ÖLDÜREN TUTKU (+18)

Bölüm 3 "Şehvet Kurbanı"

Öldüren Tutku 3. Bölüm - Şehvet Kurbanı -

Axelina'nın ağzında, dişlerinin arasında tuttuğu fenerin, duvardaki açtığı kutuyu aydınlatmaya yaraması bir yana, özel bilgisi üzerine evin hırsız alarmının çalışmasını durdurmak için iki renk kabloyu birbirinden ayırıp mavi olanı kesmesi kolay oldu. Üst üste koyup çıktığı taşların üstünden inerek taşları ayağıyla itip devirdi. Kıyafetini düzeltti. İş gereği, siyah kot, siyah kapişonlu giymişti. Karanlıkta gizlenmesi için en doğru tercih edilen renk buydu. Kapişonu yüzünün yarısına kadar kapatıyor, sadece uzun yüzünde içine hafif çökük soluk renk yanakları ve dolgun dudakları görünüyordu. Feneri kapatıp kotunun arka cebine tıktı. Duvarın dibinden ilerleyerek ışıkları yanmayan iki katlı evin arka mutfak kapısına ulaştı. Burada iş, maymuncuğunu tutan ellerinin muazzam işçiliğine kalıyordu.

Hank, yine haftasonunun içine edip Axelina'ya iş vermişti. Tamam, Axelina insan öldürmeye bayılıyordu. O kısma bir şey demiyordu ama en iyi kişi Axelina diye de bütün işleri üstüne yıkıyordu. Bu yüzden şimdi bu pazar gecenin kör saatinde öldürmesi gereken bir iş adamının evinin önünde popo sallıyordu. Komik. Tabi ki de popo sallamıyordu. Ama maymuncuğunu salladığı doğruydu. Kapıyı açtığında kendi eviymiş gibi içeri girdi. Bahçe lambaları, camlardan süzülerek mutfağı aydınlatıyordu. Tezgahın üzeri boş bira kutularıyla doluydu. Masa üzeri de... hazır yemeklerin bitmiş paketleri ve yere buruşturalarak atılmış market fişleri.

Bu evin bir hizmetçi olmadığını tespit eden Hank herhalde mutfak camından içeri bakmış olmalı diye alay etti Axelina. Eli dar kotunun arka cebinde kimse olmayan evi gezdi. Salon, ferah ve kendi evine almaya gerek duymadığı şekilde bir duvarı kaplayacak türden devasa bir televizyona sahipti. Karanlık salonun uzun camlarından içeri giren sarı ışık koyu kahve uzun koltuğu ve açık kahverengi kürklü halının bir kısmını aydınlatıyordu. Sehpa üzerinde duran alışveriş dergisinin kapağındaki takım elbiseli adam fotografı bile sarı ışıktan nasibini alıyordu. Axelina dergiyi alıp karıştırdı. Arka sayfalara doğru iç çamaşırı tanıtımı fotoğrafları vardı. Yakışıklı adamlara bakıp onları diz üstü çöktürüp kırbaçladığını hayal etti. Acıyla inleyişleri kulaklarında yankılanıyordu. Dergiyi sehpaya geri koyu. Kasedeki çerezlerden atıştırdı ve siyah konverslerinin sağladığı sessiz adımlarıyla üst kata çıkıp adamın yatak odasını karıştırdı. Sırf sıkıntıdan yapıyordu. Adam gelene kadar boş boş oturmayı tercih etmezdi.

Dolaptaki hepsi çizgili olan takım elbiselere burun kıvırıp bıraktı.
"Zevksiz..."
Komodin çekmecelerine baktı. Birinin içinden yapay penis çıktığında güldü. Bingo. Adam bir eşcinseldi. Yatak odası çok sadeydi. Uzun perdeler o kadar uzundu ki etekleri yerde buruşmuştu. Camdan dışarı bakarken bahçeye giren Morris Grages marka arabayı gördü.

Ulu Tanrım. Adam sadece araba konusunda zevkliydi. Muhteşem Morris Grages araba; mat siyah rengi ile bir panter gibi avına yaklaşırcasına yavaş yavaş bahçedeki yuvasına ilerleyip durdu. İçinden inen adam, gür siyah saçları, beyaz teniyle yakışıklı genç bir iş adamıydı. Axelina ölüm listesine konmuş fotografından onu daha önce görmüş olsa da canlı gözle görmek her zaman daha iyiydi. Şimdi anladı. Bu takım elbiseler her ne kadar klasik olsa da adam manken gibi fiziğiyle üzerinde çok iyi taşıyordu. Genç adam evin kapı varendasının altına girince gözden kayboldu.

Axelina, belindeki silahını eline aldı. Bu bilinen, normal silahlardan değildi. Amerika'da FBI'ın gizli olarak kullandığı vurulan kişiye bir dakika içinde kalp krizi geçirten, küçük ve sessiz çalışan bir meretti. Hank silah kaçakçılığında neyi seçeceğini iyi biliyordu.

Adam yavaş yavaş yukarı çıkarken Axelina yatak odasından çıkıp gayet sakin adımlarıyla bu kattaki başka odaya girdi. Bu oda o kadar karanlıktı ki ne odası olduğu belli değildi. Kapıyı tam kapatmadan ince aralıktan gözetlemeye koyuldu.