Medya = Ege
"Gizem"
Saat 12'ye geliyordu ve Duygu hala Emre ile neler yaşadığını anlatıyordu. Bir ara saat 11 de yan binadan bağrışmalar duyduk ama sonra kesildi şimdi ise sanki bağrışmalar yeniden başlamıştı ve bunu fark eden tek ben değildim.
-Kızlar sesleri duyuyor musunuz ? . dedim biraz öne eğilerek hepsi başını salladı ve bir sessizlik oluşup bağrışmaları dinlemeye başladık.
Bu oydu evet eminim ki bu oydu şuan Korayın bağrışmalarını duyuyordum ve sesi çok kuvvetli çıkıyordu bir şeylere fena halde kızmış olmalı ve ardından Emrenin sesini de duyduk ve hepimiz oturma odasının balkonuna koştuk ve bağrışmaları daha iyi dinledik bir kaç dakika sonra dışarı Koray ve Emre çıktı ardından da koşarak Ege ve Burak. Koray Emreyi ittiriyordu Emre ise sabrı tükenmiş bir şekilde yumruklarını sıkmış öylece duruyordu. Emreyi bu halde gören Duygu askılıktan hırkasını kaptı ve merdivenlerden aşağı inmeye başladı evet akıllı arkadaşımız apartmanımızda olan asansörü unutmuş ve merdivenlerden uçarak iniyordu ardından gitmek için ben Sima ve Ada da askılıktan hırkamızı kaptık ve hızlıca aşağı indik. Duygu sayesinde panikten Sima tayt ile Ada ben ve Duygu ise şortla çıkmıştık ama onlar bizi görünce hiç mutlu olmadı biraz şaşırdılar herhalde yan apartmanda oturduğumuzu unutmuşlardır diye düşünüyordum ama Korayın gözleri bacaklarıma takıldı sinirli bir şekilde ofladı. Emrenin ise kızgınlığı geçmiş gibi gözleri parlayarak Duyguya bakıyordu Burak sırıtarak Simayı izliyordu ve Ege sıcak gülümsemeler göndererek Adaya bakıyordu.
-Siz niye geldiniz kızım gidin evinize .diye gürledi Koray evet galiba düzgün konuşamama sorunu vardı çünkü gecenin on ikisin de sokakta bağırıp çağırıyordu. Duygu öne atıldı ve Emrenin bileğini tuttu napıyor bu kız diye tek kaşımı kaldırarak onu izlemeye başladım.
-Emreye böyle bağırdığın için onu götürüyorum. dedi ve Emre ne olduğunu anlamayarak gözlerini kıstı ben ise Duyguya kaş-göz işaretleri yapıyordum çünkü ne diye Emreyi bizim eve götürüyordu ki hem bu özgüven de nereden gelmişti ama sırf o an Korayı gıcık etmek için ona kötü bir gülüş gönderdim ve saçımı bir kez geriye savurarak Duygunun peşinden gitmeye başladım ama biri beni ani bir hareketle durdurdu.
-Ben de geliyorum. dedi Koray yüzüme tıslayarak ben ise alayla ona bakıyordum.
-Nedenmiş o. dedim tek kaşımı kaldırarak ve hala alayla gülümsüyordum.
-Çünküü çünkü sen bu kıyafetlerdeyken Emre orada kalamaz . dedi kaşlarını daha da çatarak ve tekrar kıyafetlerimi süzdü ben ise alayla gülümsememi bitirerek beni kıskandığı için biraz daha gülümsedim ve onaylayıp onuda davet ettim. Koray arkasını döndü ve Ege ile Burağa:
-Siz gidin . dedi onlarda başıyla onayladı ve eve çıktık. Eve girer girmez Sima ile Ada çocuklara kötü bir bakış attı ve odalarına çıkıp kapılarını da kitleyip uyudular.Koray ile Emreyi de oturma odasına davet ettik ve havadan sudan sohbet ettik ve yatma saati yaklaşınca Duygunun odasının yanındaki misafir odasına Emreyi koymayı düşündük ve benim odamın yanındaki misafir odasına da Korayı koyduk ve evimiz büyüktü hatta hepimizin odasının yanında misafir odası vardı. Koray ile Emreyi ayırmamızın sebebi ise uyurken birbirlerini boğazlamamaları içindi çünkü hala birbirlerine öfkeyle bakıyorlardı. Duygu kendi misafir odasında Emre ile ilgilenirken ben de kendi misafir odamda Koray ile ilgilenmeye başladım şişkin bir yastık ve yorgan getirdikten sonra başka birşey lazımmı diye ona sordum hayır anlamında başını sallayınca odadan yavaşca çıktım ve kendi odama geçtim çok uykum vardı bu yüzden daha fazla dayanamayarak kendimi uykuya bıraktım.
***
"Koray"
Tekrar ve tekrar uykumdan uyanıyordum çünkü kendi evimde değildim ve yan odamda Gizem uyuyordu şuan aklım onunla meşgul olduğu için de bir türlü uyuyamıyordum ve susadığımı fark ettim baş ucumda da su yoktu bu yüzden yattığım yerden kalktım ve odadan çıktım tam Gizemin kapısının önünden geçip aşağı inecektim ki odasının kapısının hafif aralık olduğunu gördüm. Hayır bunu yapmamalıydım uyuyan bir kızı casus gibi izlememeliydim ama birde ayaklarıma söz geçirebilsem. Gizemin odasına ilerledim ve hafif aralık olan kapıyı ses çıkartmadan biraz daha araladım ve masum bir şekilde uyuyan onu gördüm. Saçları ipeksi görünüyordu ve biraz dağılmıştı bazı saç telleri yüzündeydi gözleri ise kapalıyken bile dikkat çekiciydi hele dudakları... Kendime geldiğimde ağzımın suları akarak onu izlediğimi fark ettim ve kapısını eski haline çevirerek yavaşça kapattım ve merdivenlerden aşağı indim mutfağı bulabildim. Sürahiden su doldururken merdivenlerden inen birkaç adım sesi duydum ve suyumu çabuk içmeye başladım ama gelen kişi Gizemdi ve mutfağa girmişti beni görünce direk hırkasıyla önünü kapattı çünkü kısacık şortu daha da bacaklarının yukarısına gitmiş ve kısalmıştı. Acaba onu izlediğimi biliyormu diye tedirgince düşündüm.
-Ne zaman uyandın sen. dedim kaba bir şekilde o ise gözlerini ovuşturdu ve anlamadığını dışa vurarak.
-Şimdi. dedi rahatça nefes verirken yanımdan geçti ve buzdolabına gitti yanımdan geçerken o güzel kokusu ise burnuma dolmuştu. Buzdolabından mandalina çıkardı ve masaya oturup yemeye başladı.
-Sen geceleri böyle uyanıp meyve mi yiyorsun . dedim hafif sırıtarak o ise başını beni takmayarak "Evet" anlamında salladı. Biraz sessiz kaldıktan sonra bana Emreyle nolduğunu sordu tabi ki de anlatmadım çünkü kötü bir çete olduğumuzu bilmesini istemiyordum.
-Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma. diyerek onu azarladım ama pişmanlık duydum çünkü az önce bana gülümsemeyle bakan kız şimdi kaşlarını çatmış ve kötü kötü bakıyordu.
-Tamam öyleyse sen Emrenin boş yere kalbini kır. dedi ve masada duran mandalinaları bıraktı tam mutfaktan çıkacaktı ki bileğini sertçe kavradım ve onu kendime çevirdim bedeni mutfak masasına yapışıktı ve bende ona ve şuanda olduğumuz pozisyon da birbirimize çok yakındık. Bedeni biraz sinmişti çünkü galiba şuan yakınlığımızdan huzursuzlaşmıştı ama umrumda değil.
-Demek küçük hanım Emreyi düşünürmüş. dedim gözlerimde hala öfke belirirken şuan çok yakın olduğumuz için kokusu burnuma doluyordu ve öfkemi kaybettirecek kadar güzel bir kokuydu.O ise cevap vermeden gözlerini benden kaçırdı. Bir kaç dakika öylece sessiz kaldıktan sonra konuştu:
-Sen haksız yere insanları kırıyorsun. dedi gözleri tekrar benim gözlerimle birleşince ve devam etti.
-Buna hakkın yok.
-Sen de seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokmaktan vazgeçmelisin ve bir daha asla bana meydan okumayacaksın. dedim öfkeyle tıslarken bu kız aklımı başımdan alıyordu ve bu yüzden dengesiz bir adam olmuştum.
-Bırak beni. dedi ve yana doğru bir hamle yaparak kollarımdan kurtuldu ve koşarak mutfaktan çıktı. Birkaç dakika halla ellerim masada onu düşünürken bu gece onla konuşmam gerektiğini düşündüm ve yavaşça merdivenleri çıkıp odasının kapısını ses çıkartmadan açıp içeri girdim ve kapıyı kapatıp kitledim. Ben girmeden önce yatağına yüzüstü uzanmış konuşmuyordu ama ben girince hışımla kalktı ve kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. Tam çığlık atacaktı ki hemen üstüne atılıp ağzını sıkıca kapattım.
-Sadece konuşmak istiyorum. dedim ve elim hala onun ağzındaydı pes edercesine başını sallayınca yavaşça elimi ağzından çektim.
-Evet seni dinliyorum.
-Bak bazen sinirlerime hakim olamıyorum ve herkese hayvanlar gibi bağırıp kızıyorum eğer seni kırdıysam da üzgünüm. dedim gözlerine bakarak pişman olduğumu anlamasını bekliyordum önce biraz çaresizce yüzüme baktı ve sonra başını salladı.
-Peki se seni affediyorum. dedi bana bakarken.
-Ama şimdi çabuk odamdan çık. diye bağırdı bu davranışına kahkaha attım ve odadan çıkıp misafir odasına girdim ve yatağıma uzandım olanları düşünüyordum kendimi afettirebilmiştim bunun için mutluydum bu yüzden kendimi huzurlu bir şekilde uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Kafadar Genç Kız
Novela Juvenil4 en iyi arkadaş birbirlerini çok seven ama bir gün hayatlarına başkaları da dahil olmuştur.