Bölüm 10 ''Sadist Çocuk''

116 18 8
                                    


  Multimedya: Poyraz

  Gözlerimi pencereden hafifçe sızan ışıkla araladım. Kalkmaya çalıştım ama yapamadım. Bedenim yorgun düştü diye düşündüm ama bir şey yapmamıştım. Aslında bedenim değil, ruhum yorgundu. Bulut aklıma geldi. Yine. O kızla. İçim acıyordu. Fazlasıyla. Nasıl bu duruma kadar gelebildim hala hayret ediyorum. O beni kendine bağlamıştı. Ebediyen...

"Pardon, ayağım takıldı." Her taraftan kahkaha sesleri yükseliyordu. Evet, biraz önce servisimdeki ahmak Emre bana çelme taktı. Ayağa zor da olsa kalktım ve "Ne yaptığını sanıyorsun salak!" Gülmesi biraz soldu. Ama hala ukalaydı. "Ayağım takıldı işte güzelim, uzatma." İyice sinirlenerek Emre'ye sıkı bir yumruk attım. Daha önce de dediğim gibi dövüş kurslarına gitmiştim.

Emre burnunu tutarak "Kızım sen ne yapıyorsun? " diye bağırdı. Pardon böğürdü. "Hiç elim takıldı da." Bir kahkaha patlattım.
"Eline ayağına sahip çık. Yoksa ben çıkamayabilirim." Diyerek ölümcül bakışlarımı yollayıp arkaya oturdum.

Bu sefer ne cam kenarına oturdum ne de müzik açıp dinledim. Sadece oturdum. Bir süre sonra servisçi her zamanki yolundan çıkıp başka bir yola saptı. Biraz tedirgin oldum ama en azından tek değildim.

Bir süre sonra birisi geldi ve yanıma oturdu. İlk başlarda umursamadım, ta ki o tanıdık kokuyu duyan kadar. Yanıma dönüp ona baktım ve büyük bir şaşkınlık yaşadım. "S-Sen ne arıyorsun burada?" Kekelemiştim çünkü küçük çaplı bir şok yaşıyordum. Aslında büyük çaplı bir şok.

Bana döndüğünde bu sefer dilim tutulmuştu çünkü...Çünkü bu Bulut değildi! O huzurlu koku bir başkasına aitti. Nasıl olabilir de aynı kokarlar? O huzurlu koku sadece Bulut 'a özeldi.

Hayal kırıklığı... Üzüntü... Şok...

Hepsini bir arada yaşıyordum. Çocuk hala bana bakıyordu. Bulut kadar soğuk ve yakışıklıydı da. Alt dudağında bir piercing vardı. "Tanıştığımızı sanmıyorum. " dedi keskin bakışları arasından. "Şey... Kusura bakma, seni biriyle karıştırdım. " Biraz ürkmüştüm doğrusu çünkü çocuk da psikopat ve sadist tipi vardı. "İyi." Diyerek önüne döndü. Duyması için biraz sesli bir şekilde "Sadist ve psikopatlardan kurtuluşum yok anlaşılan." Diye söylendim.

Önüne bakarak "Sadist ve psikopat olmak ne kadar dışarıdaki herkesi korkutsa da aslında onlar da normaldir,küçük kız." Acı. Bir acı çekmiş daha. Sustum. Söyleyecek hiç bir şeyim yoktu. Hiç hem de. Boşluk...

Sınıfa gittiğim de Kuzey ve Başak sevgiyle birbirlerine odaklanmış konuşuyorlardı. Ekim ise ara sıra telefonundan başını kaldırıp iğrenmiş bir ifadeyle onlara bakıyordu. Gülerek Ekim'in yanına gittim ve "İğrenç bir durum, gerçekten."

"Katılıyorum." Dedi yüzünü buruşturarak.

Sırıtarak Kuzey ve Başak ' ın yanına gittim. "Ee, nereye oturacağız? " dedim sahte sitemimle. İkisi de kıkırdayıp "Ekim'in yanına olabilir mesela." Dediler. Ama hepimiz Ekim'in olduğu tarafa görünce bugünün şoklarla geçen bir gün olduğunu anladım. Ekim bir kızla konuşuyordu ve aynı sıraya oturdular. Bu da demek oluyor ki herkes tarafından dışlandım. Bir iç çekerek "Sanırım sizden en uzak köşeye oturacağım." Dedim gülerek. "Aa yapma böyle Kaykay. " Dedi Başak. Saçlarını dağıtarak arkalardan ve köşeden bir yer buldum kendime ama onlardan o kadar da uzak değil. Hoca sınıfa girip ders başladığında kafamı direk sıraya koydum ve boş boş duvara baktım. Sonra sınıfın kapısı tıklatıldı ve yeni bir öğrenci geldi. Duyduğum sesler kadarıyla çünkü başımı sıradan kaldırmıyordum.

"Sana bir yer bulalım. Evet, Kayra'nın yanına şu köşeye geçebilirsin." Sınıfta çıt yoktu. Birisi yanıma geldi ve bir şey demeden oturdu bende başımı kaldırdım ve dersi dinlemeye başladım. Zil çaldığında Başak hızla yanıma gelip "Yakışıklı çocuktu. " Dedi aklından fesat düşünceler geçerken. "Dikkat etmedim.Hem senin sevgilin yok mu?" Kıkırdadı ve "Iıı sanırım öyle ben gitsem iyi olacak." Diyip kaçtı gitti yanımdan. Bende tek başıma bahçeye gittim.

O. Yine o çocuk. Psikopat ve sadist görünümlü çocuk. Aynı okulda mıydık?  Durun bir dakika. Yoksa? Aynı sınıftayız. Lanet olsun!

Ondan uzakta bir banka gidip oturdum. Gözlerim direk Bulut'u aramaya başladı. Buldum! Yine arkadaşlarıyla beraberdi. O kız?  Etrafta yoktu. Yaşasın. Ben kalkıp dans etme isteğimi bastırmaya çalışırken geldi yine mıymıy. Bulut sinirli görünüyordu ama kız nerden cesaret aldıysa artık kolundan kaldırıp arka bahçeye doğru yürümeye başladılar. E bende durur muyum? Hemen peşlerinden gittim. Göremeyecekleri ama benim onları iyi duyabileceğim bir yere sakladım ve dinlemeye başladım.

"Bulut noluyor? Neden böyle davranıyorsun? Biz sevgili değil miyiz?" Boz sovogolo doğol moyoz Bolot?  Sinirden ölüyordum ama dinlemem ve ne olduğunu öğrenmem gerekti. Bulut gayet rahat bir şekilde "Sen bunu fazla büyütmüşsün sanırım. Sen kimsin ki lan? İki günlük kızsın. " Söyledikleri ne kadar içimi rahatlasa da onun da bir kız olduğunu düşünüp üzüldüm. Gururu incilmişti. Ama o rahat rahat uyurken ben acı çekiyordum bu yüzden iyi oldu sayılır.

Bulut cüzdanından bir miktar para çıkarıp "Şimdi ikile." Dedi ve çekip gitti kız ise elindeki paraya ve giden  Bulut 'a bakakalmıştı. Çok üzüldüm! Geri bahçeye gittiğimde ne Bulut ne de o çocuk vardı. Bende sınıfa gitmeye karar verdim. Çıktığımda her şey aynıydı sadece yanımda oturan O hariç. Yanına sessizce oturdum ve kalemimle oynamaya başladım. Bir anda kalemi durdurup elimden aldı ce kırdı. Her şey üst üste geldiği için sinirden kudurmuş bir şekilde "Sen kimsin de benim kalemimi kırabiliyorsun? Sana bu hakkı kim veriyor,ha?" Son sesle bağırdığımdan boğazlarım ağrıyordu ve biraz sonra sinirden düşüp bayılaca-

Nerede olduğumu bilmiyordum. Kendime gelmeye çalıştım ama olmuyordu. Tek istediğim uykuydu. Ve kendimi o derin karanlığa bıraktım.

***
İçeriye elinde hastane tabaklarıyla  ve nefret ettiğim hastane yemekleriyle birisi girdi. Yüzü tanıdıktı. Ama seçemiyordum. En son nerdeydim? Immm. Sınıfta o salak çocuğa bağırıyordum. Sinirlendiğimde ve bağırdığımda genellikle bayılırdım. Şimdi de böyle olmuştu. Gözlerimi tam açtığımda odadaki bordo renkli deri koltukta yayılmış o çocuğu gördüm. "Sen ne arıyorsun burada? " Aslında sesimi yükseltmeye çalıştım ama fısıltı gibi çıkmıştı. "Ben de Poyraz.Bayıldın. Bende seni hastaneye getirdim. İstersen geri gidelim? " Git ya senden banane ki? Ben kendi başımın çaresine bakarım. "Seni burada zorla tutan yok. İstiyorsan çek git. Ben kendim hallederim gerisini. Ayrıca. Sana teşekkür borcum da yok, boşuna bekleme. " Alayla güldü ve ben bu gülüşten nefret ederdim. "Beklemiyorum zaten. Ayrıca seni burada istesem de yalnız bırakamam. Şehrin en uç hastanesindeyiz. " Ne! En uç ta ne demek ya! "Neden bahsediyorsun!  Beni çabuk buradan götür! "

"Cık cık cık. O kadar kolay değil. Önce doktoru bekleyeceğiz. Ve... Konu kapanmıştır! " Bana ölümcül bakışlarını yolladı. Ve aniden açılacak çenemi kapattı. Hayır!  Korkmuyorum! Sen kimsin be psikopat!  Kendimi çaresiz hissedip tekrar uyumaya karar verdim.

Baya beklettim kusura bakmayın ama o kadar kolay değildi yazmak. Ama yine de sabırsız ve değerli okuyucularım için yazdım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Yanımda olduğunuz için sonsuz teşekkürler. Ve hep yanımda olup bana destek veren @LottienatorMonroe bu bölümü sana ithaf ediyorum meleğim 💙

Soğuk Nevale Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin