Yüzeye Çıkan Sırlar..

56 6 1
                                    

Gözyaşlarımı akıtırken bir kez daha okudum.. Nasıl olurda bu çocuk bana bu kadar değişik hissettirebiliyordu? Nasıl beni bu kadar üzebiliyordu? Allah aşkına ne oluyordu bana?

                                        

                                    Furkan Kılıç
Kendisi zengin bir prens. Ama bu zengin prensimizin bir sırrı var hatta birden çok.. 8 yaşında Babasının düşmanı bir adam tarafından kaçırıldı. Tam 2 yıl 2 yıldır işkenceler etmişler.. Kırbaç kemer. Beraber olduğu her kız vücudunda izlerin olduğunu belirtiyor.. Fakat daha kötüsü annesine gözleri önünde tecavüz  edilmiş. Furkan bunu izlemek istememesine ramen zorla izletmişler. Daha sonra kendisine de tecavüz edilmiş. Furkan 12 yaşına kadar bir klinikte tedavi görmüş. Daha sonra 15 yaşında bir kıza aşık olmuş. Kız için canını isteseler verirmiş..  Çocuk olmasına ramen kıza o kadar bağlıymışki.. Ama birgün kız kendini çatıdan aşağı atmış çünkü istemedigi bir adamla para için evlenmek zorunda kalmış ve evlenmiş. Fakat bunu Furkana söylememiş. Bu sırrı kimse bilmiyor neredeyse. Ama Furkan Kılıç hayatımızda gördüğümüz en güçlü çocuklardan biri...

Ve Furkan Kılıç.. Senden güçlü olmayı öğreneceğim.. Seni öğreneceğim..

-------------
1 Hafta Sonra.

Bir haftadır okula gitmiyordum. Elif ve İrem bize geliyorlardı ama ben hasta numarasi yapıyordum. Furkanı düşündüm o kadar güçlü olmayı nasil becerdiğini. Bugun okula gidicektim ve bir karar almıştım. Furkana sırrını öğrendiğimi söylemicektim. Çünkü üzülmesini istemezdim yani arkadaşımdı sonuçta yeni bir başlangıçtı ve ben ruhumun sessizliğini birinin anlamasını istiyordum. Birinin ruhumu tekrar canlandırmasını..

Bu sabah erken kalmıştım. Daha çok yüksek bel etekleri seviyordum siyah eteğimi ve beyaz tişortümü giydim üstümede siyah kot ceketimi altimada siyah botlarımı. Hazırdım

Aşağıya indim arabamın anahtarıni alıp arabaya atladım. Yarım saatlik yolculuktan sonra okula gelmiştim. Bahçeye göz attığımda bizim tayfadan Furkan dışında kimse yoktu.

Dersin başlamasına baya vardı. Kantine gidip herzaman ki sütlü kahvemden alıp bahçeye çıktım. Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve Athena-Yalan şarkısını açtım. Gözlerimi kapattım. Furkan geldi gözümün önüne..

Gülüşü.. Tek kaşını bana kaldırışı.. Gamzesi.. Esraya sinirlendiğim için elimi sıkı sıkı tutuşu..

Allahım daha onunla tanışalı 1 hafta oluyordu ve ben.. Erdeme hissetiklerimi Furkana hissediyordum sanki.. Erdem.. O benim sevgilimdi. Canımdı. Herşeyimdi. Ama gitti işte.. Öldü.

Ben gözlerimi kapatmış düşünürken kulakligimin biri çıkmıştı. Yanıma baktığımda Furkan sırıtarak bana bakıyordu. Sonra elimdeki kahveyi aldı ve içti. Evet hepsini kafaya dikti. Hayvan.

"Hey bana bi kahve borçlusun!" dedim kızgın çıkarmaya çalıştığım sesle..

"Tamam güzelim alırız sorun yok." Güzelim.. Peki.

Şarkı bittiğinde Emre Aydın-Ses Ver çalmaya başladı. Gözlerimi gözlerine kenetledim. O bana baktı ben ona.

Bu çocuk napıyordu bana? Nasıl yapıyordu? Burdakiler nasil olurda eskiyi hatirlatırdı?

Şarkıyı mırıldanmaya başladı. O an.. Yemin ederim o an.. Şarkıyı kapatıp onu dinlemek istedim..

Sesi o kadar güzel değildi. Ama sanki eşi benzeri yoktu.. Gözleri tekrar gözlerime değdiğinde sesini biraz yükselterek..

"Sen yoksun inan birtek sen lazımkenn. Bir ses var lütfen burda bırakma bizi.."

Güldüm. Güldü.

"Furkan.. Yapma lütfen.. Benim duygularım yok. Beni bu kadar duygulu yapma. Ben aşık olamam."

"Emin ol güzelim bende aşık olamam. Ama sana hissetmeyi öğretebilirim?. İstermisin Dicle? Eskisi gibi olmasada sana hissetmeyi öğretmememi istermisin? Sana yaşananları az da olsa unutturmamı?"

Hiç birşey söylemedim. Sessizce kalktım ve çıkışa doğru yürüdüm. Ne yaptığımı bilmeden sadece yürüdüm. İzmirde olsak gider bi sahilde oturur denizi izlerdim. Ama burası Ankaraydı..

1 saatten fazladır yürüyordum. Hâlâ o şarkıyı dinliyordum.. En sonunda bir park gördüm. Merdivenleri çıktığımda nefes nefese kalmıştım.. Ama harika bir yerdi.. Manzarası çok güzeldi.. Bir duvarın üstüne oturdum. Ve çantamdan bir sigara aldım. Normalde cidden içmiyordum. Furkan sigaraya başladığımı götünden uydurmuş. Yani. Öyle demişti. Hatta bunu dedikten sonra çıkıp kendisi bir sigara yakmıştı..

Ama.. Furkanın sırrını öğrendikten sonra tek tük içmeye başlamıştım..

Düşüncelerim hiç bir zaman doğru çıkmadı benim.. Hiç bir zaman sevilmedim ben. Erdem. O beni mutlu etmek için çıkmıştı benimle.. İnsanlara olan güvenimi kaybetmiştim bunu öğrendiğimde ama yinede devam ettim onunla çıkmaya.. Ben beni sevmeyen bir adam için gece gündüz hep ağladım.. Ama o son nefesini benim kucağımda verirken "Melis" dedi.. Melis onun ilk ve son aşkıydı.

Sevilmemek koymazdı bana. Bu hayattaki herşey o kadar yalandıki.. İnsanların insanlara sevgisi olmamasını fazla umursamıyordum.

Sonra düşündüm..

Neyi düşündüğümü düşünmeden düşündüm..

Ağladım.. Neye ağladığımı bilmeden..

Ben böyle biri değildim. Ben siyahtım. Ben iyi değildim. Ben çirkindim. Ben sevmezdim. Ben sevdirmezdim. Ben duygusuz biriydim.

Furkan ise.. O griydi. O kötü değildi. O güzeldi. O severdi. O sevdirirdi. O duyguluydu..

Ve o gülüşü güzel adamdı..
Ben ise gülüşüne gülen duygusuz bir kız..

RUHUMUN SESSİZLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin