59)Huysuz Babam

428 37 7
                                    

BARIŞ

Bi bardağın yere düştüğünde çıkardığı sesi bilir misiniz? Peki ya o bardağın kırılma anını gözünüzde yavaşca canlandırmanızı istesem?

Hadi hayal edin. Birdenbire elinizde ki bardak kayar saniyenin üçte birlik kısmında yerle sert bi buluşma içine girer. Parçalara ayrılır. Yerde tiz bi ses bırakırken yerinizde sıçramanıza ve gözlerinizi kocaman açmanıza neden olur. Sadece bi kaç saniyeliğinede olsa kalbiniz hızlanır.

Sonra panikle yere eğilip parçaları toplamaya başlarsınız. Bu bi bardağın kırılma anıdır peki ya insanın kırılma anı? Hadi onada bi göz atalım. Ağır bi söz işittiğinizi varsayalım. Hemde çok ağır. Önce kalbiniz anlamsızca hızlanır yutkunmaya çalıştığınızda boğazınızda iğrenç bi yumru olur. O ağır söz kulağınızda yankılanır ve istemsizce gözleriniz buğulanır. Sonra tiz bi ses duyamasanızda kalbinizin parçalandığını hissedersiniz. Peki siz o parçaları toplamaya uğraşıyo musunuz? Hadi itiraf edin topluyosunuz. Hemde her seferinde.

Ne kadar cam kırıkları gibi batsada topluyosunuz ama unutmayın cam kırıkları elinize değil yüreğinize batıyo. Sonra da o parçaları toplayacak ne mecal ne de yürek kalıyo insanda.

Mecburen maske takıyosunuz suratınıza. Şu iki gündür gayet ifadesizdim. Sadece Yağmurun yanında gülümsüyodum ona kötü olduğumu çaktırmak istemiyodum. Tıpkı şuan yaptığım gibi.

YAĞMUR

Barış ben ve babam bizim evi boyuyoduk. Evet evet evi boyuyoruz. Babam buralar bok götürüyo gelmişken şu duvarlara bi boya vuralım diyince bizde ev boyamaya soyunmuştuk. Barış bu işi biliyodu galiba babam kaşlarını çatarak Barışı izliyodu. Resmen diken üstündeydim.

"Yakışıklı üzerine şu tulumu giy boya bulaşmasın"

dedi babam yakışıklı kelimesi bizim için ne kadar güzelse babam içinde o kadar hakaret gibi bişeydi. Yani aslında Barışa yakışıklı demesi onu sevdiğinden değil sevmediğindendi. Tabi ben bunu Barışa söylemedim.
Barış gülümsedi ve babamın elinden tulumu alıp içeri gitti biraz sonra üstünde turuncu üzerine beyaz boya bulaşmış tulumla geldi. Babamda bundan giymişti. Bense eski bluzlarımdan birini ve eşofman giymiştim.

"Aferin aferin çalışın!"

dedi babam ve eline fırçayı alıp boyamaya devam etti. Annem ve İpek bize yiyecek hazırlıyodu.

"Baban napıyo yakışıklı"

dedi babam adam susamıyo arkadaşlar habire bi laf söyleme peşinde.

"Babam iyi efendim çalışıyo"

dedi Barış ve fırçayı sürmeye devam etti ve bana bakıp gülerek göz kırptı bende dudaklarımı birbirine bastırdım

"Tabii işi zor onunda"

dedi babam ve bize ters ters baktı. Niye ters ters baktığını çözmüştüm zaten. Barışla dip dibe duruyoduk. Babam yanımızda bitti Barışı omzundan hafifce itti

"Bak birazda şurayı boya yakışıklı"

dedi babam ve beni de biraz çekti. Barış kaşlarını kaldırdı

"Barış"

dedi Barış babam anlamayarak bakınca devam etti

"İsmim Barış efendim...Barış"

"Fırat...Fırat abi yada Fırat amca demen yeterli. Efendim kelimesinden hoşlanmam"

dedi babam bozuk bi sesle Barış dudaklarını birbirine bastırdı

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin