Sevilmeyi Hak Etmiyor Muyum?

103 3 0
                                    

Gündüzü geceye bağlayan neydi? Karanlık bir gökyüzü mü? Geceleri gözüken yıldızlar mı? Ya da gündüzleri tıpkı pamuk gibi gözüken bulutlar mı?

Peki ya aşk? Aşk tıpkı gökyüzü gibi değil mi? Bazen bir bardağı dolduracak kadar yağan hızlı yağmurlar gibi ağlamıyor muyuz? Bazen gökyüzüne huzur veren bir güneş olmuyormu aşk? Bazen ise dolu yağdığında arabanın camları kırıldığı gibi kırılmıyor muyuz? .

Kırılmış hissediyorum. Kaçırılmış. Kandırılmış. Eksilmiş. Dağıtılmış. Ve karıştırılmış.. Ötekiler gibi ama ötekilerden bile öteki. Biraz yorulmuş. Henüz vazgeçmemiş.

Şu an karşımda birbirleriyle sarılarak dans eden Furkan ve Hilâl'e bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ne yapabilirdim ki.? İzliyordum. Daha geçen hafta ben Furkanla böyle dans ediyordum. Beni itmişti. Ama ona sarılıyordu.

Hissizleştim. Hiçbir duyguyu tam olarak yaşayamıyorum. Gülemiyorum. Kendimi ağlamaya zorluyorum, olmuyor.. Kırılan kalbimin parçalarını toplamaya çalışıyorum. Ben çalıştıkça daha çok kırıyorum. Çabalıyorum her defasında elime yüzüme bulaştırıyorum. Sigara aldığımda bir dalı ters çevirip,her şeyin iyi olmasını dileyip en son içiyorum.. Aslında bir omuz istiyorum, ağlayabileceğim. Bir el istiyorum,tuttuğumda bir sıcaklık hissedebileceğim.. Beni anlayan değil, anlamaya çalışacak birini istiyorum. Çok mu şeyi istiyorum bilmiyorum ama, böyle devam etmek istemiyorum..

"Dicle? Hey iyi misin?" Hilâlin sesiyle ona döndüm. Evet anlamında kafamı salladım. Sinsi bir gülümsemeyle bana bakmaya başladı. Bende tek kaşımı kaldırarak ona 'savaşmı istiyorsun? Kamoonn!' Bakışımı attım.

"Duyduğuma göre ben yokken Furkanla baya yakınmışsiniz canım?" dedi komik olduğunu düşündüğüm bir ses ile.

Bir kahkaha patlattım. Şu an bir kafedeydik. Ve birkaç kişinin yüzü bize dönmüştü. Umursamadan kafamı Furkana çevirdim. Hilâl'e kötü bakışlar yolluyordu. İnsan sevdiği kişiye niye böyle bakardı ki?

"Evet öyleydik. Ama bundan sanane Hilal. O zaman sevgili bile değildiniz. O yüzden o lanet çeneni kapat. Sesin başımı ağrıtıyor. Ve ayrıca göğüslerin ve popona estetik yaptıracagına sesini düzeltseydin keşke. Bu arada moda zevkin midemi kaldırdı. Tipine bakınca kusasım geliyor. O yüzden kes çeneni yoksa gözünle ağzını yer değiştiririm. Anladın mı canım?" söylediklerimden sonra Hilal kıpkırmızı olmuştu. Furkan dahil masadaki herkes gülüyordu.

Hilal Furkana sokularak

"Bana bak yolarım seni!" Dedi. Ahahah.

Bana. Seni. Yolarım. Dedi.

Emre anırırken bende ona katıldım.

"Öylemiii?" dedim dudaklarımı büzerek. Bu sırada Furkanın bakışları dudaklarıma kaydı. Sonra kendini toparladı ve baş parmağını gülmemek için ağzına bastırdı. Bu haraketiyle ne kadar derin nefes alma ihtiyacı duysamda bir şey yapmadım.

Furkan Hilale dönerek 

"Kapa. Artık. O. Çeneni.!" dedi fısıltıyla. Ben duysamda belli etmemiştim.

Kolumun dürtülmesiyle yanımdaki İreme döndüm.

"Kanka ben bu kızı sikecem. Tipe bak amk. Kızım olsa, anne demesin diye eve gelmezdim lan" dedi. Ben gülerken Furkan kafasını bana çevirdi. Bende ona çevirdim.

Onunla göz gözeyken sanki herşey durmuştu. Gözlerime bakıyordu.

Yüzünde biraz daha gezdirdim gözlerimi. Kilo vermişti sanırım. Göz altları şişti. Uyumamış gibiydi. Saçları eskisi gibiydi yumuşacık görünüyordu.

Gözlerimi gözlerine cevirdigimde dudaklarıma baktığını gördüm. İstemsizce dudaklarımı dişledim. Sonra kafamı başka tarafa çevirdim.

------------------

Saçlarımı okul tuvaletinde biraz daha düzelttikten sonra tam tuvaletten çıkacakken. Hilâl içeri yanında iki kızla girdi. Dudakları sinsice kıvrılırken ağzımdan  bir "Hah" sesi çıktı. Bunlar beni dövebileceklerini mi sanıyorlardi?

Sağdaki saçı topuzlu kız  bana doğru gelirken,

"Eğer 10 saniye dışarı cikmazsaniz yemin ederim sizi gebertirim. Şimdi çıkın!" Dedim sert sesimle. Kızlar çıkarken Hilal bana korkuyla bakıyordu. Ona gülümserken yaklaşmaya başladim.

"Beni çekemiyorsun değilmi Dicle! Furkan benim yanımda. Bana sarılıyor. Beni öpüyor. Bana şarkı söylüyor. Çünkü bana aşık. Seni kimse sevmiyecek. Herkesi kaybettin. Çünkü sen sevgiyi hak etmiyorsun!." Hilalin söyledikleriyle kendimi kaybettim ve yüzüne sert bir tokat geçirdim.

Tokat sesi tuvalette yankılanırken Hilal saçıma yapışcakken ani bir reflexle kolunu kıvırarak şaçını elime doladım ve sertçe duvara ittirdim onu. Ondan nefret ediyordum.
Hilalin kafasını duvara çarpıp güçlü bir şekilde yere doğdu kapaklanmasını sağladım. Dudaginin kenari kanyordu. Iyi olmustu orospuya.

Hilal tuvaletten çıkarken yere çöktüm ve ağlamaya başladım.

Sesler kulaklarımda yankılanirken tuvaletten çıktım. Öğle arasındaydık. Çoğu kişi yemekhanedeydi. Bende kantine girdim. Kantinde kimse yoktu. Atıştırmalık birseyler alıp masaya oturdum. Kulaklıklarımı taktım ve kulaklarımı Sezen Aksunun Git şarkısıyla doldurdum.

Gözlerim doluyordu.

"Sen sevgiyi hak etmiyorsun.."
"Çünkü  bana aşık.."
"Herkesi kaybettin.."

Herkesi kaybetmiştim..

-------------------

Uçurum kenarında oturmuştum. Neden yaşıyordum? Gökyüzine kafamı çevirdim ve derin bir nefes aldım. Yanımda duran biraya elimi uzattığım an elimden çekilmişti. Furkan karşımda tek kaşını bana kaldırmış bakıyordu.

Umursamadan, kafamı uçuruma çevirdim. Zaten sarhoş olmuştum.

"Hilali.." demesiyle, "Evet dövdüm." diyerek tamamladım cümlesini.. 

Kafasını salladı ve gülmeye başladı. Ciddi olmaya çalışarak ona baktım. Ama sonunda dayanamayarak bende gülmeye başladım. Bir anda gülüşüm durdu. Hilalin sözleri tekrar beynimi doldurmuştu.

"Beni çekemiyorsun değilmi Dicle! Furkan benim yanımda. Bana sarılıyor. Beni öpüyor. Bana şarkı söylüyor. Çünkü bana aşık. Seni kimse sevmiyecek. Herkesi kaybettin. Çünkü sen sevgiyi hak etmiyorsun!." Diyerek ezberlediğim cümleleri söyledim.

Kaşları catılırken birşey söylecegi an tekrar konustum.

"Ben..  Herkesi kaybettim. Sende yoksun. Sahi neden yoksun? Neden Furkan..? Benim zoruma gitti. O kız haklıydı. Ona sarılıyorsun.
Onu öpüyorsun.  Beni kimse sevmiyecek değilmi? "

Burnumu çekerken gözlerimi sildim. Furkan aniden bana sarıldı. Bende ihtiyaçım olduğu için sımsıkı sarıldım ona.

"Ben sevilmeyi hak etmiyor muyum?" Dedim gözlerimi ona dikerek.

"Hak ediyorsun elbette.. " dedi. Gülümsedim. "Gülümsermisin?" Başını salladı ve gülümsedi.

Gülüşü güzel adam..

Biliyordum. O gemi bir gün gelecekti. Umutlar tükenmiycekti. Bu sefer olmıcaktı. Gerekirse gidecektim. Ben bu değildim. Olamazdım. Furkan beni kırıyordu, paramparça ediyordu. Ama yinede ona sığınmak ona sarılmak istiyordum. Saçlarıyla oynamak istiyordum. Ona herkesten yakın olmak.. Nedenlerim vardı. Onu neden bu kadar önemsiyordum?




RUHUMUN SESSİZLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin