Multimedia ki Doruk Atahan ♡
Doruk ' tan =
Multimedia da oyunbozan var 😍 bayılıyorum mor ve ötesine dinleyin şarkıyı 😊🙆😻-"Dersem ne yapacaksın ufaklık " deyince karşımda sinirden elleri titreyen bir ufaklık tabiki de beklemiyordum. Sinirden ellerini yumruk yapmıştı , sanırım sakinleşmek için derin nefesler alıyordu. Bir anda dengesini kaybedip sendeledi. Tam bir şey söyleyecektim ki yere yığılması bir oldu . Şuan karşımda yerde boylu boyunca yatan , biri vardı . Sanırım bayılmıştı. Etrafıma baktım, hiçkimse görünmüyordu. Tabikide hiç kimse olmazdı . Herkes suan dersteydi . Yere diz çöküp ufaklığın başını dizime koydum . 'Acaba bir rahatsızlığı falan mı vardı ? ' diye düşünmeye başladım . Yavaşca yanaklarına vururken, bir yandan da konuşmaya başladım .
-" Ufaklık ? heyyy ! Beni duyuyor musun ?" Konuşmama rağmen hiçbir tepki vermiyordu. Şansıma kocaman bir küfür savurup, yerde yatan ufaklığı kucağıma aldım . Narin bedeni , bana sinirle bakan mavi gözleri ve buğday teni vardı . Birden silkenip kendime geldim . Neden birden bu ufaklığı incelemeye başlamıştım. Bedenini sarsmadan yavaşca merdivenlerden iniyordum. Aşağı kata geldiğimde yardım edecek birini aramak için bir adım atacakken, arkamdan bir ses duydum :
-" Miraa ! Ne yaptın Mira ' ya ve sen kimsin ?" Deyip üzerime doğru yürümeye başladı . Demek bu ufaklığın adı mira ' ydı. Bu gelen kız da sanırım Mira ' nin arakdaşıydı ki , bu kadar tepki göstermişti . Sıkıntıyla nefesimi verdim ve konuşmaya başladım :
- " İlk önce sakin ol ! Mira ' yı tanımıyorum . Sınıfımı sormak için koridorda karşılaştık , biraz konuştuktan sonra aniden bayıldı . Ne olduğunu bilmiyorum. Revire götürmek için de kucağıma aldım ." Deyince öfkeli gözlerle bana bakmaya devam etti . Hazal :
- " Tanımıyorsan, adını nerden biliyorsun? " deyip cevap beklercesine yüzüme bakmaya başladı . Bu kız CİDDEN APTALDI. Sıkıntıyla gözlerimi devirip yüzüne bakmaya başladım .
-" Seni zeki yaratık, az önce kendin söylemedin mi ?" Deyince beni duymamışçasına devam etti :
- " Ona ne söyledin? " diye bağrınca sabrımın sonuna geldiğimi anladım . Ben . Doruk Atahan aptal bir sarışın karşıma geçmiş sebepsiz (!) yere bana bağırıyordu.
-" Kes sesini ! Arkadaşına önemli bir şey olmuş olabilir . Burada bana bağırıp çağırıp , hesap soracağına revir nerde orayı göster ! " diye bağrınca korkudan yerinde sıçradı . Az önce bana öfkeyle bakan gözler yerini endişeye bırakmıştı . Hazal :
- " Haklısın hemen gidelim . " deyip önden yürümeye başladı . Revirin kapısının önüne gelince , hızlıca kapıyı açtı . Geçmem için hafifçe geriye çekildi . Kucağımdaki ufaklık hala uyanmamıştı. Bedenini yavaşça, onu sarsmamaya özen göstererek yatağa bıraktım . 30 - 35 yaşlarındaki bayan doktor yanımıza gelince ne olduğunu sordu . Tam cevap vereceğim sırada , Mira ' nın arakdaşı olan kız, hemen lafa atladı :
- " Bazı özel sebeplerden dolayı stres ve sinir anında başağrıları şiddetleniyor. Kullandığı bir ilaç var ama adını tam olarak hatırlayamıyorum şuan ." Deyince doktor 'a baktım. Anladım demek istercesine hafifçe başını salladı . Birkaç adımda Mira ' nin yanına gitti ve muayene etti . Başını bize doğru çevirince, dikkatle ona bakmaya başladım .
- "Sanırım arkadaşınız zor zamanlar geçiriyor . Çünkü normal baş ağrıları bayılacak derece de vücuda zarar vermez ." Deyince bakışlarımı Mira ' nin arakdaşına doğru çevirdim . Gözleri dolmuştu , yatakta öylece baygın yatan Mira ' ya hüzünle bakıyordu. Hazal :
- " Ne zaman kendine gelecek peki ? " diye sorunca Doktor :
- " Biraz sonra uyanır ." Deyip revir den çıktı . Kız Mira ' nin yanındaki sandalyeye oturup Mira ' yı izlemeye devam etti .Mira ' dan =
Ağlamaya başlamıştım . Vücudum ' un her yeri ağrıyordu. Yerde öylece yatmaya devam ediyordum . Ağlamaktan göz altlarım şişmişti ve her gözümü açmaya çalıştığımda gözlerime bir şeyler batıyordu. Doğrulmaya çalışıyordum ama kolumu bile kıpırdatacak halim yoktu . Öylece o karanlık , küçük odada yatmaya devam ettim . Umudum tükenmişti . Kurtarılamama düşüncesi beynime balyozla vurulmuş etkisi yarattı . Aglamaya başladım . Gözyaşlarım yavaşca yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı . Sanki biri elimi sıkıyor ve adımı söylüyordu .
- " Mira!! Uyan , sadece kabus tatlım . Mira ! "
Bu ses bana tanıdık geliyordu. Evet bu ses .... Bu ses Hazal ' ın sesiydi!! Korkuyla yerimden sıçrayarak uyandım . Derin nefesler alıp , veriyordum. Başımı çevirdim . Hazal ' ın gözleri dolmuştu ve o günkü gibi endişe ve korkuyla parlıyorlardı mavi gözleri .Hazal :
- " Mira ? İyi misin? " derken sesi titremisti . Lanet olsun ! Çevremdeki herkesin üzülmesine sebep oluyordum. Ellerimi yavaşca yüzüme doğru götürdüm . Yanaklarıma hissettiğim ıslaklıkla kabus görürken ağladığımi anladım . Hazal :
- " Mira ! iyi misin? Yine mi aynı kabus . " dolu gözleriyle bana bakamya devam etti . Kapının yanında bekleyen ve soru dolu gözleriyle bize bakan çocuk 'ben de burdayım ' demek istercesine rahatsızca yerinde kıpırdandı. Ona doğru döndüm :
- " Beni sen mi getirdin buraya ? " deyince hafifçe başını sallayıp söylediğimi onayladı . Doruk :
- " İyi misin ? " diye sorunca ona cevap vermeden Hazal ' a döndüm :
- " Lütfen beni eve götür ! " deyince hemen ayağa kalktı ve benim de kalkmama yardımcı oldu . Doruk :
-" Ufaklık ! Sana ' iyi misin ? ' diye sordum ." Dedi sinirle , az önce bana meraklı gözlerle bakan , endişelenen çocuğa ne olmuştu ?da bir anda sinirlenmisti. Cevap bekler gibi yüzüme bakmaya devam etti.
Bu cocuk beni daha okulun ilk gününden sinir etmeyi nasıl başarmıştı . Yaklaşık bir haftadır kabuslarımı görmüyordum. Ve iğrenç başağrılarım bukadar şiddetli değildi. Ama bu dengesiz bana o lanet kelimeyi söylediğinde, 3 yıl öncesine geri dönmüştüm. Artık içimde yaşadığım karmaşa beni yoruyordu. Ve ben tam anlamıyla TÜKENMİŞTİM. Gözlerim yanmaya başlamıştı . Hayır ! Dedim kendi kendime , bu çocuğun karşısında ağlayamazdım. Ama gözyaşlarım tüm çabalarıma rağmen usulca yanağıma doğru yol alırken, karşımdaki çocuğa döndüm :
- " Bana.bir.daha.ufaklik.deme " derken tıslarcasına konuşmuştum. Şaşkınlıkla bana bakan çocuk :
-" Sen şimdi sana ' ufaklık ' dediğim için mi ağlıyorsun yani ? "deyip dalga geçercesine karşımda sırıtıyordu. Ani bir hareketle yerimden kalktım . Hazal ' ı beklemeden bir hışımla odadan çıktım . Gözümden akan yaşları durduramıyordum. Amaçsızca koşmaya başladım . Ne hissettigimi bimedigim gibi , nasıl hissetmem gerektiğini de bilmiyordum. Sadece koşuyordum . Nereye gittiğimi bilmeden .Bir bölümün daha sonu , dediğim gibi bölümleri yazdığım zaman yayınlıyorum 😊 öyle 1 hafta takıntım yok 😛 umarım beğenirsiniz bölümü 😊☺ yeni bölüm lerde görüşmek üzere 😏😻🙆🙌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆Gökyüzündeki Yıldızım☆
Genç KurguÖlmediğin , her zaman yaşadığın anlamına gelmez . Bazen sürünür insan. Benim için gökyüzüydün. Yakın gözüküyordun. Ama uzaktın.. Gökyüzdeki yıldızlara yeryüzündeki yalnızlara ... Unutma ufaklık ! Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmeyeceği gibi acı...