Multimedia daki Mira ' nin ağaç evi 😊
Ve şarkı duman 😻😻 öyle dertli dertli 😍😍 dinleyinArabadan inip eve doğru yürümeye başladım. Evimiz iki katlı geniş bahçesi olan bir evdi. Arka bahçede büyük bir çınar ağacımız vardı. Babam ben küçükken yaklaşık 5 - 6 yaşındayken Hazal ' ın babası Ahmet amca ile bize kocaman bir ağaç ev yapmışlardı. Ağaç evde hazal dan çok ben vakit geçirirdim. Her gece mutlaka ağaç evde olurdum . Çünkü çatısının ortası camdı ve orada yıldızları seyrederdim .
Evin kapısını açmak için çantamı karıştırmaya başladım, bir türlü anahtarları bulamıyordum. En sonunda pes edip zile bastım . Kapıyı Çocukluğumdan beri yanımızda çalışan Emine teyze açtı yaklaşık 50 yaşlarındaydı :
- "Hoşgeldin kızım"
- " Hoşbulduk emine teyze annem ile babam yok mu ? "
- " Her ikisi de yemek masasındalar seni bekliyorlar kızım . " deyince salona doğru yürümeye başladım salonumuz geniş ve ferahtı evin tamamını annem dekore etmişti ve her yer beyaz ın temizliğini ve morun asaletini göstermek istercesine parlıyordu. Ya da sadece anem çok zevkli bir kadındı ...
Salona geçince masaya oturdum .
Annem :
- " Meleğim , günün nasıl geçti ? "
- " Her zamanki gibi klasik kumsal , kayalık ve gökyüzü üçlüsüyle."
Babam :
-"Miracığım baş ağrıların nasıl peki ? Sakın ilaçlarını aksatma ve zamanında kullan olur mu ? Prensesim ."
-" Merak etme baba ilaçlarımı düzenli olarak kullanıyorum . Artık benim için endişelenmekten vazgeçin ." Deyince ikisi bakışlarını benden kaçırdı . Sanırım bu "3 yıl önce kaçırıldın ve tekrar başına böyle bir şeyin gelmeyeceği garanti mi ?" Bakışıydı...
Sessiz geçen bir yemeği de , yine rutin tartışmamızla bitiriyorduk.
-" Anneciğim ? , babacığım? , şey, ben aslında öyle demek istememiştim. Yani siz artık beni düşünüp daha fazla kendinizi üzmeyin diye söyledim . Hem bakın ben gayet iyiyim , ilaçlarımı da saatinde ve düzenli olarak kullanıyorum . Psikolojik tedavileri de aksatmıyorum. Yani daha fazla endişelenmenize gerek yok . Anlaştık mı ? " ikiside bana bakıp anlayışla gülümsediler. Sanırım böyle bir anne ve babaya sahip olduğum için çok şanslıydım.
Annem :
-" Sorun değil meleğim, sen iyisen biz de iyiyiz . " deyip gülumsedi .
Babam :
- " Seni seviyoruz annen de , ben de bunu asla unutma olur mu ?"
İkisinin de yanağına kocaman bir öpücük kondurup gülümsedim.
-" Ben de sizi cok seviyorum. "
Deyip merdivenlere doğru yöneldim. Biraz uyumaya ve dinlenmeye ihtiyacım vardı . Her ne kadar annemle babama onları üzmemek için " iyiyim , sorun yok " desem de aslında hala sorunlar bitmemişti. Sanırım sadece üzülmemeleri için rol yapıyordum . Odama geldiğimde kapıyı açıp içeriye girdim . Aklıma 3 yıl önceki hali geldi. O zamanlar odamın duvarları pembeydi ve duvarlar posterlerimden görünmüyordu. Duvarlarımın şuanki hali ise mordu. Aynı zamanda kıyafetlerimin çoğunluğu bordo - siyah - lacivert üçlüsü oluşturuyordu . Odamda değişmeyen tek şey ses sistemi ve kitaplığımdı. Müzikler ve kitaplar vazgeçilmezler listemin ilk sıralarını oluşturuyorlardı. Hemen dolabımı açıp içinden bordo bir tişört, siyah bir eşofman altı ve ince siyah bir hırka aldım . Eylül ayındaydık ve geceleri İzmir serin oluyordu . Yatağımın üstündeki telefonumu alıp aşağıya inmeye başladım . Annemle babam salonda oturmuş sanırım yine bir film izleyeceklerdi. Annem :
-" Meleğim nereye gidiyorsun? "
-" Arka bahçede ki ağaç evimize gideceğim. Biraz müzik dinleyip kitap falan okurum ." Babam :
-" Çok geç kalma mira , biz yatmadan önce evde ol . Tamam mı prensesim ? "
-" Geç kalmam , babacığım . Siz filminizi izleyin ." Deyip ikisine de öpücük attım .
Salondan çıkıp , kapıyı açtım . Kapıdan çıktıktan sonra arka bahçeye doğru yürümeye başladım . Ağaç evi görünce yüzümde nedensiz bir gülümseme oluştu. Çocukluğumdan beri geceleri buraya kaçarak müzik dinler, yıldızları seyrederdim. Ama son 3 yılda daha fazla burada vakit geçirmeye başladım . Merdivenlerden çıkıp ağaç evime girdim . Burası cidden, bana iyi geliyordu . Ağaç evimizin içinde de odamdaki gibi siyah bir ses sistemi , kahverengi bir kitaplik ve ve yerlerde bordo - lacivert puflar vardı . Diğer duvarda ise hazalla benim çocukluğumuzdan bu yana bütün saçma sapan , komik anılarîmızı belgeleyen fotoğraflarımızla doluydu. Aklıma bugün Hazalla hiç konuşmadığımız geldi. Hemen telefonumu çıkarıp Hazal ' ı arayacaktım ki merdivenlerden bir ses duyuldu . Hazal :
-" Miraaa ! Orda mısın ? "
-" Burdayım Hazal gel . Ben de tam seni arayacaktım . " dedim o arada Hazal tam karşımdaki siyah pufa oturdu . Hazal :
-" Nereye kayboldun sen ? Sabah kahvaltıdan sonra size geldim . Ama Yasemin teyze hava almak için dışarıya çıktığını söyledi . Telefonla aradım ama cevap da vermedin . Önemli bir şey mi oldu ?" Deyip endişeli gözlerle bana bakmaya başladı .
-"İlk önce bana şöyle bakmayı kes ! Korku ve endişe dolu gözler bana hep o günü hatırlatıyor ." Dedim böyle deyince Hazal bana sımsıkı sarıldı. Hazal :
-" Özür dilerim, Mira ben sadece seni düşündüğumden böyle tepki verdim ."
-"Önemli değil , sadece yine aynı kabusu gördüm . Kaçırılma anımı ve o lanet 2 haftayı, annemle babam endişelenmesin diye de sadece hava almaya gidiyorum dedim . Artık onların benim için sürekli endişelenmesini istemiyorum . "
-" Eminim bunu atlatacağız Mira . Hem okullar da başlıyor . ATAN KOLEJİNDEN yeni öğrenciler gelecekmiş. İçimde çok güzel bir his var . Bu sene çok güzel geçecek ." Deyip otuz iki diş sırıtmaya başladı.
-" Sen böyle sırıttığına göre bir şeyler olmuş . Çabuk dökül ! Ne oldu ? " deyince sırıtması anında silindi . Bu kız da bir şeyler vardı ama neyse sonunda zaten bana gelip anlatacaktı. Hazal hakkında şuana kadar emin olduğum tek şey önemli bir olayı birine anlatmadan duramazdı.Evettt :) aslında haftada 1 kere demiştim ama ilk hikaye heyecanı olsa gerek hemen 2. Bölümü yazmışken okuyucuları bekletmek mantıksız geliyor :) ben de wattpad hatırı sayılır derecede kitap okuduğum için bölümler haftada 1 kere olunca sıkılıyorum . O yüzden haftada 2 kere falan yazabilirim. Ya da haftada 1 kere yazıp uzun bölum atarım .Hepinizi seviyorum . Umarım bu bölüm güzel olmuştur . Ve beğenirsiniz :):)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆Gökyüzündeki Yıldızım☆
Teen FictionÖlmediğin , her zaman yaşadığın anlamına gelmez . Bazen sürünür insan. Benim için gökyüzüydün. Yakın gözüküyordun. Ama uzaktın.. Gökyüzdeki yıldızlara yeryüzündeki yalnızlara ... Unutma ufaklık ! Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmeyeceği gibi acı...