Umarım beğenirsiniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Ankarada ölen şehitlerimize Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı dilerim...Terörü lanetliyoruz...Kulağımdaki uğultu ağzımdaki metelik kan tadı canımı yakıyordu...Sonrası... İnsanı sağır edecek bir sessizlik başladı.
Toprakdan;
Kucağımda gözleri kapalı Kumsalla acilin kapısından koşarak girdiğimde hıçkırarak ağlıyordum "Ölemezsin" .Bizi farkettiklerinde bir kaç doktor geldi.Onu kaybetme korkusuyla sedyeye yatırdım.Doktor yanındakilere emirler yağdırıyordu.Ameliyathaneye doğru ilerlerken gözyaşlarım kendiliğinden yolunu buldu.Ameliyathane kapısına geldiğimizde hâlâ elini tutuyordum onunla girmeye çalışırken hemşire beni engelledi göyaşlarımla birlikte eli de elimden kaydı.Geri geri giderken duvara çarpıp sürten sırtımla birlikte yere oturdum Bacaklarımı kendime çektim.Kollarımı birleştirip kafamı gömdüm.Hıçkırarak ağlıyordum kalbim onunla olmadan onsuz olamayacakmış gibi atıyordu.Kollarımı çekip ellerimi saçlarıma daldırdım.Öylece ağlıyordum.Bana öyle sarılmıştıki hiç bırakmayacak gibi...Omzuma gelen elle ellerimi saçımdan çekip başımı yukarı çevirdim.Melihi gördüğümde duvardan destek alarak kalktım.Üzgün oldukları belliydi.Araf beni kendine çekip sarılıp sırtımı sıvazladı.Bıraktığında ayaklarımın artık beni taşıyamayacağını anlayıp kendimi sandalyeye attım başımı duvara yaslayıp ameliyathanenin kapısına bakmaya başladım.Dalmış şekilde bakarken bana mavi mavi bakan gözleri farkettiğim zaman utanıp kızaran yüzü,her heyecanlanıp kızdığında elini boynuna götürüp başını eğişi geliyordu gözlerimin önüne.Kolidordan gelen seslerle başımı çevirdim.Besteyle birlikte iki kadın koşarak yanımıza geliyordu.Bestenin annesi Kumsalın kolundan tutmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu.Beste kızarmış gözlerle bana baktı.Annesinin yüzüne bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. Melihlere baktım.Araf duvara yaslanmış bana bakıyordu yavaşca kalktım.Kalktığımda yaslandığı duvardan o da ayrıldı.Melih ağladığı belli olan gözlerle bakıyordu.Anıl bana bakıp başını eğdi.Bir şeylerden korkuyor gibiydiler.Beni de korkutan bir şey vardı her nefes aldığımda göğsüme saplanan bıçak gibi nefes almama engel olan şey ...onsuz yaşamak... ne kadar yaşamış olabilirsem...
Bu fikir bile beni öldürüyordu.Gözyaşlarım akarken elimi enseme koyup ameliyathane kapısına ilerledim.Kafamı kapıya yaslayıp mırıldandım daha çok bir yalvarma gibiydi "Bırakma" yumruklarımla kapıya vuruyor bir yandan da tekrar ediyordum. Araf beni geri çekerek kolumdan tuttu ağlayarak kapıyı izliyordum Araf sakinleştirici bir sesle "Hadi gel hava alalım" kafamı iki yana sallayarak elimi Araftan çekip gözyaşlarımı sildim.Ameliyathanenin açılan kapısıyla koştum.Doktor ğzındaki bezi çıkartıp "Kumsal Sipahinin yakınları siz misiniz?" sorunun saçmalık derecesini hesaplarken doktoru yumruklamamk istiyordum.Yok bizim böyle garip garip fantezilerimiz var.Sabırla "Evet" annesiyle aynı anda söylemiştik.Doktor başını yere eğerek "Biz elimizden gelen her şeyi yaptık" kafamı içinde filler tepiniyordu.Kalbim yerinden fırlayacaktı.Kafasını kaldırıp mahcup bir ifadeyle devam etti "Ameliyat çok zor geçti henüz bir şey demek için erken uyanabilir de" başını bir daha eydi uzun bir sessizlikten sonra "Bir daha uyanmayabilir de" Annesi hıçkırarak ağlamaya başladı.Her şey dondu nefes alışverişlerim kulağımda yankılanıyordu.Kalbimin deli gibi atışlarını vücudumun her noktasında hissediyordum.Doktorun arkasından sedyeyle çıkarılan Kumsalla kalbim yerini buldu o sedyede gidiyordu.Yüzü solmuştu yaşadığını bilmesem öldü sanabileceğim beyazlıktaydı.Gökyüzü kadar mavi gözleri kapalıydı.O gözlere bakmak için gökyüzünü yere sererdim ama bunu ona asla söylemezdim.Belki de söyleyemezdim.Sedyenin yanında onunla ilerlerken o ellere sırf onun iyiliği için dokunmuyordum.Yoğun bakım bölümüne geldiğimizde beni tekrar içeri alamayacaklarını söylediklerinde beni engelleyen elleri itip adamın üstüne yürüdüm ağladığım zaman hiç olmadığım kadar sinirli olurdum ve bunun şuan dışarıdan nasıl göründüğünü adamın suratına bakarak daha iyi anlıyordum "Ben oraya girerim" sanırım böyle oluyordu adam korkduğu belli olan bir suratla "Hastane kuralları beyefendi" Tek kaşımı kaldırarak baktım. "Seni bu hastaneyle birlikte havaya uçururum" gözleri dehşetle açıldı.