''Burası.'' diyip aşağıya indi Tuna , bende peşinden indim ama o çoktan valizimi almış eve doğru yürüyordu. Peşinden ufak adımlarla giderken bi yandan da evi inceliyordum baya bi büyüktü hemde iki katlıydı . Ama asıl dikkatimi çeken camlardaki siyah uzun perdelerdi. Hangi gerizekalı bu güzel evin camlarına siyah perde asardaki , cevabı hepimiz biliyoruz zaten.
Kapıyı açıp bana kafasyıla içeriyi gösterince bekletmeden içeriye girdim. Evin heryeri siyahla kaplıydı , duvarları hariç. Beyazla grinin uyumu olan duvar kağıtları hariç evdeki nerdeyse bütün eşyalar siyah renkteydi. Koltuklar , televizyon,masa,sandalyeler,hatta biblolar bile siyahtı, Halinin grili beyazla olduğunu görmem hafifçe gülümsememe sebep oldu burdaki tek renkli şey oydu sanırım.
''Yukarda , koridorun sonunda.'' diye söyleyince gözlerimi salondan ayırıp onun yüzüyle buluşturdum, gerçekten kusursuz bi yüzü vardı.
Anlamaz gözlerle ona bakarken , paketinden bir sigara çıkardı ve dudaklarına yerleştirdi.
''Odan.'' diyince kafamı sallayıp hafif bir tebessüm ettim , o ise bana aldırmadan kendini siyahın en koyu tonlarından olan koltuğun üzerine çoktan atmıştı.
Bavulumu alarak yukarı kata zar zorda olsa çıktım ve dediği odayı bulup içeriye girdim.İçeriye girince resmen beyaz ve mavi rengiden gözlerim kamaşmıştı. Evle hiç alakası olmayan bu oda eski evimdeki odamdan büyük olmasına karşıtın benim odamdan daha sadeydi , tamda istediğim gibiydi. Yatağın tam karşısındaki duvarı boydan boya kaplayan dolaba doğru ilerleyip kapaklarını açtım , içerisinde bir sürü elbise pantolon vs benim tarzım olan şeyleri görünce gülümsedim beni düşünmesi güzel birşeydi. Hemen bavulumdaki eşyalarımı dolaba yerleştirip odadaki küçük banyoya girip bi duş aldım.
Banyo , yapmayı ve yüzmeyi çok severdim. En çokta yüzmeyi sanki suyun içindeyken bütün dertlerim üstümden gidermiş gibi hissederdim ve bana çok huzurlu gelirdi. Hemen üstüme mavi iç çamaşırlarımı giyip , bi kot şort ve bol bi tişört geçirdim ve saçlarımı kurutmaya gerek duymadan tepeden dağınık bi topuz yapıp , kocaman olan yatağa yayıldım.
Biraz sonra kapı çaldığında ''gir '' diye hafifçe bağırdım. Tuna içeriye elinde pizza kutusuyla girince kaşlarımı kaldırıp ona baktım , ne yani benim yanımda mı yiycekti ?
Elindeki kutuyu kapının hemen yanındaki çalışma masasının üzerine koyup bana baktı ve kapıyı kapatıp çıktı. Derdi neydi ki bunun ? İki kelam konuşmuyordu ve bu sinirlerimi bozmaktan başka bir işe yaramıyordu. Karnım guruldayınca ayaklarım benden bağımsız çalışma masasına yönelmişti bile .
Kutunun üstünde bikağıt olduğunu görünce elim istemsizce not kağıdını kavradı. Kağıtta ''ye'' yazıyordu. Bana emir vermesi sinirimi bozarken pizzadan bi dilim alıp sinirle çiğnemeye başladım.
Ne sanıyordu ki beni ? Emirler yağdırıp aşalayacağıbi kız falan mı ? Babamın beni bu gerizekalıya emanet etmesine bir kez daha lanet ederken pizza çoktan bitmişti.
Etraftaki kırıntıları toparlayıp , kutuyu elime aldım ve mutfağa götürmek üzere odadan çıktım.Aşağıya indiğimde evin sessiz olması ürkmemi sağlarken , istifimi bozmadan mutfağı aramaya başladım. Sonunda bulduğumda onunda mutfakta pizzasını yediğini gördüm ama bakmamaya özen gösterek elimdeki kutuyu çöpe attım ve ellerimi ıslattım.
Bana baktığını hissettiğimde bakışlarım yavaşça ona döndü. Göz göze geldiğimizde ben gözlerimi kaçırırken onun inatla bana baktığını hissediyordum. Arkamı dönüp mutfaktan çıkmaya hazırlanıyordum ki sesi beni durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNİZ
ChickLit''Bu evin kuralları var küçük hanım , bunlardan en önemlisi..'' diyip kafasını bana doğru çevirdi ve o duymaktan nefret ettiğim cümleyi söyledi ''Dokunmak yok.''