on yedi

676 61 9
                                    

2 Yıl Önce

İç çamaşırından çıkardığı bakır teli ikiye katladı ve düşünmeden koluna bir çizik bıraktı. Derin derin nefes alıyor, mazoşizmin verdiği derin boşlukta kayboluyordu. Hissettiği tek şey fiziksel acıydı, yalnızlığı ise onu hissettmeye zorluyordu. Ona verilen ilaçları içmemek adına bir kaç kez saklamıştı, ancak her birinde doktoru bu durumdan haberdar oluyor, aynı ilacı damar yolu ile almasını sağlıyordu.
Kare şekilindeki odasının köşesinde yere çökmüş, bacaklarını kendine çekmiş ve kolları ile başını çevrelemişti. Kolundan akan kan, beyaz üniformasının yavaş yavaş rengini değiştiriyordu. Acı yoktu ama içinde bir anı, kalbinde deprem hissi oluşturmuş bir acı vardı aklında. Onun sayesinde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Durmadan onun resmini çiziyordu, mezarlığın üzerine yığılmış, kolu ile sevgilisinin bedenini sarmalayan kızı. Oysa ki kaç bedenin toprak ile buluşmasına sebep olmuştu ? Neden sadece o bu kadar burukluk bırakmıştı içerisinde ?
Günler günleri izledi, kollarında yer kalmayana kadar çeltiklerini ölümsüzleştirdi. Ki günlerden bir gün, yine erkek ve kadın hastaların ortak oturduğu büyük salonda gördüğü o yüze kadar.
Lauren buraya geldiğinden beri kendisini bir tek kişiye açmıştı. Yaşlı George ömrünün son yıllarında, sigara bağımlılığı çöküşünü hızlandırmış bir ihtiyardı. Ciğerleri sökülürmüşcesine öksürmediği anların dışında Lauren ile satranç oynardı, hiçbir zaman yenilmez, Lauren tam da kazanmanın sevinci ile şaha oynarken stratejik bir hamle ile onu mat yapardı.
Çok geçmeden ihtiyar George öldü, çocukları babasının varlığına dahi önem vermediği için iki kişilik bir cenaze töreni ile gömüldü. Lauren o günden sonra satranç tahtasında tek başına oturur oldu, kendi başına hep oynar ama asla mat yapmazdı.
Yine böyle bir gün siyah beyaz satranç tahtasına bakarken karşısındaki sandalyedeki derin boşluğu bir beden doldurdu. Lauren yavaşça başını kaldırdı. Geçmişten eski bir dost onu selamlıyordu.
"Bu sadece ilacın etkisi." Dedi Lauren şaşkınlıkla. "Senin öldüğünü gördüm."
Leonardo veziri kaldırıp onun Şahını yıktı. "Şah mat." Dedi fısıldayarak.

Bugün

Camila nefes almadan koşuyordu, geç kaldığı düşüncesi ile gözyaşları düştü. Kelebeği ellerinden uçup gitmişti.
Kliniğin merdivenlerinden hızla birer birer çıktı, içeriye bir tek hastalar girebileceğinden yangın merdiveni ile çatıya çıktı.
Nefes nefese etrafa baktı , kendi çevresinde döndü. Arkası dönük, manzarayı izleyen bir adamdan başka kimseyi göremediğinden yanlış yere gelmiş olabileceğini düşündü, zaten burası fazla bileceği bir yer olurdu.
Arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken duyduğu ses ile yerinde kalakaldı.
"Camila." Dedi Leonardo. "Senin için geldim."

Butterfly (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin