Hayat çoğu zaman hiç de adil olmuyor maalesef...Sıkıntılar, stresler, dertler derken kendimize ayıracak zamanımız kalmıyor haliyle.Ordan oraya bir gürültü içinde yaşıyoruz ama şikayet etmeye gücümüz yok veya etmek istemiyoruz, kim bilir belki de kendimizden kaçmanın yolu budur.
Deniz ile birlikte sahil kenarında uyumamın üstünden yaklaşık 5 gün geçmişti.Bu 5 gün içerisinde ise ben tüm işleri evden halletmiş, raporları ve gerekenleri e-mail olarak şirkete bildirmiştim.Demir'le ise haliyle görüşmemiştim ve görüşmek de istemiyordum, o gitsin de sevgilisiyle ilgilensin Allah bilir ne yapıyorlardır şu anda.
Aman ya banane?
BANANE!
Kendi kaybeder ya da zaten kaybedilecek bir şeyi yoktur. Fakat bugün ev hapsimin sonuna gelmiş bulunmaktayım, beni şirketten toplantıya çağırdılar.Proje için yurt dışından yatırımcılar gelmiş ve beni görmek istemişler.Kariyerim için önemli bir şey olmasına rağmen Demir şu an kariyerimin de önünde bir mesele.Gördüğü anda yine konuşmak isteyecek ve beni derinlere sürükleyen mavilere bakmak zorunda kalırdım. Help me!!!!!!!!
Siyah bandaj elbisemi ve rahat spor ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Arabama binip son ses müziği açıp rahatlamaya çalıştım.Işıklarda beklerken bana ayıplayan gözlerle bakan teyzelere mahcup bir gülümseme göndere göndere geldim şirkete.Arabayı valeye verip hemen çantamla birlikte kendi ofisime uçtum resmen evet uçtum.Spor ayakkabılarım sağolsun koşarak asansörü tutmayı başardım.Kafamda fight song şarkısı çalarken kendi kendime övgüler yağdırıyordum, her şey iyi gidiyordu. 5 gündür uğramadığım ofisime girip pencereleri açtım ve hemen raporları hazırladım.Bilgisayardaki sunumu da son kez kontrol ettikten sonra hazırdım. Kendimi o kadar kaptırmışken birilerinin beni izlediği hissine kapıldım birden.Odada yalnızdım, hepsi Demir yüzündendi sanırım derken hemen masamın sol tarafında bulunan cam kapı dikkatimi çekti ve bana bakan bir çift mavi kuyu gördüm.
Gözlerim büyütmekten yerinden çıkma raddesine gelirken hemen bilgisayarımı alıp kapıya doğru ilerledim, derhal toplantı odasına gitmem lazımdı yoksa Demir yine beni temizlik odasına sürükleyecek gibi bakıyordu. Tam kapıya ulaşmış açmıştım ki burnumu cama çarpınca aslında kapıyı açmamış olduğumu anladım.
İyi de kapı kolunu hissedemiyorum bu ne böy... Demir?!
Suratında ciddi bir ifadeyle bana bakan bir çift kuyumuz var mikemmeelll.
"Bir yere mi gidiyordun Nefes?" diye sordu ciddi ortağımız Demir Bey.
"Evet, toplantı odasına gidiyordum Demir Bey.Kapının önünden çekilirseniz ben de geçeceğim."dedim onun gibi ciddi bir ses tonuyla, tabi benim başımı kaldırmam gerekti malum kafam burnuna geliyordu.
"Zaten gidebileceğin en yakın yer toplantı odası olur Nefes." dedi.Ne demekti bu şimdi?Benim planlarımı mı öğrenmişti?Dur Nefes... sakin ol...Bilmesi imkansız, sadece seni kızdırmak istiyor.
"Ne demek istediğinizi anlamıyorum Demir bey ve ilgilenmiyorum da açıkçası.Toplantıya geç kalıyorum, açın yolu." dedim aynı sakinlikte. Demir ise sağ kaşını kaldırmış bana bakıyordu elleri cebinde.Bakmasana öyle! Kafamı ne dercesine salladım.
"Sen niye gerildin?Bana söylemen gereken bir şey mi var Nefes?" diye sordu.Aslında bu bir soru değildi, emir gibi bir şeydi; bu duruş da beni kandıramazsın, biliyorum bakışıydı.Bilmediği şey ise ben eski süzme Nefes değildim.Yalan söyleyebiliyordum artık Demir sağolsun.
![](https://img.wattpad.com/cover/63393694-288-k770157.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES BENİM
RomanceNefes'in yuvası Demir ve Demir'in "nefesi" Nefes. Aşk mı ağır basmalı mantık mı? Gurur mu sevgi mi? Affetmek mi terk etmek mi? Aldığı kokuyla başını çevirdi adam...Karşısındaydı her gece giysisini koklayarak uyuduğu kadın karşısındaydı.Alsaydı kolla...