47) Zaman Öğreticek

502 37 4
                                    

BARIŞ

"Kurtar beni"

diyorum sessiz bi inleyiş bu

"Kurtar beni"

diyo içimdeki çocuk küçük bi haykırış bu

"Kurtar beni"

diyorum nefes kesici bi cümle bu

"Kurtar nolur"

diyo içimdeki çocuk çaresiz bi yakarış bu

"Bırakma beni"

diyorum mecalsiz bi yalvarış bu

"Gitme tut elimi"

diyo içimdeki çocuk sebepsiz bi ağlayış bu....

"Baba"

Uzaklaşıyo

"Baba elimi tut"

Kayboluyo

"Kurtar beni"

Yok oluyo ama bi kere tutmuyo elimi bi kere kurtarmıyo bi kere gelip çekmiyo beni burdan belkide bi kere daha ölüme terkediyo beni hergün ölüme terkeden adam şimdi bi kere daha bırakıyo beni koca bi karanlığa. Bi kelime uzağımda bi kelime yakınımda. Bi kelime kadar sıcak bi kelime kadar soğuk bana. Hem ölüme hem hayata benzeyen bi kelime baba. Bi nefes yakınımda ama bin nefesde uzağımda gibi baba.
Ben bi gözyaşı kadar çaresiz bi gülümseyiş kadar karmaşığım onunla. Kırmızı kadar öfkeliyim ona mavi kadar muhtaç sarı kadar çaresizim
Beyaz kadar safım ona ama siyah kadarda karanlığım ona.
Diyorum ya öyleyim işte. Hiçbiyerde yok bunun ne kitabı ne kanunu ne yazanı ne çizeni. Anlayanıda yok anlatınıda bi garip bu şey. Bir o kadar karmaşık, içinden çıkılmaz koca bi düğüm baba. Koca bi dağ gibi aşılması zor engebeli ama tepesinden en güzel manzara görünen en temiz nefes olan baba....

"Barış beni dinliyo musun?"

Profesörün sesiyle daldığım düşüncelerden adeta çekilirken iki saniyelik bi boşluğa düştüm gözlerimi bana kızgın gözlerle bakan profesöre çevirdim ve boğazımı temizledim Yağmurun bakışları tamda üstümdeydi ama bilerek ona hiç bakmadım

"Dinliyodum ama son dediğiniz duymadım"

Aslında hiçbirini duymadım...

"Basbaya gözlerini daldırmış uykuya dalmak üzereydin atma istersen"

dedi Vedat ona alayla güldüm

"Tamam Vedat çok yakışıklıyım inanılmaz çekiciyim gözlerini benden alamıyosun ama bunu herkesin içinde söyleme ben kızlardan hoşlanıyorum unuttun mu?"

dediğimde sınıftan kahkaha sesleri yükseldi Vedat kıpkırmızı olurken dudağımın kenarı alaylı bi tavırla yukarı yükseldi

"Kesin şamatayı!"

diye bağıran profesörün sesiyle herkes sustu

"Konudan sapmayın! Barış en son ne dedim? Kalk ayağa!"

dedi profesör kırmızı suratıyla ayağa kalktım

"En son dediğinizi duymadım"

"Neden?"

"Arkalardayım ya....kulaklarım işitmedi galiba"

Kuyruklu yalan! Profesör derin bi nefes aldı ve yüzünü sıvazladı

"Duymayanlar için son kez söylüyorum! Yarın büyük bi yerin krokisini detaylı şekilde çıkarıcaksınız. Hastane olabilir mağaza olabilir avm olabilir kroki çıkardıktan sonra ortadaki yanlışları bulup orayı çizerek yeniden inşaa ediceksiniz. Sadece yanlışlar üzerinden gitmeyin sizce nasıl olur? Konu bu 3 gününüz var"

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin