Notch~

161 33 56
                                    

Medya / 4MEN-Reason


Bedenim değişse bile kalbim hâlâ burada ve kalbim ilk defa seni sevdi.

Tanrı'nın kuralları yerde ve gökte, hayır tüm evrende aynıdır ve her yaratılmış varlık için eksiksiz uygulanır. İlk insan(lar)ın Cennet'ten sürgün edilişi, İblis'in vesveselerine kanıp yasak elmayı yemekle başlamış olsa da, kadın ve erkeğin birbirlerine duydukları çekim de sürgün hayatı yaşamalarına neden olmuştu.

Baş Melek dünyaya ilk geldiğinde, Tanrı'nın yasalarına uymayan insanların, bunu hangi cesaret ile yaptıklarını çözememişti. Tanrı, apaçık 'zina etmeyiniz' derken ortalık sahipsiz çocuk kaynıyordu.

İşte bu yüzden, efsaneyi başlatan kişinin yetişkin bir insan olması halinde Tanrı, Baş Melek'ini yanına alacaktı. Özü temiz olan bir varlığın kirletilmesi felaket demek olurdu ve Yaratıcı'nın izni alınmadan gerçekleşen bir birlikteliğin, elbette peşinde kötülük getirmesi gerekirdi.

İblis, bir zamanlar Tanrı'ya en yakın olduğu için Tanrı'nın en sevmediği şeyi biliyor ve insanoğlunda var olan bu zaaftan yararlanmaya çalışıyordu. Bunu yaparken de insanın içine, kalbine sızıyor ve kaleyi içten fethederek onu daha kolay kontrol ediyordu.

Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık; içten, insanın yüreğinden kaynaklanır.(7:21-22)

***

Xiumin'in 'hayır' demesi kesinlikle diğerini istemediğinden kaynaklanmıyordu. Aksine insan olmayı istediğinden daha çok istiyordu, onu ama bu, Tanrı'nın kurallarına karşı gelmesi anlamına gelmiyordu. Her ne kadar insan gibi görünse ve bir kadere tabi olsa da, Xiumin özünde bir melekti ve öpücüğün şehvani bir boyuta girmesi dahi, kötü hissettiriyordu. Henüz bir insanı arzulamak ne demek emin değildi ki melek güdüleri buna engel de oluyordu ama diğeri yumuşak ve nazik dokunuşlarla sarıldığında ya da öptüğünde, içinde yükselen karıncalanmayı ve tatlı hissi inkâr edemezdi. Bu kadar. Daha ilerisine gidemezdi.

"Üzgünüm, Jun. Yapamam..." Xiumin, eğmiş olduğu başını diğerinin göğsüne yasladı ve çıldırmış gibi atan kalp atışlarını dinledi.

Junmyeon, içinde kırılan bir şeylerin sesini duyduğuna yemin edebilirdi. Oysaki o da farkındaydı, Xiumin ile ileri gidemezdi. Özellikle de şimdi. Hatta o insan olduğunda bile evlenmeden bir birliktelik yaşayamayacaklarının farkındaydı. Bu yüzden, şimdiden pasaport çıkartıp evlenebilecekleri uygun bir ülke aramaya başlamıştı.

Peki şimdi neden böyle olmuştu?

Mantıklı olan tarafı bunun nedeninin Kyungsoo olduğunu söylese de, tek nedenin o olmadığına emindi. Büyüdükçe masum olan yanını, çocuk olan tarafını kilit altına almıştı ve yetişkin olarak çok farklı düşüncelere sahipti.

Yine de şimdi yapacağı şeyler, hiçbir bahane kabul etmiyordu.

Kucağında oturan Xiumin'i hızla yere bırakıp derin bir öpücük başlattığında, diğeri yoğun ve korkunç bir duygu ile sarmalandı. Elleri başının üstünde sabitlendiğinde, karşısındaki kişi Junmyeon muydu, yoksa Jongin mi? Neden kötü hissediyordu?

Bacaklarını savurup diğerini üstünden atmaya çalıştı ama bu, Junmyeon'un daha çok yerleşmesine sebep olmuştu. Xiumin'in korkudan büyümüş gözleri diğerinin kafasının ardında karanlık bir gölge yakaladığında, artık emindi. İblis!

SnowMan √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin