8. BÖLÜM 'ANNE...'

86 8 3
                                    


Elimde duran kumandayı yerine bırakıp yavaşça ayağa kalktım. Çıplak ayaklarım yumuşak halıyla buluşurken mutfağa doğru yürümeye başladım. Şuan tek isteğim su içmekti. Her ne kadar dışarı da bahar soğuğu olsa da evin içerisi fazlasıyla sıcaktı. Altıma giydiğim siyah taytım bacağımı hiç olmadığı kadar rahatsız ediyordu. Mutfağa girip buzdolabını açtım. O kadar karışıktı ki su şişesini bulmam birkaç dakikamı almıştı. Kesinlikle bu dolabı düzenlemem lazımdı. Yargın böyle işlere hiç bulaşmadığı için bana kalmıştı. Su şişesini dışarıya büyük bir zahmetle çıkarıp üst dolaplardan su bardağını da çıkardım. Soğuk suyu dikkatle bardağa döküp içmeye başladım. Suyu içerken ferahladığımı hissediyordum. Suyu bitirdikten sonra sıkıntıyla salona ilerledim. Birkaç gündür sıkıntıdan evin ücra köşelerini ezberlemiştim. Çatı katına dahi çıkmış Yargın'ın kum torbasına birkaç yumruk bile atmıştım. Eğer birkaç gün daha yalnız kalırsam kum torbasıyla arkadaş olacak potansiyeli kendimde görmeye de başlamıştım.

Bedenim ve ruhum sıkıntıyla boğuşurken genelde beynim düşüncelerle yaşam savaşı veriyordu. Yargın hastaneden çıktıktan sonra bana arkadaşım hastaydı yanına uğradım gibisinden söylediği yalan ona olan güvenimi sarsmıştı. Oysa bir beyin cerrahisiyle görüştüğünü gözümle görmüştüm. Bana söylediği yalanını kabullenip ses çıkarmamıştım. Nasılsa bir gün öğrenecektim.

Kapıdan gelen anahtar sesi içime su serpmişti adeta. İçimdeki sıkıntı bir süre olsa gidebilirdi. Aniden salonda beliren Yargın'ın yüzü gülüyordu. İlk defa onu böyle içten gülerken görmek iyi hissettirmişti.

"Film aldım izleriz." dedi elindeki poşeti bana uzatırken. Turkuaz poşeti alıp içini açtım. Elime gelen DVD'yi hızla dışarı çıkardım. Parmaklarımı üstünde gezindirirken sevinçle pakete baktım. Senden Bana Kalan. Bu filme gitmeyi çok düşünmüştüm ama hep bir aksilik çıkmıştı. Yargın'a bakıp gülümsedim.

CD'yi elime aldığımda içindeki not dikkatimi çekmişti. Tam eğilip notu alacakken Yargın'ın sabırsız sesi beni durdurdu.

"Hadi tak da izleyelim." Filmi taktığımda başlamadan durdurup mutfağa gittiğim. Dolapları karıştırırken bulduğum birkaç çerezi tabağa boşaltıp salona geri döndüm. Koltuğa oturduğumda sehpada duran kumandayı alıp filmi başlattım.

Filmin sonlarına yaklaşana kadar Yargın'dan çekindiğim için gözyaşlarımı sessizce akıtmıştım. Çok fazla sinirlenmedikçe ve ya üzülmedikçe ağlamayan ben bu film de ağlamaya başlamıştım. Arada göz ucuyla Yargın'a bakıyordum yüzünde hiç mimik değişmiyordu. Hayır, tamam ağlasa saçma olurdu fakat biraz olsa bile üzülmüyordu. Elif'in ağrı çektiği sahnede Özgür'e acımıştım. Sevdiği kız acıdan ağlıyordu ve onun elinden hiçbir şey gelmiyordu. Onun acısına şahit olmaktan ve onu mutlu etmekten başka yapabildiği bir şey yoktu. Filmin final sahnesinde cidden aşırı duygu yüklü olmuştum. Bu kadar ağlamak beni yıpratmıştı ve gözlerim acımaya da başlamıştı. Elif öldüğünde ise başımı kucağımda duran yastığa gömüp yüzümü saklamaya çalıştım.

Yastığın kucağımdan çekilmesiyle başımı kaldırdım. Yargın'ın bana bakmasını umursamadan ayağa kalkıp mutfağa gittim. Masanın üstünde duran peçeten alıp camın önüne doğru yürüdüm. Cama yansıyan görüntümden gözlerimi sildim. Akan burunu mu da silince peçeteyi çöpe attım. Camdan dışarı bakarken filmin beni ne kadar etkisi altına aldığını düşünüyordum. Bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Omuzumda hissettiğim ellerle başımı yere eğerek yüzümü sakladım. Yargın beni ağlarken görürse birkaç gün dalga geçmeden bırakmazdı.

"Bu filmi senin ağlaman için almadım. Hoşuna gider ve seversin diye aldım. Böyle biteceğini bilmiyordum." Beni kendine döndürüp sarıldı. Saçlarımı okşamaya başlayınca acıyan gözlerimi kapayıp başımı omzuna koydum. Bir süre güzel bir şekilde sarıldık. En sonunda "Acıktım ben" diyerek Yargın beni kendinden ayırdı. Buzdolabına doğru ilerlediğinde arkasından bende gittim.

SOKAK GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin