SnowMan √

Begining~

Medya - Victoria's Secret Melekleri melez manken Xiumin / Mblaq - U&I

Sen benim cennetimsin, sen benim rüyamsın, rüyamdaki bir şey.
Mblaq - U&I

Yabancı bir yerde yaşamaya başladıktan bir müddet sonra, kendi öz benliğinize ait bazı şeyleri unutmaya ya da onun yerine farklı şeyleri koymaya başlarsınız. Mesela yabancı bir ülkedeyseniz ve etrafınızda sizin ülkenizden kimse yoksa, anadilinizi unutmanız kaçınılmaz olacaktır. Evrim gibi değil ama kullanamadığınız her özelliğiniz kötürüm kalacaktır.

O kadar uzun zamandır dünyada idi ki bir melek olduğunu unutacaktı. Üç, beş yıl ya da onlarca seneden daha uzun bir vakitten söz ediyorum. Bir yerden sonra asırların bile yetmediği ve çağlara uzanan çok uzun bir süre.

Baş Melek, evrenin yaratılışına, dünyanın oluşumuna şahit olmuştu. Tanrı, özenle, insanı yaratırken onun yanında durmuş, var oluşu itibari ile sorgusuzca itaat etmişti. İlk insan Cennet'ten İblis yüzünden sürgün edildiğinde, ona refakat etmek için ilk defa Dünya'ya ayak basmış, o andan itibaren bu gezegene merak salmıştı.

Dünya, yaş almaya başlayıp insanoğlu çoğaldıkça merakı büsbütün artıyor ama meleklik özellikleri nedeniyle soru sormuyordu. İblis gibi Cennet'ten kovulmayı istemezdi.

Bir vakit, gökyüzünden bilgi çalmak isteyen ateşten varlıkları kovmak için göğün ilk katına indiğinde, İblis ile karşılaştı. İblis, kendisine Dünya'nın Cennet'ten daha güzel olmaya başladığını ve insanoğlunun eşsiz yapısından bahsettiğinde, onu uzaklaştırıp göğün son katına geri dönmüştü. Dünya'nın ne olursa olsun Cennet'ten daha güzel olduğuna inanmıyordu, elbet ama bir kere insan denen varlığı görmüştü ve ona imrenmeden edemiyordu. Çünkü Tanrı'nın dediğine göre, eğer insan isterse melekten bile üstün olurdu ve Baş Melek, bu ihtimali görmek istiyordu.

Tanrı şüphesiz her şeyden haberdardı ve Meleğine bir kader tayin edecekti.

Dünya zamanı ile MÖ 2000'li yıllarda, insanlık ilk savaşını gerçekleştiriyor, ta o zamandan masumlar ölmeye başlıyordu. Bu devirlere karanlık çağ adını vermişti, tarih yazıcılar ama Baş Melek, o zamanlarda ne olduğunu gayet iyi biliyordu.

Bir grup insan kandan ve savaştan kaçmak için yola koyulduğunda, ilk kar tanesi toprakla buluşmuştu. Tanrı, meleklerini bu insanlara yardım etmek için yolladığında, Baş Melek'te onlarla birlikte Dünya'ya inmişti. Tanrı bu insanlara melekleri aracılığıyla barınacak yer ve yiyecek bahşettiğinde, biraz da olsa huzura eren insanoğlu, karın tadını çıkarmak için nasıl ortaya çıktığına anlam veremedikleri bir kardan insan yapmışlardı. Baş Melek, büyülenmiş gibi kardan insana bakarken Tanrı'ya bu gece için bu kardan adamın ruhu olmak istediğini söyledi. Kaderin işlemesi için bir başlangıç lazımdı ve şüphesiz o vakit gelmişti.

İblis, ateşten varlıkların yardımı ile Baş Melek'i kardan adamın ömrüne bağlı kıldığında, Baş Melek'in kaderi başlamıştı... ya da kardan adamın efsanesi.

Her sene, dünya üzerine yılın ilk karı yağdığında, Baş Melek farklı bir yerde, farklı bir kardan adamın içinde uyandı. Asırlar boyu, daha önce duymadığı dilleri kardan adamın olmayan kulaklarından dinledi ve hep farklı bir manzara izledi kardan adamın zeytin gözlerinden.

Efsaneyi gerçekleştirmek için seçilen her ikiz bebekten biri, İblis tarafından öldürülüyordu. Geriye kalan ikiz seçilmiş kişi olmadığından, Baş Melek kardan adamla birlikte ilk sıcaklıkta eriyordu. Sonrasında ruhu olduğu yerde, derin bir uykuya dalıyor, ilk karın tekrar yağmasıyla uyanıyordu.