12.Bölüm

7.5K 176 25
                                    

Güneş'ten

Akşama doğru Doğuş ve Bulut buluşmaya gitmek için evden çıktığında Rüveyda'da biraz arkadaş edinmek için insan içine karışması gerektiğini söyleyerek onların ardından evden çıkmıştı. Rüveyda'nın gidişi tabii ki ekmeğimize yağ sürmüştü ve bizi birazda olsa rahatlatmıştı. Gelecek kızın nasıl bir tip olacağını bilmediğimiz için ister istemez geriliyorduk hepimiz. Kızı kaçırmak için yaptığımız planların tutup tutmayacağıysa merak ettiğimiz şeylerin başını çekiyordu şüphesiz.

Uzun bekleyişimizin ardından kapı çaldığında hızla gidip kapıyı açtım. Doğuş ve fazla masumca bir kız ile karşılaştığımda sinsice sırıtmıştım. Görünüşe bakılırsa bu kızı kaçırmak hiçte zor olmayacaktı.

Doğuş direk içeri dalıp oturma odasına geçerken kız çekingen bir şekilde içeri girmiş ve "Selam. Ben Beyza." diyerek kendini tanıtmıştı.

"Selam. Bende Güneş." diyerek bende kendimi tanıttım ve ardından birlikte oturma odasına geçtik. Odaya girdiğimizde kısa bir tanışma faslının ardından kızı tekli koltuklardan birine oturttuk ve iki dakika sonra planımızı uygulamaya başladık.

Hepimiz sevgilimizle kucak kucağa oturup öpüşmeye başladığımızda kızın gözleri şaşkınlıkla pörtletmişti. Bir taraftan Arel ile öpüşüyor bir taraftanda gülmemek için kendimi sıkıyordum. Kızın surat ifadesi fazla komikti amk.

"Ben film izleyeceğim." deyip dvd ye bir film taktı Ateş. Malum sevgilisi yanında değildi ve kendine oyalanmak için bir şeyler arıyordu.

"Şey.. sevişmek için geceyi bekleseniz olmaz mı? Ben rahatsız oluyorum da." diyen kızın sesini duymamızla onu onayladık ve sevgililerimizle öpüşmeyi bırakıp sarmaş dolaş Ateş'in açtığı filmi izlemeye başladık.

İlk başta her şey normal gidiyordu ve iki genç erkek dostça vakit geçiriyordu. Fakat filmin yirminci dakikasına yaklaşırken çocuk arkadaşına gay olduğunu itiraf etti ve öpüşmeye başladılar. O sırada gözüm kıza kaydı. Henüz tepki vermeden filmi izliyordu. Ama gidişata bakılırsa işin sonu yatakta bitecekti. Bakalım o zamanda tepkisizce filmi izlemeye devam edecek miydi?

**********

Bulut'tan

Tuana ile eve geleli yaklaşık 10 dakika olmuştu ve tanışma faslının ardından herkes ben yokmuşum gibi davranmaya başlamıştı. Ama tabii ki ben onlara varlığımı fazlasıyla hissettirmekte kararlıydım.

"Ne zaman başlayacaksınız." diye sorduğumda hepsi şaşkınlıkla bana dönmüştü.

"Neye ne zaman başlayacağız?" diyerek karşılık verdi kızlardan biri. Sanırım adı Simge'ydi. Yani ben öyle hatırlıyordum.

"Gösteriye.." dediğimde kızlardan biri kahkaha attı. Benimle birlikte odadaki herkes kıza dönmüş ve neye gülüyor bu dercesine bakıyordu.

"Kızlar beyimiz kendini sirkte falan zannediyor herhalde." dediğinde benim kaşlarım çatılırken kızların hepsinin suratında bir sırıtış oluşmuştu. Bu sürtükler nasıl olurda benimle dalga geçer lan!

"Bana bak kızım. Deniz misin ne haltsan artık. Sen kendini ne zannediyorsun?! Siz kimsinizde benimle dalga geçiyorsunuz ha?! Doğuş'un sarhoşluğundan yararlanıp bir anlaşma yapmışsınız aklınızca. Madem böyle bir anlaşma yaptınız bizimle. O zaman bizden birini bu eve alıp öylece bir kenara oturtup unutamazsınız. Olay birbirimizin hayatına şahit olmaksa eğer bana lezbiyenliğinize dair bir şeyler göstermek zorundasınız. Yok göstermeye niyetiniz yoksa bu boktan anlaşmayı neden yaptınız o zaman?" dediğimde bu defa onların suratları düşmüş ve kaşları çatılmıştı.

"Madem öyle. ." diyerek ayağa kalktı deniz ve gidip Gizem'in kucağına oturdu. Demek bu ikisi sevgiliydi.
"İzle şimdi." dedi sözlerine devam ederek ve Gizem'in dudaklarına yapıştı. Bu iş gittikçe eğlenceli bir hâl almaya başlıyordu.

**********

Rüveyda'dan

Bara girer girmez etrafa göz gezdirdim. Nerdeydi bu kız? İleride mavi kazaklı bir kız görmemle hemen o tarafa doğru yöneldim. Onu tanıyabilmem için mavi bir kazak gideceğini söylemişti ve etrafta mavi kazaklı başka biri olmadığına göre kesinlikle o olmalıydı.

Yanına ulaşır ulaşmaz tanımıştım onu ama itiraf etmeliyim ki fotoğraftakinden çok daha güzeldi.

Beni görünce hemen kalktı ve bana sarıldı. Kısa bir sarılma faslının ardından kendimizi bar taburelerine attık ve bana bir bira söyledi. Ardından malum konu hakkında konuşmaya başladık.

"WhatsApptan o kadar konuştuk ama anlattığın kadar kolay olacak mı?" diye sordum utana sıkıla. Bu konuda ilk defa biri ile konuşuyordum ve durum benim için çok zordu.

"Hey! Utanmana gerek yok. Biz sadece biraz farklıyız hepsi bu. Ne istedigimiz bizi ilgilendirir. Utanılacak bir durum yok ortada. En azından bence yok. Hem kime ne?" diyerek karşılık verdiğinde rahat bir nefes aldım. Böyle düşünmesi beni fazlasıyla mutlu etmişti. Zaten o da benim gibiydi. Böyle düşünmesi doğaldı yani. Peki dışardan bakan biri de böyle düşünür müydü acaba? Yoksa kınar mıydı bizi? Çağla'nın yaptığı gibi bende umursamamalıydım aslında ama elimde değildi işte ve en kötüsü de durumumdan utanç duyuyor olmam.

"Rüveyda.." diye seslenip elini gözlerimin önünde sağa sola salladığında düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldim ve "Efendim?" diye cevapladım.

"Kızım ne oldu ya daldın gittin. Kasma bu kadar." dediğinde "Peki." diyerek cevap verdim ve ardından biraz daha sohpet ettikten sonra barın arka tarafında bulunan odalardan birine geçtik. İşte başlıyorduk.

Selam arkadaşlar yine bir bölüm ile karşınızdayım. Herkesin durumunu kısada olsa anlatmaya çalıştım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sizce Rüveyda'nın malum olayı ne? Anlaşmanın sonu nereye varacak? Erkekler Beyza'yı kaçırabilecek mi? Bakalım gelecek bize neler getirecek.. Hepinize iyi geceler.. 😊😊😋😋😄😄

Gay ve Lezbiyen OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin