Faith~

280 35 155
                                    

Medya - AKMU-Galaxy / (Gifin güzelliğine hele hele *-*


Benimle el ele tutuşup parlayan galakside gezmek ister misin?

AKMU-Galaxy


    Soğuk.

Ayaklarından başlayıp şakaklarına uzanan soğukluk, önceleri sıcak olan her bir hücreyi beyaza boyarken kendisine geç bahşedilmiş kalbi son kez çırpınıyor. Bir insanı kaybetmekten daha zor, bir insanın sana olan inancını kaybetmek.

Yanında duruyor. Elini uzatsan dokunuyorsun, insan vücudunu onun vücudu ile birleştirirken yaşadığını hissediyorsun. Dudakların yakıcı bir sıcaklık ile örtünüyor. Ama...

İnancı çekip alın sevgiden, geriye hiçbir şey kalmıyor.

Baş melek, sevdiği adamın yok olan inancına karşılık, vücudunu saran soğukluk ile ürperirken İblis'in tuzağına düşmüş adamın gözlerine son kez bakıyor. Son kez.

Sonra zeytin rengi gözler, tekrar zeytine dönüyor.

***

"Xiumin..."

Junmyeon, karanlık çöktüğü zaman yalnız bırakmak zorunda olduğu kardan adamının, titrediğini gördüğünde, dizleri üzerine çöküp onu sarsmaya başladı. Xiumin, kötü bir kabusun ortasında olmalıydı; bu şekilde titremesinin başka açıklaması yoktu.

Junmyeon, içindeki endişeyi bastırmaya çalışarak onu daha sert sarstı. Xiumin'in omuzlarında duran ellerinden birini çekti ve alnında birikmiş terleri sildi.

"Xiu, uyan meleğim." Sesi, oldukça yumuşak çıkarken meleğin gözleri kirpiklerinin kırpışmasıyla açılmıştı. Çocuk, onu uyandırmış olduğuna sevinecekken ellerine damlayan yaşlar, yüzünün düşmesine sebep olmuştu.

"Xiu~" diye mırıldandı, kardan adamı doğrultup ona sarıldığında.

Baş melek, gözlerini yakarak yanaklarına akan damlaların varlığına şaşırsa da, çocuğun kolları arasındayken biraz önceki korkusundan kurtulmuştu. Burnunu çekip kollarını çocuğun beline sardı ve başını küçük omuzlara koyup sessizce ağlamaya devam etti.

"Kabus mu gördün?" diye fısıldadı, Junmyeon, şefkatle onun sırtını okşamaya devam ederken.

"Ç-çok kötü şeyler gördüm."

Junmyeon, ellerini onun saçlarına çıkarıp okşamaya devam ederken "Geçti, hepsi kâbustu." diye mırıldanmaya devam ediyordu.

Baş melek, bir müddet daha küçük omuzlarda ağladıktan sonra geri çekildi. Junmyeon, onun gözyaşlarını silerken "Ne gördün?" diye sordu.

Anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdı. İblis'in onu yakalayıp öldürdüğünü görmüştü ve kendisi de sonsuza kadar kardan adam bedenine hapsolmuştu ama korkusunun en büyük nedeni, İblis'in kolları arasında can veren çocuğun bakışlarında gördüğü inançsızlıktı. Aklına aynı sahne hücum ettiğinde, tekrar ürperdi. "H-hatırlamıyorum."

İlk yalanı ağzından çıkarken dünyada kalmaya devam ettiği müddetçe, yalan söylemenin hayatının bir parçası haline geldiğini fark edecekti.

Küçük çocuk gülümsedi. "Üzgünüm, Xiu. Annemler uyuduktan sonra yanına gelecektim ama uyumaları uzun sürdü. Beni affet, olur mu?" Kardan adamının bu kadar korkmasına neden olan şeyin onu yalnız bırakması olduğunu düşünmüştü. Günün bütün vaktini birlikte geçirdikten sonra, dikkat çekmemek adına ailesinin yanına uğramış, uyudukları zaman tekrar dönmeyi planlamıştı. Ama ailesi, uzun bir gece muhabbetinin sonunda ancak uyumuştu ve küçük çocuk, Xiumin'in yanına ulaştığında, saat gece yarısını çoktan geçmişti.

SnowMan √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin