ÖLDÜREN TUTKU (+18)

Bölüm 2 "Umutsuz Aşk Çikolataları"

Öldüren Tutku 2. Bölüm - Umutsuz Aşk Çikolataları -

Gözlerini açtığında kocaman, yuvarlak bir çift yeşil göz, Axelina'yı karşıladı. Uyandığını gören yeşil gözler ışıldayarak gülümsedi.

"Günaydın." dedi Jonne.

Yeşil gözleri ve bembeyaz teniyle ışıldayan, sadece uçları bukle bukle olan yumuşacık omuzlarına kadar uzun bal-kahvesi saçları fazlasıyla dokunalası olan, gençliğinin verdiği canlılıkla kırmızımsı ince biçimli dudakları kız ya da erkek olsun öpülmeyi arzulunan, kızları kıskandıran güzelliğe sahip genç bir erkekti Jonne. Şimdi ise tüm gamzeleri ile ışıl ışıl sırıtıyorken, Axelina da gülümsemeden edemedi.

"Günaydın." diyerek iç çamaşırlı bedeniyle sıcak beyaz yorganın içinde yan dönüp yastığına sarıldı. Yüzünün yarısı yastığa gömüldüğünden şimdi tek gözüyle bakıyordu ona.

"Kahvaltı hazırladım ve bu katılmak isteyeceğin türden bir kahvaltı." dedi Jonne. Hâlâ kadının üzerine eğilmiş duruyordu. Uzun saçları aşağı sarkmıştı.

"Mmm..." diye kadınsı bir inilti çıkardı Axelina ve kocaman kahverengi gözlerini kırpıştırdı.
"Kesin sevdiğim bir şeyi yaptın." Uzun biçimli burnunu havaya dikip kokladı.
"Kokusunu alabiliyorum..."
Jonne'nin üzerine sinmiş karamel kokusunu aldığında yataktan fırladı.
"Aman Tanrım!"

Jonne geri çekilerek kıkırdadı.

Axelina yüzünü yıkamak için iç çamaşırlarıyla odasındaki banyoya koştu.
"Waffle! Waffle!"

Jonne, waffle'ı harika yapardı. Axelina, tam kıvamında hem yumuşak hem kıtır olabilme özelliğine sahip wafflelarına bitiyordu ve hiçbir yemek dükkanında yediği waffle'a benzemiyordu. Yüzünü yıkayıp havluyla kurularken sakinleşti. Bu kadar sabah şekerliği yeterdi. Evin bir anahtarı da Jonne'deydi, ara sıra böyle gelip sürpriz yapar, Michonne'u sevindirirdi. Michonne, Jonne'yi çok seviyordu. Aralarından su sızmazdı. Abi-kardeş gibi x-box oynar ama birer kız kanka gibi de erkekleri çekiştirip dedikodu yaparlardı. Aslında Axelina, Jonne'nin, kızıyla hiçbir zaman tanışmamasını istemişti fakat işler öyle bir değişmişti ki bir yıl içinde; Jonne, aileden biri gibiydi artık. Axelina bile bazen Jonne'yi mutfağında yemek yaparken görmeye alışmıştı. Ya da bazı sabahlar onun tarafından uyandırılmayı. Aslında Jonne, Axelina için çok özel biriydi. Bir yıl önce ismini tam hatırlayamadığı bir kulüpte ortak fantezi vesilesiyle tanışmışlardı. Jonne'nin üzerinde o zaman yüzünün yarısını kapatacak bir kapişonlu vardı. Axelina, onu incelemek için can atmıştı. Zayıf bir bedene sahipti Jonne. Yirmi iki yaşında bir Finlandiya'lıydı. Abisi Jesse'nin iş sebebiyle birlikte İsveç'e taşınmışlardı. Abisiyle yaşıyordu. Ailesi hakkında pek konuşmazdı. Axelina, onunla tanıştığında hakkında bilgi alamadığı tek şey ailesiydi. O gün o kulüpte konuşup anlaşarak bir yıllık anlaşmayı yaptılar. Jonne, kendini tanıdığı andan beri bdsm üyesi efendilere köle olarak gidip kırbaç altına yatan, acıyla beslenen biriydi. Axelina ise kendini bildi bileli kendine itaat ettirmeyi seven, dominant, dediğim dedik, sert ve acı vermeyi seven bir kişilik olarak bdsm kulübe 'efendi' olarak yazıldığından beri anlaşmalı köle alıyordu. En son kölesi Jonne olmuştu ve kölelik anlaşma kağıdında bitteceğine dair belirtilen tarih neredeyse gelmek üzereydi. Köle ile efendi arasındaki sınırlı samimiyet Jonne ve Axelina için geçerli olamamıştı. Ancak Axelina ne olursa olsun araya mesafe koymayı biliyordu.

Axelina tüm bunları düşünürken aynadakı makyajsız, solgun yüzüne bakıp beyaz ilaç dolabından ağrı kesici alıp içti. Hafiften kıvırcıklaşmaya başlayan siyah saçlarını kulağının arkasına iliştirip banyodan çıktı. Jonne odada yoktu. Kahvaltı masına gitmiş olmalıydı.