Bölüm 12 "Araf"

96 14 12
                                    

Lütfen (!) Biraz daha vote ve yorum! Yoksa yeni bölümler geç gelecektir... Bölüm sınırları var. +50 olmazsa yeni bölüm yok.

Gördüklerime inanamıyordum. Bir rüya olması için her şeyi yapardım. Ama değildi. Tekrar bir rüya olması için yukarıdakine yalvarıyordum. Yine hüsran... Su da benim gibi şok olmuştu ve konuşmuyorduk. Sadece birbirimize bakıp anlamaya çalışıyorduk. Bana neden bunları yaşattı ki? Ben ona hiç bir şey yapmadım. Olanlara anlam vermeye çalışıyordum. Her şey bir yalan üstüne kurulmuştu. Beni kullanıp atmıştı bir kenara. Oyuncak legolar gibi. Önce özen gösterdi. Sonra kırdı. Tekrar özen göstermeye çalıştı ama bu sefer o lego ne olursa olsun kırılmıştı. Ve sonra o legoları sonsuzluğa terk etti. Çöpe yolladı.

Beni yolladığı gibi...

"Bulut'un yanına bırak beni. Hemen şimdi." Emir vermeyi sevmezdim ama bu aralar bayılıyordum. Sanırım değişiyorum. Aptal kafam işte. Ne diye o salak çocuğa inanırsın ki!? "Kayra.Biraz sakinleşsen fena olmaz?"

Sakinleşmek!

Tabii ya, sakinleşmek. Demesi kolay,yapması zordu. "Su! Beni Bulut'un yanına..." Sözümü yarıda kestim. Taksi çağırıp da gidebilirim aslında. Sadece daha hızlı olsun diye ona söylemiştim ama en yakın arkadaşım yardım etmek yerine sakinleşmemi istiyordu. Hah! "Ben gidiyorum. Sen de ne yaparsan yap." Bunları belki sinirle söylüyordum ama ne olursa olsun içtenlikle söylemiştim. Aramıza mesafe koymayı bile düşünüyordum. Abartıyor olabilirdim ama benim gördüklerimden sonra kendisi ne yapardı hiç bir fikrim yoktu. "Tamam, seni ben bırakırım. Beraber gidelim."

"Hayır. Tek gidiyorum. Sana ihtiyacım yok. En yakın arkadaşım." Her kelimeye ayrı vurgu yapmıştım. Bunu hak etmişti. Belki. Bunu sonra düşünmem gerekiyordu. Asıl konum Bulut'un ihanetiydi. Aceleye bir taksi çağırdım. Zaten 5 dakikaya burada olmuştu. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Tek bildiğim o sokakta çok gezdiğiydi. Doğru, önce sokağa bakmam gerekiyordu. Sinirden ne yapacağımı şaşırmıştım.

Taksiciye baktığım da o da bana ters ters bakıyordu. Ellili yaşlarda kır saçlı bir amcaydı bu. Yüzünde oluşan çizgiler hayatın onu ne kadar zorladığının göstergesiydi. Ama tabii ki şekerdi de. "Şey... Benim sonradan aklıma geldi. Gideceğim yer buraya yakın. Boşuna zahmet ettiniz. Kusura bakmayın. " Diyerek adama elli lira verip cevabını beklemeden taksiden indim. Şok olmuştu kesin ama şuan hiç bir şey umrumda değildi.

Koşarak o sokağa yöneldim. Belirli bir mesafe koştuktan sonra sonunda gelmiştim. Gözüm hemen onu aradı. Bulmuştum da zaten. Elinde sigarasıyla arkadaşlarıyla bir şeyler konuşuyordu.

Arkası bana dönük olduğu için geldiğimi fark etmemişti. Ta ki arkadaşlarının hepsi bana dönünce ve onun da bana dikkatini verene dek. Hızlı hızlı yanıma gelip "Meleğim." Diyerek sarılmaya başladı.

Bir an afallamıştım çünkü bana bağırıp kızmasını bekliyordum. Hatta az kalsın ne için geldiğimi unutup ona teslim oluyordum.

Onu kendimden zorla uzaklaştırıp "Sen ne pislik bir adamsın. Hatta adam demeye bin şahit ister! Hem beni sevdiğini söylüyorsun benim için kendini tehlikeye atıyorsun. Hem kıskandırmak için başkasıyla oluyorsun! Tamam onu anladım da bu son yaptığın? Babacığının ortağının sevgili kızıyla magazincilere fotoğraf vermek! Benden uzak dur Bulut. Sonsuza kadar."

Bu dediklerime şaşırmış olmalıydı ki ağzını açmadı. Son kez yüzüne bakıp yürümeye başladığım da kolumdan tutup kendine çevirdi ve "Açıklaması var. Beni dinlemek zorundasın. Sana olan sevgim yalan değildi."

Histerik bir kahkaha atıp "Seni dinlemek zorunda değilim aptal! Beni rahat bırak artık. Seni sevmiyorum! Duymak istediğin buysa al söyledim işte. Şimdi...

Defol!"

Elimi daha sert tutmaya başladı morardığına emindim. Elimi kurtarmaya çalıştım ama o kadar sert tutuyordu ki ağlamak üzereydim. Sonunda iç sesim bana yetişerek 'Sen güçlü bir kızdın Kayra. Ne oldu? Kendine gel!' Demesiyle ve ona olan tüm sinirim le kolunu tutup ters çevirip önümde diz çöktürdüm. "Sen kendini ne sanıyorsun? Bundan sonra karışma çıkma. Sakın..." Diye kısa bir uyarı yaptıktan sonra iğrenç bir kahkaha atıp yavaş yavaş yürümeye başladım.

Bunu yaptığım için rahatlamış hissediyordum. Hak ettiğini bulma zamanı geldi Bulut. Eski Kayra'n yok artık...

Eve girdiğimde direk odama çıktım. Tabii gördüğüm manzara ile şok oldum. Su hala yataktaydı ve uyuya kalmıştı. Canım benim. Yaptıklarımı düşününce belki biraz ileri gitmiş olabilirdim. Ama hak etmişti. Neyse ödeşiriz bir gün. Yanına sessizce yatıp saçını okşadım. "Özür dilerim bir tanem affet. Hala en yakın arkadaşımsın. Bunu unutma." Diye kulağına fısıldadım. "Unutmam." Diyerek güldü. Hain! "Uyumuyor muydun sen!?" Alaycı bir sitem ettim. Yatakta oturur hala geldi ve "Yo. Niye uyuyayım bu saatte be. Ben senin gibi uykucu muyum?" Haklı kız. O benim gibi uykucu olabilir miydi? Kimse olamazdı. Benim için önemli olan; yemek,Su, uyku ve... Ama artık listem de öyle bir madde yok.

"Ee neler oldu anlatsana?" Merakından öleceğini tahmin ediyordum ama bu kadar da değil. Aslında haklı. Ben olsam bende onu sormadan direk neler olduğunu sorardım. Eğer en yakınım dediğim kişi bana oyun oynayıp yalandan mutluymuş gibi yapsaydı. Benim gibi. Halbuki içim de fırtınalar kopuyordu. Hem de en büyüğünden.

"Hey! Sana diyorum. Neler oldu?"

Bir anda dalmışım. Her zaman içimde fırtına koptuğu zamanki gibi.

Ona her ayrıntısını anlattım yaşadıklarımın. İlk şaşırsa da sonradan 'Aferin. Senden de bunu beklerdim.' Havası vardı. "Haha. İşte benim kardeşim." Haklıymışım demek ki. Bir an duraksadı. Yüzünü o 'Hak ettiğini buldu pislik. Hahaha.' İfadesinden çıkartıp endişeye bıraktı. "Hayır. Benim bildiğim kardeşim üzülürdü, pişmanlık duyardı. Karşımdaki kız ise çok güçlü ve... Mutlu."

Beni nasıl da tanıyorsun be Su. Doğru aslında. Üzülüyorum ve pişmanlık duyuyorum. Söylediklerime, yaptıklarıma. Ama bir taraftan da seviniyordum. Araftaydım. Ama artık eski Kayra yoktu. En azından aileme ve arkadaşlarıma karşı eski Kayra olacaktım. Ama bir başkasına? Hiç sanmıyorum.

Su ile icraata geçmemiz gerekti. Değişim için.

Tabii ki dış görünüşüm de ufak tefek değişimler yapacaktım, mesela tarzımda. İçimde ise... Yaşayıp göreceğiz..!

Biliyorum baya beklettim ama çok özendim bu bölüme. Her zamankinden fazla. Bu bölümün değeri Şevval'ime. siyanelist Doğum günü için ona ithaf ediyorum. Tabii geçti. Özür dilerim meleğim ama telafi etmeye çalışıyorum :)

Yeni hikayeye de başlayabilirim ne dersiniz?

1K Olmamıza az kaldı! Teşekkürler!♥

Desteklerinizi bekliyorum! Oy ve yorumları eksik etmeyin lütfen! :)

Soğuk Nevale Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin