8.Bölüm"Evsiz"

217 74 23
                                    

"Kimse yokmuş"

Git gide ayak sesleri uzaklaşmaya başlıyordu. Merdivenin arka boşluğuna girmiştim o anda fakat kafam çarpmıştı girerken; kafamı ovup, sessizce "Ahh" diye inledim. Ezel tekrar içeriye girince yavaş yavaş odaya çıkmaya başladım.İçeri girer girmez kapıyı da kilitledim , aynaya baktım; bembeyaz kesilmiş ve solgun bir yüz ile karşılaştım. Bu evden gitmeliydim bir an önce, evet evet gitmeliydim.Zaten o kız da gitmemi istiyordu ve haklıydı elbette , bir evim vardı benim. Savaş'ın beni ikna etmesiyle gelmiştim buraya fakat buradaki kişilerle uzaktan yakından hiçbir yakınlığım yoktu. Tanımadığım kişilerin evinde kalıyordum , o kız benim tekrar düşünmemi sağlamıştı ve Ezel'e söylediği sözlerde ise son derece haklıydı.

Şimdi yapabileceğim tek şey Savaş'ı beklemekti. O gelince gitmek istediğimi , iyi olduğumu söyleyecektim ve sonunda eski evime geri dönecektim.

Aklıma , salonda gördüğüm görüntü geldi. Bu neden beni rahatsız etmişti böylesine , bir türlü anlam veremiyordum buna. Onlar kuzenler; böyle birşey yapmaları çok yanlış değil mi ? "Her neyse , seni ilgilendirmez; kendi hayatları" dedi iç sesim. Evet ama yinede yapmamalıydılar böyle birşeyi.

Kapının vurulmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp çalan kapıya odaklandım. "Kim o ?"
Ses yok. Tekrar sordum "Kim o ?" yine ses yok. "Kim olduğunu söylemezsen, açmayacağım" dedim. "Aç şu kapıyı , yoksa kıracağım" Bu sinirli ses Ezelden başkasının sesi olamazdı. Gerçekten kırabilirdi bu sert kapıyı onda ki sertlik bu kapıdan bile güçlüydü. "Ne istiyorsun ?" Dedim.
"Aç dedim sana, sabrımı zorluyorsun"dedi.
Sonunda pes edip kapının kilidini açtım ve hızla geriye çekildim. Kapıyı sertçe açıp bana sinirli gözlerle bakmaya başladı.

"Niye kapıyı kilitledin ?"

Cevap vermedim , başka birşeyle ilgileniyormuş yapmaya çalıştım. Tekrar konuştu; "Konuşsana, niye kilitledin ?" Yine cevap vermedim. Yanıma yaklaşmaya başlamıştı; öfke ve siniride yaklaşıyordu onunla. Elini, koluma götüreceği sırada vazgeçip geri çekti ve; "Neyse yürü ! Herkes geldi; yemek yiyeceğiz" Hızla yüzüne baktım ve; "Savaş'da geldi mi ?" Dedim.

"İnersen görürsün geldi mi , gelmedi mi"

Aşağı indiğimizde herkes yemek masasının etrafında dizilmiş bana bakıyordu. Mithat Bey ile Sevgi Hanım karşılıklı , Çağla ile Ezel yanyana , Savaş'ın yanınada ben oturdum; olması gerektiği gibi. Ezel'in babası bir konu bulmuştu ve o konu üzerinden konuşuyorlardı. Ben ise yemek yemeyip çatal ile oynamakla meşguldum ve birden çatal yere düştü. Almak için eğildiğimde gözlerim karşıdaki görüntüye kaydı; Çağla'nın ellerini Ezel'in bacağında ve ayağınıda aynı şekilde onun bacağına dolarken gördüm. Çatalı alıp hızla çıkarken kafamı masaya vurmuştum; acısını içimden yaşamalıydım ve yavaşça yukarı çıktım. Bu kız gerçekten çok iğrenç birisiydi.

"Yüsra , içecekleri servis yaparmısın ?" dedi Sevgi Hanım.Yüsra abla benim yaptığım içecekten koydu ve Sevgi Hanım konuşmaya başladı; "Bunun tadı enfes , yeni mi çıktı bu Yüsra ?"Dedi. "Hayır efendim , bu hazır değil. Kendi elleriyle Güneş yaptı"dedi Yüsra abla. Tüm gözler bana dönmüştü şimdi.. Mithat Bey ile Sevgi Hanım çok beğendiğini beyan ederek bir bardak daha istediler. Savaş ise gülümseyip; "Ellerine sağlık" demişti.

Ezel sessiz kalmıştı fakat Çağla bana küçümser gözlerle bakıp; "Hiç beğenmedim, iğrenç bir tadı var" dedi burnunu kıvırarak.
"Sen her beğenmedin şeyi sonuna kadar içiyormusun ?" dedi Savaş ve bu onu susturmaya yetmişti.

Sessizlik oluşmuştu bir müddet ve bu sessizliği bozan da Çağla olmuştu."Eee teyzeciğim, Güneş neden sizinle kalıyor bari siz anlatın ?" Herkes şimdi Çağla'ya bakıyordu. Ezel sinirle Çağla'ya bakıp; "Kes şunu" demişti. Ama o sadece gözlerini devirmekle yetinmişti."Çağlacığım, ben sana sonra söyleyeceğim; şimdi sırası değil" dedi Sevgi Hanım gülümseyerek."Hayır yani , kızın evide varmış neden burada, anlayamıyorum"dedi Çağla.

Umut YağmurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin