Meeting~

268 36 111
                                    

Medya / EXO-K - Lucky / Suho-Xiumin

Sana sahip olduğum için çok şanslıyım.
EXO-K / Lucky

    Junmyeon, başına gelen şeyleri, bir başkası hayatına müdahale etmediği müddetçe sorgulamazdı. İkizi, kendisinin de bulunduğu bir kazada öldüğünde, bunun kendi hatası olduğunu hiç düşünmemişti ki buna gerek de yoktu. Ailesinin aksine kendisi kadere inanıyordu ve bu yüzden başına gelen şeyleri sorgusuzca kabul eder, hayatını yaşamaya devam ederdi. Bir gün, okul arkadaşlarından birisi kendisine ikizinin katili olduğunu söylediğinde, her ne kadar öyle olmadığını bilse de, uzunca bir süre etkisinden kurtulamadı. Yaklaşık iki sene bu psikoloji ile yaşamıştı.

Şimdi ise üzerine eğilmiş uyanması için onu sarsan kardan adamın varlığını da sorgulamadan kabul ediyordu. Gözleri yarı açık, kendisine odaklı gözlere bakarken bir kardan adama sahip olduğu gerçeği berraktı. O gerçekten var mıydı yoksa hayal mi görüyordu, düşünmek istemiyordu.

Xiumin, yarı baygın çocuğu omuzlarından tutup kaldırdı ve sarstı. Onun bir çocuk olduğunu görmek şaşırtsa da aynı zamanda sevinmişti de. Çünkü insanoğlu içinde en çok çocukları sevmişti. Şey, belki biraz daha küçük olması işine gelirdi ama o zaman da, bu durumu anlayamayabilirdi. Xiumin, onu kendine biraz daha yakın tutarken kendine yabancı kelimelerin çıkmasına izin verdi.

"U-uy-an."

Junmyeon, yeni konuşmaya çalışan bir çocuk gibi heceleyerek konuşan bu sesi tekrar duyduğunda, gözlerini açtı. Suratındaki şapşal gülümsemeyi büyüterek kollarını kardan adamın boynuna doladı. Xiumin, ilk defa böyle bir şeye maruz kaldığı için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Gördüklerini aklından geçirerek, küçük olana sarıldı. Böyle yapılıyordu, değil mi?

"Kiya~ Ailemden sonra ilk defa biri bana sarılıyor~"

Ellerini gevşetip yüzüne bakmak için geri çekildi. "Bayıldığım için özür dilerim. Bu dünyaya daha yeni geldin ve ben bayıldım ama beni de anlamaya çalış. İlk defa böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyorum." Xiumin'i serbest bırakıp sırtını kayaya yasladı ve baştan aşağı onu süzdü.

"Gerçekten kardan adamsın, değil mi? Hani, benim sahip olduğum?"

Xiumin, gözlerini kocaman açıp karşısındaki çocuğun hareketlerini çözmeye çalışıyordu. Sorunun muhatabı kendisi olduğunu anladığında başını salladı.

"Konuşabildiğini biliyorum. Konuşsana."

Xiumin, kendisine yabancı olan bu konuşma eylemini gerçekleştirirken zorlanıyordu ama yine de başını sallayıp ağzını açtı. "E-evet."

"Nasıl konuşabiliyorsun? Hem de Korece!"

"Ç-çok uzun zamandır, insanları izliyorum. Dil öğrenebileceğim kadar u-uzun." İlk uzun cümlesini kurmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes verdi.

Junmyeon, hoşnutsuz bir burun kıvırma ile bakarken aklına yeni gelen bir şey yüzünden doğruldu. "Bir dakika! Neden kadın değil de, erkeksin? Aslında, kadın olman daha iyi olurdu. Belki şu bekâr hayatıma biri girerdi."

Junmyeon, umutsuzlukla iç çekerken Xiumin onun ne demek istediğini anlamıştı. Kaşlarını çatıp onaylamaz bakışlarla baktı, küçüğe. "Sen daha on yaşındasın."

Junmyeon, gözlerini büyüterek diğerine baktı. "Nerden biliyorsun?"

Eh, ne de olsa hâlâ bir meleğim. Tabiî ki bunu ona söylemeyecekti! "Bir k-ardan adam i-insan oldu ve sen," nefes almak için durup devam etti. "yaşını bildiğime mi takıldın?"

SnowMan √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin