Bölüm:3

15 2 0
                                    

Bahardır hazanı savuşturan gönül bahçelerini güneşle kavuşturan bir dirhem çekirdeği filizlendirip semaya ulaştıran peki nerde bahar hazan yapraklarının ardından gelen kışı savuşturan bahar nerdedir?

Kafkas
Dilruba yürümekte zorlanıyordu açlıktan sussuzluktan yıpranmış bedeni ölüm sedalarını çağrıştıran rüzgarla bir oluyordu. Karın içinde kaybolan ayaklarını çıkarmak için büyük bir çaba sarfediyordu askerlerin menziline ulaşmasına daha çok vardı siyah uzun örtüsü sadece gözleri açık kalacak şekilde yüzünü sarmalıyordu. Şiddetle yağan kar görüş açısını zedeliyordu zamanını bilmediği bir süre yürüdükten sonra belli alanlara tepelenmiş kar yığınları gördü etrafına bakarken bir türk askeri gözüne çarptı kürekle bir çukur kazıyodu fakat Dilrubayı beyninden men eden şey o değildi çukuru kazdıktan sonra sıra sıra dizilmiş bazı yerleri bıçak kesiği olan üstü başı kan içerisinde olan askerleri çukurun içine atmasıydı Dilruba şuurunu kaybetmiş bir şekilde askere doğru ilerledi ve sıra sıra dizilmiş ölü bedenlerin yanına gitti gördüğü yüz çığlıklarının havaya karışmasına sebep oldu Allahım diye bağıran sesi titriyor gözlerinden akan yaşlar karı eritiyordu içinden eti sökülmüşçesine çığlıklar ölümün yüzüne karşı lanetler ediyordu.

Ali Fuat:
Hüzünle Askerker kardeşlerine bakıyordu karşısında oturan Muhammed isimli çocuk soğuktan bayılma noktasına gelmişti ayağa kalktı ve üstündeki ince kumaş parçasını çocuğa verdi ayağa kalkarken eskiden vurulduğu bacağını hareket ettiremiyordu yerine oturdunda titreyen elleriyle bacağına dokundu fakat hiç bir şey hissetmiyordu elleride uyuşmaya başlamıştı bacağını açtında morardını gördü yüreğindeki büyük keder ve matemle Muhammed'e çevirdi gözlerini .Ali Fuat'ın yüreği karların içinde kalmış gibiydi Muhammed'e baktığında içine kızgın ateş dökülüyordu sanki, Muhammed açlıktan acıyla ,midesini tutarak kıvranıyor ,ağlıyor ve titriyordu artık ne yiyecekleri ne içecekleri nede onları sıcak tutacak bir kıyafetleri vardı Muhammed diğer askerlere bakarak"ku ku kur tarın beni bu bu acıdan. "Diye yalvardı Ali Fuatın nefesi kesilmişti titreyen ve acıdan, soğuktan kısılmış sesiyle Muhammedin yanına yanına oturarak alnından öptü ve "dayan aslanım dayan Rabbimin yüce katına ulaşmamıza çok az kaldı bırakta can alan ve veren alsın canını öleceksek bu vatan bu toprak uğruna öleceğiz, yüce Rabbim bize böyle yüce bir ölümü nasip etti seni şu anda sadece sıcak tutabilirim. "Dedi Muhammed yalvarırcasına "na nasıl yap hadi yalvarırım beni hiç olmazsa bu kahr edici soğ soğuktan kurtar."dedi Ali Fuat gözlerinden yaşlar akarak silahın üstündeki bıçağı çıkarttı onay istercesine yaşlı ve kederli gözlerlyle baktı,acılar içinde kıvranan Muhammed'e Muhammed onay verdi gözleriyle ve kafasını diğer tarafa çevirdi Ali titreyen eliyle Muhammed'in kolunu tuttu ve bıçak olan eliyle yavaşça Muhammedin kolunda derin bıçak yarıkları açtı Muhammed acıyla yüzünü buruşturdu kolundan akan kan kolunu kırmızıya boyadı sıcağı hisseden Muhammed azda olsa gülümsedi onun bu hali Aliyi dahada kahr ediyordu Muhammedin rahtladını gören,  yaninda ki diğer askerlerde vücutlarını kesmeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 Son Veda Kafkas #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin