genç adam, telefonuna kızın eklediği numaraya bakarken büyük bir iç çekti.
koltukta küçük pençeleriyle koltuğu tırmalayan kedisini izlerken telefonuna gelen mesajla irkildi.
pe beul'den resimli bir mesaj gelmişti.
hera'nın mama yerken ki resmini çekerken karşısındaki aynayla kendi yansımasıda kadrajın içine girmişti.
genç adam daha fazla dayanamayarak kızın numarasını tuşladı.
bir süre çaldı, çaldı ve çaldı.
genç adam telefonu kapatmak üzereyken pe beul telefonu açtı.
p: alo? namjoon?
genç adam sesini sahte öksürüklerle düzenledikten sonra kıza cevap verdi.
n: pe beul, doris'i haftada bir yıkamam lazım. ama onu nasıl duşta sokarım bilmiyorum yardımın gerek.
p: küçücük kediyi halledemiyor musun?
genç adam saçlarını karıştırırken yavru kedisini kucağına aldı.
n: biliyorum ama, kedi sonuçta.
kızdan cevap beklerken birkaç tencerenin yere düşme sesiyle kedi tıslamalarını işitti genç adam.
n: hey, her şey yolunda mı?
genç kızın kedilerini azarladığı sesini dinleyerek bekledi.
p: namjoon ortalık çok karışık. zeus ve apollo kavga ediyor. benim eve gel orada yıkayalım.
genç adam başını sallayarak onayladığında telefonu kızın yüzüne kapatıp cebine attı.
kedisini eline alıp terliklerini giyerek dairesinden çıktı.
.
kızın daire kapısı önüne geldiğinde üstünü başını kontrol edip zili çaldı.
kapı hızlıca sonuna kadar açıldığında, genç adam irkilmeden edemedi.
terliklerini çıkarıp içeri girdi ve kapıyı kapattı. elinde beyaz kedisiyle göründü genç kız.
p: hoş geldin. ben küveti hazırladım.
n: merhaba...
genç adam kızın darmadığın hâlini görünce gerilmişti.
kedi bakmak bu kadar pasaklıya mı dönüştürüyordu?
genç kızla banyoya geçti. küvetin ısısına baktığında ılık olduğunu anlayınca kediyi küvete koymak için yeltendi fakat kız onu durdurdu.
p: hemen koyma, sakince, yavaşça koy.
genç adam söyleneni yapıp yavaşça küvete soktuğunda kedi birden çırpınmaya başladı. genç adam acı içinde inledi.
n: küçük serseri! olmayan tırnaklarıyla beni tırmaladı!
kız olaya müdahele edip kediyi bacakların sakince tutarak kendi gövdesine bastırdı.
p: ben tutuyorum, sen kediyi sabunla.
genç adam kedisini sabunlarken kedi baya çırpınıyordu ama nafile. bacaklar profesyonel olmuş birisinin ellerinde duruyordu...
genç adam kediyi sabunlamayı kesmiş yıkamaya geçtiğinde kız sadece kediyi izliyordu.
kediyi yıkarken, başını kıza doğru çevirmiş öyle kalakalmıştı.
p: namjoon, kedini yıkamıyo-
kızın gözleri onunla buluştuğunda ikiside suspus kesildi.
n: ben, şey...
genç adam kızın gözlerinin içine bakmaya devam ederken başını birden suyun içinde buldu.
athena, hırçınlığını tekrar gün yüzüne çıkarmıştı. genç adamın kafasın tırmanıp ayaklarıyla onu suya ittirmişti.
genç kız kahkaha atmaya başladığında bir taraftan kediyi yıkamaya devam etti.
genç adam küfür savurdu. athena'ya pis pis bakışlar atarak işine devam etti.
-
multimedyada, pe beul'un dişi kedisi hera var. ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anti-catty ➼ namjoon
Krótkie Opowiadania"kedilerden nefret ederim." kız omuz silkti. "üzücü, aynı kedilere benziyorsun." @_minguinho_ için yazılmıştır. [2016-2021, yeniden yayımlanan düzeltilmemiş hikâye.]