Oooh,it's just me,myself&I,
solo ride until I die,
cause I got me for life
Rüzgar'ın kollarında akşamdan kalma bir biçimde,bol baş ağrılı uyanalı neredeyse 1 saat olmuş,nihayet doğru düzgün giyinebilmiş bir şekilde başımın çatlamasına rağmen kendimce şarkılar mırıldanarak kahvaltı hazırlıyordum.Daha doğrusu,bir saattir aynı şarkıyı söyleyerek dans ederken kahvaltıda ne hazırlayacağımı düşünüyordum,düzgün kıyafetlerden kastım ise Rüzgar'ın bana "oversize" olan Marilyn Manson t-shirt'ü ve,aslında sadece o kadar.Dizlerimin yaklaşık bir buçuk karış üstünde biten t-shirt'le döne döne dans ederken merdivenden inen birinin seslerini duysam da umursamadım.
Küçüklüğümden beri kendimi yere düşürene kadar etrafımda dönmeyi çok sevdiğim için yaklaşık 3 dakikadır etrafımda dönmeye ısrarla devam ederken,bu sefer düşmekten biraz daha farklı bir şey oldu.Gelmesini umursamadığım Rüzgar'ın belimden tutmasıyla Rüzgar yere,ben de Rüzgar'ın üstüne yapıştım.
"Ohaa!Kaç tane Rüzgar var!.Biir,iki,üç-şurdakinin kaç tane gözü var lan?"
Düşmenin yarattığı korku,Rüzgar'ın üstüne düşmenin yarattığı heyecan,"akşamdan kalma" baş ağrısı ve dakikalarca etrafımda dönme sonucu oluşan baş dönmesi,oldukça farklı bir kafa yaratmıştı diyebilirim.
Rüzgar hala kaşlarını çatmış bir şekilde suratıma bakarken hızlı bir şekilde dudaklarına öpücük kondurdum ve ayağa fırladım.Hala şaşkın şaşkın beni izleyen Rüzgar'la göz göze geldiğimde ise,o an hiç bitmesin istedim.Yerde yatarken bile saçını düzeltmekle uğraşan üstsüz,-kasları ortada!!!!- ama bir o kadar da salak sevgilim,fazla tatlı görünüyordu.
"Fazla yayılmadın mı yerlere?Geldiğimizden beri temizlenmedi oralar ama,sen bilirsin?Ay,temizlemek demişken,benim annem falan bilmiyor değil mi buraya geldiğini?Gelmene kızmaz da,seni sorguya çeker döner dönmez, yok ev temiz miydi,ne yemek yediniz,Zelal ne giyiyordu gibi yüzlerce soru sorabilir." Çatık kaşlarını düzeltip sevecen bir ifade takındıktan sonra yavaş yavaş ayağa kalktı,şortunun üzerindeki tozları silkeledikten sonra bana iyice yaklaştı ve elimi tuttu.Sonra birkaç saniye öylece baktı,baktı,baktı...Daha sonra elimi bıraktı ve saçlarını düzeltirken "Neyse,sonra söylerim." tarzı bir şeyler mırıldanıp bar taburesi tarzı şeyin üzerine oturdu.Dakikalarca süren ısrarlarıma rağmen söylemeyince ben de sinirlenip arkamı döndüm ve kendim söylemek yerine saçlarımı havaya kaldırıp t-shirt'ümün sırt kısmında yazan "Everlasting Motherfucker" yazısını gösterdim. (Gif'te başka bir küfür yazıyor ama,değiştirmem gerekti)"Umarım mesajı almışsındır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zella
Ficção Adolescenteve ben,yine bir akşam üstü, sadece bilgisayar ışığının aydınlattığı odamda, ağladığım duyulmasın diye rastgele açılmış bir şarkı eşliğinde, çirkinliğimi biraz da olsa kapatsın diye yaptığım makyajı akıta akıta ağlıyordum.Gözyaşlarım çığlıklarımı, hı...