"Sadece Bana Değer Verdiğini Düşünmüştüm.!"

29 5 1
                                    


Multi; Furkan
İyi okumalar!

Günler, haftalar geçmişti. Yaptığım tek şey derslerime çalışmak oluyordu. Arada bizimkilerle takılıyordum. Furkanla küsmüştük. O kız da bizim okuldaydı. Zaten birlikte olmaları bana aci veriyordu. Ama onları hergün el ele görmekte zoruma gidiyordu işte..

Gece 4 gibi uyandım. Annemle Babam evde yoktu. Zaten ne zaman yanımda olmuşlardı ki? Bu düşünceme güldüm.

Ay ışığı odamı aydınlatıyordu.

Tuvalete giderken gözüm aynaya takıldı. Göz altlarım eskisi gibi olmuştu. Mosmordu.

Her zaman yaptığımı yaptım ve aynada kendi kendime konuşmaya başladım.

"Yapamıyorum" Yapamıyordum..
"Çok acınasıyım değilmi? Tabiki öyleyim. Neden bana değer veren herkesi kaybediyorum ki? Ben alışık değilim. Dayanamıyorum. Burası iğrenç.  Neden sevilmyorum?"

Sorularım vardı. Bir o kadarda cevapları..  Arkadaşlarım yoktu. Sevdiğim çocuk yoktu. Belkide İzmirde kalmalıydım. Ait olduğum yerde. Hani 'Her son bir başlangıç' tı? Bir sonum olmuştu. Bir kere denemistim intiharı. Ölmemiştim. Peki bu son? Ben neresindeydim bu hikayenin? Hangi karakterindeydim. O aptal prenseslerden olmadığım kesindi. Ben Dicleydim değilmi? Ruhsuz bir kızdım. Sessizliğim ruhumu sarmıştı. Gözyaşlarım yanaklarımı. Durduk yere gözlerim doluyordu. Acı çekiyordum. Ben acı çekmeyi severdim. Sevdim. Çok sevdim. Yemin ederim. Benim her sevdiğimi  kaybettim. Bu yüzden kilitledim kalbimi. Eskiden aşkı savunan kız şimdi ise ergence buluyordu. Doğru bende sevmiştim. Çünkü güzel birşey sanmıştım. Ama boktandı.

Furkana bağlanmıştım. Herşeyiyle.. Belkide aşık oluyordum ona.. Ama yine aynısı oldu. Başkasını sevdi. Kendimi sevdim. Çünkü biliyordum. Beni herkes üzerdi. Kendim dışında.

Küçükken aynanın karşısına geçip 'çok güzelim harikayım' derdim. Şimdi anladım. Demek ki kendimin beni üzmeyeceğini o zaman daha iyi biliyordum.

Gözyaşlarım akarken o kadar hırslandım ki kendime karşı aynaya sert bir yumruk geçirdim. Oldukça sert.

Ayna paramparça olurken, elim kan içinde kalmıştı. Yere çöktüm. Ağladım. Sadece.

Hep sessizce aglıyodum. Bugün ciğerlerimi sökercesine ağladım. Telefonuma uzanıp İremin numarasını tuşladım.

"Efendim" dedi uykulu sesiyle. Hıçkırıklarımı serbest bırakarak konuştum.

"İrem lütfen gel. Çok ihtiyacım var. B-ben a-aynayı kırdım."

"Dicle manyakmısın lan sen?! Hemen geliyorum sakın biryere kalkma. Yedek anahtar var geliyorum hemen" dedi ve telefonu kapattı.

Kesik kesik nefes alıp veriyordum. Elim acıyordu. Ama umursamıyordum.

Kapının sesi gelince kafamı yatağa yasladım. Odamın kapısı hızla açılırken karşımda Furkanı görmeyi beklemiyordum.

"Siktir! Naptın lan sen?!!" diyerek içeri daldı. "Ben seni çağırmadım git burdan" dedim kısık sesimle.

"Sus Dicle. Bende merakımdan gelmedim. İrem arayınca telaşlandım. Şimdi seni hastaneye götüreceğim" dedi.

"Yanından ayırmadığın sevgilin nerde?!" dedim gülerek. Hiç bir şey demeden beni kucağına aldı.

--------------------

Doktor elimdeki camları alacaklarını söylediği an, gözlerimi pörtlettim. Furkan buna gülerken bende ona kötü bakışlarımı yolladım.

Göz devirerek sağlam olan elimi tuttu. Ben elimi çekecekken doktor

RUHUMUN SESSİZLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin