Insanlar çok ilginç varlıklardır, hisleri vardır ama kimisi onları muhafaza eder kimisi en ufak zorlukta onlardan vazgeçer.Kaçanlar kendilerini kandırırlar hislerimi arkamda bıraktım diye, halbuki gerçek çok başkadır; yaşadıkları sürece bu hisler büyür ve artık taşınamaz hale gelirler.İşte bunlardan biridir ayrılık...Kaçan bin kat yükle geri döner...
Nefes
Bugün tam üç yıl oldu...Üç koca yıl...Aşık olduğum adam gideli 3 yıl...Niye gitmişti ki? Hata ettiğimi biliyordum ona onu sevdiğini söyleyerek.Tamam o kardeşi gibi görüyordu beni ama bedeli bu değildi, söyleseydi hislerinin karşılıksız olduğunu kabullenmez miydim ben?Yine arkadaşı olarak kalamaz mıydım?Beni bırakacak,yurtdışına gidecek kadar ne yaşatmıştım ona? O kadar yalvarmıştım ki hava alanında ona, o kadar ağlamıştım ama o ise "yapamam" demişti. Demirdendi Demir, adı gibi Demir'di.Demir gittikten sonraki 2 ayım felaket gibiydi.Depresyondaydım bir nevi.Onun fotoğraflarına bakıp gizlice bavulundan son anda aşırdığım tişörtünü koklayarak uyuyordum.Her arayışımda ya meşgule atıyor ya da açıp 2 dakika konuşmama müsaade edip yine bir şey diyemeden kapatıyordu.Kalbim acıyordu,hem de çok...Ta ki onun sevgilisiyle olan fotoğraflarını Instagram'da görene kadar... Altında ise dillere destan bir aşk destanı vardı.Benimle olan tüm fotoğraflar silinmişti.Üzüldüm ama ona hala arkadaş kalabileceğimizi göstermek için aradım,mutluluklar dileyecektim.Görüntülü aradım onu.Açtı.Uyku mahmurluğu vardı gözlerinde ve bana bıkkın gözlerle bakıyordu.Utanarak,
"Naber?" Diye sordum.O ise kafasını sağa çevirip birine gülümsedikten sonra yine çatık kaşlarla bana dönüp
"iyiyim sen?" Dedi.
"Iyiyim, e şey ben gördüm...Sizi...Yani senle sevgilini ve..."Lafımı bitirmeden söze atıldı.
"Evet gördün ve şimdi de hesap sormak için mi aradın?Bak Nefes, sana kaç kere anlattım, benim sana bir şey hissetmem mümkün değil.Sen çocukça duygularınla arkadaşlığımızı yanlış yorumlamışsın.Lütfen bir daha beni arama ve..." Bu sefer ben atıldım.
"Ben sadece mutluluklar dileyecektim ama görüyorum ki sen her şeyi yanlış yorumluyorsun madem bu kadar nefret ettin benden öyle olsun, bundan sonra Nefes diye biri olmayacak hayatında hadi eyvallah!" Deyip kapatmıştım laptopu. Sonra ise kendimi hemen toplamıştım bir anda ruh halim değişmişti, o gün Demir için ağladığım son gündü.Kendimi derslerime adayıp okulu dereceyle bitirmiştim şimdi ise çok iyi bir kurumda Ingilizce öğretmeniydim, ayrıca kitap çevirisi ve rehberlik gibi birçok işte yapıyordum.Yazları dolaşmadığım yer kalmıyordu.Demir 3 ay sonra beni defalarca aramıştı ama ben hiç birini açmamıştım.Her yerden engellemiştim onu. Duyuyordum çevreden beni sorduruyormuş, numaramı istiyormuş. Hatta annemleri bile aramış ama onu oğulları gibi seven annem ve babam, benim yıkılışımdan sonra aldırmamışlar bile.
3 yıl geçti aradan ve ben olgunlaştım.Deniz kenarında bir evde kalıyorum.Ev arkadaşım var iki tane de.Biri Esin biri de Deniz.Deniz bir erkek ama onla üniversitede karşılaştım yani kardeşim gibidir; zaten Esin'e fena halde abayı yakmış durumda...Esin ile Deniz mimar, oturduğumuz ev de onların eseri.Benim yaptığım tek şey eve para ödeyerek girmemdi.
Evimiz 2 katlı ve bir de çatı katı var.Orası da benim dünyam işte.Denize bakıyor pencerem, bir de küçük olan ama bana yeten bir terasım var. Ayrıca birbirlerini delicesine seven ayrılamayan kedim ve köpeğim var.Kedim Minnoş daha yavruydu onu sokakta bulup getirdiğimde.Köpeğim Kadife ise o zamanlar yetişkin bir dişiydi. Minnoş'u getirip önüne bıraktığımda sahiplendi onu, yavrusu gibi baktı.Büyüdüler ama hala anne ve kız gibiler.Kadife nereye Minnoş oraya.Ben annemin yıllarca uğraşıp dünyaya getirdiği bebekmişim.Babam bu yüzden bana Nefes ismini vermiş.Nefes aldıklarını hissetmişler bana bakınca, sanki yeniden doğmuş gibi...Ikinci adım ise Toprak, bu dünyada tutunmam için...Anneme ve Esin'e kalsa hala süt koktuğum zamanlar var.Demir de öyle derdi...O yüzden süt derdi bana bazen.Ne gıcık olurdum, kolunu çimdikleyip ona en sert bakışımı atardım o ise gözlerini devirip burnumu sıkardı.Şimdi düşünüyorum da belki de o zaman aşık olmuştum ona...
Neyse neyse...Ben 24 yaşında bir öğretmen olarak beni işe almak isteyen şirketin seminerine gidiyorum.Mutlu olmam lazım değil mi?Mutluyum,param var, dostlarım var...
Bunları düşünerek indim evin önüne.Zaman çabuk geçiyordu,kabuk tutan yarayı kanatmanın ne anlamı var ki?
Ikilemler dünyasında yaşıyoruz,hisler her şeyden önce geliyor.Yoksa akıl galip gelebilir mi?
Bölüm şarkısı--Calum Scott-Dancing On My Own
![](https://img.wattpad.com/cover/63393694-288-k770157.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES BENİM
RomanceNefes'in yuvası Demir ve Demir'in "nefesi" Nefes. Aşk mı ağır basmalı mantık mı? Gurur mu sevgi mi? Affetmek mi terk etmek mi? Aldığı kokuyla başını çevirdi adam...Karşısındaydı her gece giysisini koklayarak uyuduğu kadın karşısındaydı.Alsaydı kolla...