-
Her şey babamın Londra'da ki hastaneye yatmadan önce ki gün başlamıştı. Yorgundum, hem bedenen hemde ruhen. Yaşadıklarım tamamen mafetmiştihayatımı , annem desen zaten babam hasta diye ona bakmamak için gitmişti babam desen yarın Londra'ya gidicek 1,5 yıllık bi tedavi süreci için , ben desen ne olacağım belli değil. Okulum 3 aydır aksamış durumda derslerim kötüye gitmiş , psikolojik tedavi görüyorum. Bi insanın hayatı daha ne kadar kötü olabilir ? sorusunun cevabı olarak doğmuşum sanki çocukluğumdan beri hep kötü şeyler geldi başıma , hayat hep benden tarafa oynadı piyonlarını..
''Kızımla biraz yalnız kalmak istiyorum doktor bey öhö öhö izin verir misin ? '' diye sordu babam. Doktor başta biraz tereddüt etsede kafasını sallayıp çıkmıştı odadan. Babamla ben vardık şimdi bu küçücük odada. Küçüklüğümden beri tek ailem , tek kurtarıcım , aşık olduğum tek insanla ben kalmıştık. Oda gidicekti yarın napıcam bilmiyordum ,ben bu zamana kadar bütün zorlukların üstünden onunla birlikte gelmişken artık onsuz napıcağımı gerçekten bilmiyordum.
Babam eliyle yatağın kenarına iki kere vurunca yanına gittim. Elimi tuttu ve saçlarımı okşadı .Bu , bi tür veda gibiydi ve ben vedalardan nefret ederdim. Ağlamayı her zaman güçsüzlük olarak görmüştüm ama süreklide ağlardım ,elimde değildi.
''Bak kızım ben gidiyorum , biliyorsun hastalığım iyice ilerledi ve tutarsa da tek tedavisi bu. Neyse işte bilirsin vedaları bende fazla sevmem o yüzden kısa keseceğim.'' dedi ve derin bi nefes aldı. O sırada kapı açılınca içeriye bi adam girdi. 25-26 yaşlarında , kirli sakallı , kumral ve sert görünüşlü bi adamdı. Yakışıklıydı ama kaşları fazla çatıktı.
''Heh gel Tuna oğlum gel sende , diyeceğim bu ki kızım ben yokken seni Tuna'ya emanet ediyorum. Çok delikanlıdır ve babasıda çok yakın bi arkadaşımdır iyi tanırım. Ben tedaviden dönene kadar onun yanında kalıcaksın , ve özellikle söylüyorum ki asla ve asla onun sözünden çıkmıycaksın duydun mu kızım , eğer dönemezsem... bu sana vasiyetimdir Tuna senin ne zaman hazır olduğuna izin verirse artık yanında kalmıycaksın dediğim gibi eğer onun sözünden çıkarsan benimkinden de çıkmış olursun ve bu beni sadece üzer-'' içeriye giren hemşire kız Tuna denilen adama yiyecekmiş gibi bakınca yüzümü buruşturdum. İğrençti .Bi kız olarak erkeklere yiyecekmiş gibi bakmayı sevmezdim ki zaten bence bu bir kıza yakışmayan en kötü hareketlerden biriydi.
'' Rasim bey gitmemiz lazım , kontoroller için muayene ediliceksiniz.'' diyince babam kafasını sallayıp bana yandan bi bakış attı ve saçlarımı öptü.
''Seni çok seviyorum meleğim , hadi şimdi git ve eşyalarını topla Tuna seni artık onunla yaşayacağın yere götürücek.'' diyince gözlerimden düşen yaşlara engel olamadan kafamı salladım. Gitmek istemiyordum daha doğrusu babamın yanından ayrılmak istemiyordum ama babam benim için bu dünyadaki herşeyden önemliydi ve bu zamana kadar bi sözünü ikiletmemiştim ve yine öyle yapıcaktım. Zorlada olsa şu Tuna denen adamla kalmaya mahkumdum artık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNİZ
ChickLit''Bu evin kuralları var küçük hanım , bunlardan en önemlisi..'' diyip kafasını bana doğru çevirdi ve o duymaktan nefret ettiğim cümleyi söyledi ''Dokunmak yok.''