz da delilik var sanırım bende. Kendi kendime bunu düşünüp ağlarım. Ağlarken size şu an bunu dünyanın en samimi insanı olarak söylüyorum, pişmanlık duyarım. Bu pişmanlığın sebebi de şudur ki, daha fazla sevgimi sevdiklerime belli edemediğimden ve onları kırdığımdan. Er ya da geç her insan eminim ki hayatın ne kadar kısa olduğunu ve her şeyin aslında çok geç olduğunu fark ediyor. Yalnızca şu var ki, bunu başınıza kötü bir şey geldiğinde anladığınızda hayat çok zor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daldan Dala
ChickLitKafamda dönen milyonlarca kelimeyi, toparlayıp cümleler haline getirmeye çalışırken, dökülen şeyleri sizlerle paylaşmak istediğim için burada bulunmaktayım. Hayattaki en önemli, değerli ve geri dönüşü olmayan tek şey zaman. Kaybettiğiniz süre size b...