Kırmızı ışıkta durduğumuzda etrafıma bakındım. Çok güzel bir şehirdi Londra. "Güzel mi?" Diye sordu Sarışın içimi kıpır kıpır eden sesiyle. Başımı salladım. Cevap vermeyip dışarıyı izlemeye devam etti. Bende bundan yararlanarak onun kusursuz yüzünü yakından incelemeye başladım. Keskin hatlara sahipti(emin değilim). Dudaklarının rengi ve Şekli çok tatlıydı ama onda en çok sevdiğim gözleriydi. Derin maviler grubun what makes you beautiful adlı şarkısında dikkatimi çeken ilk şey olmuştu. Sonra da böyle devam etmişti zaten. Niall yüzünü bana döndüğünde daldığım Adem elmasından bakışlarımı Gözlerine çıkardım. Çok boş bakıyordu. Bir iki dakika böyle kaldıktan sonra tekrar mavilerini cama çevirdi.
***
Birileri tarafından adım söyleniyordu ama Gözlerimi açmak istemiyordum. "Ebrar hadi geldik!" Elif'in sesini tekrar duyduğumda sızlanarak açtım gözlerimi. "Ne uyandırıyorsun kızım! Taşıyamıyor musun beni şurdan şuraya?" Elif'e çemkirirken arabayla 15 m uzaklıktaki evi gösterdim. "Eh be ebesinin aaa... Asss.. Her neyse hadi kalk" Ediceğini küfürü toparlamaya çalışması beni güldürmüştü. Oturduğum koltukta gevşenirken niall geldi aklıma. Sahi nerde bu çocu- "ah gözüm!" Hızla arkama döndüğümde niall'ı iki eliyle Gözünü tutup kıvranırken buldum. " ne oldu gözüne? Sinek mi girdi? Söyle çekelim okulun arkasına niall." Liam beni belimden tutup arabadan indirdi. Niall'ı da onun oturduğu tarafın Kapısından indirdiğinde hala sinirliydim. Niall'ın yakalarından tutup "söylesene taş herif! Ne oldu gözüne?" Diye sorduğumda niall bana uzaylı Görmüş masum köylü bakışı atıyordu. Aniden çekildiğimde abartılı bir şekilde geri uçtum. Evet evet tam olarak uçtum. "Çüş!" Oha sesim ne güzel çıktı öyle. "Kızım deştin çocuğun gözünü. Çekelim okulun arkasına ne?" Kolumdan tutup yüzüme çemkiriyordu. "Yuh ben mi deştim be! Yalancı! Ben kocacığıma zarar vermem bir kere. Hıh!" Elif Gözlerini devirdiğinde bundan daha önemli bir şey vardı. Elif'in arkasında bana şaşkınca bakan 5 çift göz. 5 tane kafa. 5 tane taş. 5 tane meteor. "Ee nerde kalmıştık? Niall'cığım gözünü deşeni okulun arkasına çekemeyeceğim çünkü kendimi dövmek gibi bir hobim yok. Zaten hiç de olmamıştı. Aslında küçükken canım sıkıldığında kendimi döver, sonra ağlar, sonra aynanın karşısına geçip iki kişiymişim gibi kendi kendime laf sokar, sonra laf yiyen diğerini yani tekrar kendimi döver sonra tekrar ağlar sonra tekrar laf-" Karşımda ki beşli grup cidden bir uzaylı görmüş gibi bakıyordular bana. "Bitti mi?" Diye sordu babacık şaşkın halinden azda olsa kurtulmayı başararak. "Bitme-" ağzıma kapatılan elle gözlerimi kocaman açtım. "Allah belanı versin" diğerleri önden yürürken Elif'in elinden kurtulup kıkırdayarak cevap verdim. "Amin cümlemizin." Gözlerini devirmişti ama gülümsemeden de edemedi. İçeriye adımımı attığımda kalbim varlığını belli ettirmek istercesine hızını arttırmıştı. Hadi ama bu kadar klişe olmak zorundamıydık? Aynı wattpad da okuduğum fan fiction'lar gibiydi bu. Bir gün başıma geleceğini hiç tahmin etmezdim.
"Oturalım." Zayn'in dediğine uyarak koltuklara yerleştik. Hiç rahat değildim ama Elif Yanıma gelince belki biraz rahatlayabilirdi- o ne lan? Elif çoktan liam'ın yanına kurulmuşta bacak bacak üstüne atmış hanım efendi. Ona ölümcül bakışlar atarken gözlerini kaçırıyordu. Baksana! "Ben en iyisi Ebrarın yanına geçeyim." Deyip ayağa kalktı. İşte böyle adamı dize getiririm. Tam Yanıma geliyordu ki Sarışın "sen rahatına bak." Diyerek yanıma kuruldu. "Aslında orda olmam daha sağlıklıydı ama neyse." Kısık sesle söylenerek tekrar Liam'ın yanına oturdu.
****
Oturduğum yerde tepinirken Zayn "bir sorun mu var?" Diye sordu. Oh sonunda! "Şey. Bu elbiseyle rahat edemiyorum da." Elif, "bende rahat Değilim aslında." Dedi. Niall araya girdi. "Giyecek bir şeyler verebilirim. Hadi yukarı çıkalım." Dedi ve ayaklandı. Şaşkınca ona bakarken Liam da kalktı. "Aynen bende sana vereyim. Hadi Elif." Elif gülümseyerek ayağa kalktı. "Sen kalkmıyor musun?" Niall'ın mavilerine baktım bir süre. Ciddi olduğunu anlayınca kalkıp dikeldim. Onlar önden giderken arkadan takip ediyordum. Merdivenlerden çıktık. Koridorda ilerlerken bir odanın önünde durduk. Niall kapıyı açtı ve geçmemiz için yol verdi. "Geliyorum birazdan." Liam karşıda ki odaya girdiğinde bizde Elifle içeri geçtik. Ben etrafı incelerken Niall dolaptan bir Şeyler alıyordu. Liam içeri girdiğinde sarışın da elindekileri yatağın üzerine bırakıyordu. "Biraz bol gelir ama rahat edersin." Deyip gülümsedi aşkımcım. Oh yerim. "Elif sen zaten alışıksın." Deyip o da elindekileri kızarmaya başlayan Elife uzatmıştı. "Salak" diye fısıltıyla tısladı Elif. Kıkırdadım. O Sırada Gözlerim Niall'a kaydı. Bana mı bahıyor lo o? "Hadi çıkında bizde giyinelim ha?" Niall bana bakmayı kesip Kapıya ilerledi. Dışarı çıktığında Liam da onu takip ediyordu. Yatağın üzerindekileri elime alıp inceledim. Gri bir eşortman ve beyaz V yakalı Tişört. Kokladım biraz. Aynı Niall gibi kokuyor diyemezdim çünkü nasıl koktuğunu bilmiyordum. Elif üzerindekileri çıkartmaya başladığında bende ona uyarak fermuarımı aşağıya indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
davetsiz misafir(niall horan fan fiction)/N.H.
Fanfictionnerden bilebilirdi ki okumak için geldiği ülkede normal başlayan bir gecenin hayatını değiştireceğini? -kevser