Şuan Kumsal orda yatıyo olmasa gülme krizine girebilirdim. "Sadece iki dakika fazla süre içeride kalmanız hastanın sağlığı için risk yaratabilir " çenemi ovup kafa salladım iki dakika bile yeterdi. Adamın üstünde ki kıyafetlere benzer kıyafetlerin olduğu bir odaya girdik.Etraf beyaz yesil hastane kıyafetleriyle doluydu.Giymem gerekenleri apar topar giyip yoğun bakıma derin bir nefes alarak girdim.Kapıyı sanki sesli kapatırsam uyanacakmış gibi yavaşca kapattı.Yatakta kıpırdamadan yatıyordu.Kollarından,boynundan,burnundan kablolarla bir makineye bağlanmıştı.Parmaklarının uçlarında mandala benzeyen şeyler vardı.Odadaki tek ses kalp atışlarını gösteren cihazın sesiydi.Yanına koltuğu çekip oturdum. Ellerini avucumun içine Sanki her tuttuğumda kırılacakmış gibi gözümden akan yaşla ellerini avucuma aldım.Mandal olmayan elinin üstüne başımı koyup "uçurumda bir soru sormuştun ya" derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. "Hayatında hep olduğumu anlayacaksın" gözümden akan yaşla güldüm. "Çok masumsun be her şeyden habersiz" Açılan kapıyla küfür mırıldandım.Başımı kaldırıp solgun yüzüne baktım.Koltuktan kalkıp elimi yanaklarında gezdirdim.Elimi dudaklarının kenarında durdurup Kulağına eğilip fısıldadım "Ben en çok martıya aşık olan balık için üzülüyorum" o solan dudaklarına öpücük kondurup odadan çıktım.Üstümdeki ıvır zıvırı atıp kapıda bekleyen Anılların yanına gittim.Hepsi susmuş bana bakıyordu.Elimi cebime sokup derin bir nefes aldım.Kumsalın bana bakan annesini görüp başımı yere eğdim. Tekrar Araflara döndüm.Melihin bu kadar dayanmasına bile şaşırarak konuşmaya başladı. "Toprak aşkısı ilk olarak Kumsal kankim nasıl,bu olay nasıl oldu ve yapan kişi Selim olabilir mi?". Devam edecekken Anıl Melihin ensesine bir tane yapıştırdı sinirle "yeter lan car car" Melih Anıla, Bestenin yanında oturup Kumsalın annesini teselli eden annesini gösterek "Aa Selma Teyze de burdaymış hazır hastanedeyken biricik kızına talip olan koca aday adayıyla tanıştıralım" Melih söylemeye giderken Anıl kolundan tuttu "Ne istiyorsun lan" Melih bana bakıp gözleriyle Anılı göstererek bak nasıl adam oluyo der gibiydi. "Kumsal yafrım iyileşince Gaziantep,Urfa,Adıyaman yemek turu yaptırırsın ciğerim söz mü" Anıl gelecek ya da girecek olan hesabı düşünür gibi Melihi süzdü.Melih ne yaptığını anlamış olacak ki "Kalıbıma bakma yeğen sen babanı bi yokla bakem" Arafla konuşulanlara güldük Araf eski ciddiyetine dönüp "Selimin parmağı olabilir mi?" Anılla Melihte birbirlerine laf atmayı bırakmış dikkatini bize vermişlerdi dün geceyi düşündüm Kumsalın yüzü gözlerimin önüne geldi. İç çekerek ellerimi cebimden çıkarıp saçlarlıma daldırdım. "Yüzü gözükmüyordu ama Selimse bunun bedelini ağır ödeyecek" Araf bana katılır biçimde kafasını salladı.Melih gömleğime bakıp "Kanki sen eve git üstünü değiştir"
Başımı eğip üstüme baktım kan lekeleri vardı.Buradan bir saniye bile ayrılmazdım ama annesinin yanında kızının kan lekeleriyle dolaşamazdım.Kafamı salladım işaret parmağımı sallayarak tehdit eder gibi "Melih en küçük şeyde bile haber ver" o bende der gibi elini göğsüne vurdu. Gözlerimi devirip çıkışa ilerledim.Kolidorda yürürken hastaya koşan doktorlar doluydu.Hastane kokusu midemi bulandırıyordu.Burdan çabuk çıkmak için adımlarımı arttırdım.Hastanelerden oldum olası nefret etmişimdir soğukluk...
Arabaya doğru yürürken içimde garip bir his vardı durup etrafıma baktım.Otoparkta benden başka kimse yoktu.Yürümeye devam ettim.Arabanın yanına geldiğimde anahtarı cebimden çıkarttım.Arabanın kilidini açıp bindim.Yan koltukta kağıt olduğunu görüp elime alıp açtım.Okurken kaşlarım çatıldı.Direksiyona vurup kağıdı buruşturdum.
"Beni özledin mi Soylu merak etme daha yeni başlıyoruz..."
