DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

184 31 14
                                    

Kafasını tutarak ayağa kalkan Jack, midesinde anlamsız bir bulantı ile ormana doğru yürüyordu. Fısıltılar işitiyor, topraktan kanlar çıkıyordu. Ağaçlar kuruyor, tozlar ise havada adeta bir sanat gösterisi yaparak ruha hitap eden şekillere giriyorlardı. Gözlerinin ufuklarına doğru inen acımasız sessizlik ona korku sağlıyor. Ayrıca da düşünceleri yankılanarak ona acı sağlıyordu. Bir kaç metre daha yürüdükten sonra nefesinin darlığında dolayı dizlerinin üzerine çöktü. 

Uzaklardan ona doğru gelen bir kaç kişinin olduğunu gördü. Üstlerinde beyaz bir elbise olan elleri tamamen kana bulanmış. Çürük lazanya kokan. Göz bebekleri ve gözü tamamen siyah olan, ağzının kenarlarında kan veya siyah siyah lekeler olan bir varlık geliyordu. Uzaktan attığı her adım Jack için beyine vurulan bir kurşun acısı veriyordu. Kısa bir süre sonra uzaktan görünen ruhani varlıklar Jack'in yanına doğru geldi. Yerden kaldırdıktan sonra kulağına 

" Biz geri döndük..." dedi.

" Bu topraklar tekrardan büyük bir savaş görecek. Siz salaklar atalarınızın kazanamadığı gibi bize ait olan bu yeri alamayacaksınız. Ruh çekenler geri döndü. " 

Watson geriye bir kaç adım atarak etrafa bakındı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Watson geriye bir kaç adım atarak etrafa bakındı. Her hangi  bir cisim bulmaya çalıştı fakat odada hastalıklı kadını öldürebilecek potansiyelde hiçbir cisim yoktu. Jessie hastalıklı kadının üzerine atladı ve onu etkisi hale getirmek için uğraşlar vermeye başladı. Kadının uzun tırnakları ve keskin dişleri öldürecek bir potansiyel barındırmaktaydı. Jessie kadının ellerini tutarken, onunla başa çıkmak oldukça zor oluyordu. Watson geriye doğru çekilerek sırtını duvara yasladı. 

Duvardan aldığı güç ile kadının üzerine fırladı ve onunla birlikte yere düştü. Jessie kapalı olan kapıyı açmak için çabaladığında kapının arkadan kilitli olduğunu fark etti. Watson yerden kalkarak kadını duvara bir kez daha çarptırarak sersemletti, sert bir yumruk atarak ta yere düşürdü. 

Jessie ayakkabısının bağcığını çıkararak uzun bir ip haline getirdi. Yerde yatan kadının boğazına geçirdiği ip ile onu boğmaya kalkıştı. Kadının sivri tırnakları Jessie nin yüzünü yırtmıştı. Gittikçe nefessiz kalan hastalıklı kadın, Watson nın sert tekmesiyle de tamamen imha olmuştu. 

Açılan kapının ardından gelen gün ışığının parlaklığı onların gözünü kamaştırmıştı. Dışarıdan ise sadece şu sesi duydular 

" Patron sizi görmek istiyor. " 

Bir adam tarafından elleri bağlanılarak ikisi de dışarı çıkartılmıştı. Dizlerini yere koydurttular ve beklettiler. Kısa bir süre sonra ise patron geldi. 

" Seni burada görmek ne kadar garip Jess. " 

" Siktir git Kevin. " 

" Beni ölüme bıraktığınız günü hatırlıyor musun ? " 

ENKAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin