sekiz

878 80 4
                                    

Nasıl koşup soluğu onun kollarında aldığını bilmiyordu. Zamanın değiştiremediği kokusunu içine çekti, mutluluktan ağlayacak bile olabilirdi. Klinikteki haline rağmen daha dinç gözüküyordu. Kemiklerini incitecek kadar sıkı sarılışına Lauren da kollarını ona sararak karşılık verdi. Başını omzuna gömdü.
"Buradasın." Dedi Camila fısıldayarak. 'Buradayım.' Diye yanıtladı Lauren.
"Burada olduğumu nasıl bilebildin ?" Dedi Camila gözleri kapalı, Lauren'a sarılırken.
Lauren derin bir nefes aldı. "Söz vermiştim."
Camila gözlerini açtı ve ona sabitledi. "Ilkbahar'ın kokusunu alabiliyor musun ?"
Lauren iç geçirdi. "Gözlerine baktığımda bunların hepsini zaten görüyordum."
Çimenlere serbest bıraktılar bedenlerini, elleri birbirine kenetliyken. Güneş yüzlerini yakarken tıpkı söz verdikleri gibi gökyüzünü izliyorlardı .
"Nasıl çıktığından bahsetmedin." Dedi Camila gökyüzüne bakarken, bir çocuğun uçurduğu uçurtması görüş alanına girdi.
Lauren'ın vücudu gerilmişti, avuçlarının terlediğini belli etmemek için Camila'nın elini bıraktı. "Iyi olduğumu söylediler."
Camila saçları dağılırken sağ kolunun üzerine ağırlığını vererek Lauren'a baktı. "Kağıttan kelebekleri yakalım o halde.." dedi. "Birlikte nice renktekilerini izleyeceğiz." Lauren'ın yüzünde tebessüm oluşurken Camila gülümsemesine küçük öpücükler bıraktı. Soluk tenine renk gelmişti Lauren'ın, gerçek dünya kesinlikle ona iyi gelmişti.
Lauren'ın mükemmelliği bu dünya için çok fazlaydı, onda kusur aramaya kalkmak boş bir girişim olurdu.
Camila'nın görüş alanını kırmızı uçurtma bu kez kaplamıştı. Yavaşça ipinden kavradı ve ona doğru gelen çocuklara uzattı.
"Bir zamanlar benim de uçurtmam vardı." Dedi Lauren'a bakarken.
Çocuklar garip bakışlarını Camila üzerinde sabitlediler, aralarında fısıldaşarak koşarak uzaklaştılar.
"Eve gitmek ister misin ?" Diye sordu Camila. Lauren derin bir nefes aldı , başı ile onayladı.


Birden bastıran fırtına ikisinin de sırılsıklam olmasına sebep oldu. Camila kahkahalar eşliğinde Lauren ile eve koşmaya başladı. Koşarken su birikintilerini umursamıyor, çamurlara bata çıka ilerliyorlardı. Evin kapısına geldiklerinde Camila gülerken fazla ses çıkaran Lauren'a susması için işaret yaptı, bir yandan sessizce kendisi de kıkırdıyordu.
Anahtar ile kapıyı açıp içeriye ulaştılar. Camila, Maggie'nın evde olup olmadığına baktığında olmadığını gördü ve Lauren'a rahat olması için işaret etti. "Evde değil."
Camila kendi kıyafetlerinden saçlarını kurulayan Lauren'a getirdi. Onun bu masum görüntüsüne uzun uzun baktı, en sonunda yanına ilerleyip havluyu kendisi aldı ve onun saçlarını kendisi kurulamaya başladı.
Lauren , Camila'nın elini kavrayıp onu durdurdu. Camila'nın elinden havlu yavaşça kayıp zemine düşerken Lauren onun elini kendi boynuna ulaştırdı. Camila'nın parmakları titriyordu.
Ilerleyip Lauren'ın gözlerine ulaştı. Soğuktan soluklaşmış dudakları birleşti ıslak kıyafetleri ile. Pencereden dışarıda fırtına dinmiş gökkuşağı yeryüzündeki yerini alırken o odada iki ruh bütünleşip yeni renklerini oluşturacaklardı.
Beyaz, geniş kanapede Camila her zaman yaptığı gibi Lauren'ın kesiklerine öpücükler kondurdu ama bu sefer aşkın dozu biraz daha fazlaydı.
Islak kıyafetler halının üzerindeki yerini alırken vücutlarını en saf halleri ile birbirlerine açmışlardı. Bu bir insanın en savunmasız olduğu andı, tıpkı ilk doğum anında gibi tüm çıplaklığı ve tüm savunmasızlığı ile.
Soğuk tenlerine dudakları değerken her bir öpücüğün kalıntısı orayı ısıttı, yanlış bilinen bir algı vardı bu cinsellik değildi. Bu aşkın sanatıydı, ne bir incitme hissi barınıyordu kalplerinde ne de zevk için kabarmış hormonlar. Ortada sadece aşık iki insan vardı, birbirini ısıtan iki insan. En zararlı uyuşturucu olan aşkın aşırı dozuna maruz kalmayı göze almış iki insan.
"Bana nasıl hissettiriyorsun böyle? " diye fısıldadı Lauren bir yandan Camila'nın boyununda izler bırakırken.
"Uçabiliyormuş gibi." Dedi Camila dudakları kıvrılırken. Lauren'ın omuzuna son bir öpücük bıraktı, yanına serildi ve sarıldı.


Butterfly (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin