~bambaşka~

80 4 0
                                    

"Öznur biz taşınıyoruz."

Sevgili kardeşim Hasancan'ın ağzından dökülen cümle bende şok etkisi yarattı. Ne yani başka şehir başka ev ve yeni hayat mı? Olamaz. Ben buraya on yedi yıldır alışamamışken bunlar neyin kafasını yaşıyorlar anlamıyorum. "Neden bahsediyorsun?" dedim şaşkınlığımı belli ederek.

Yatağıma mümkünse dahada yayılırken " Duydun işte taşınıyoruz. Halamların olduğu mahallede babam ev bulmuş. Oraya gidiyoruz." dedi düşüceli düşünceli. Halamların mahallesine yani Gümüşyaka'ya. Aman ne güzel. "Neden peki? Yani durup dururken neden taşınıyoruz" Hasancan'a odaklaşmış hala aynı yerde dururken sesim odada yankılandı.

"Annem yüzünden. Dava sonuçlandı Öznur. Biliyorsun annemin bu evde de hakkı var ama babam buna izin vermiyor. Bu evi yıkıcak ve buralardan gideceğiz. Bence şimdiden hazırlansan iyi edersin. Konuşurken duymuştum sanırım bu hafta içinde defolup gideceğiz." diyerek yataktan kalktı. "Bize ne zaman söyleyecekler acaba. Taşınırken mi?" bana doğru adımlar atan Hasancan'a sitem dolu sesimle sordum.

Omzuma dokunurken "Söylerler elbet yakın zamanda. Annemle görüştüğümüzü biliyorlar. Bence söylememeleri için geçerli bir neden." dedi ve buruk bir gülümseme göndererek odadamdan çıktı. Haklıydı. Ama gidersem burayı özleyecektim. Fıstık yeşili odamı. Türlü türlü meyveler bulunan bahçemizi. Ceviz ağacına kazılı ismimi ve daha bir sürü anım olan çocukluğumu geçirdiğim evimi. Deli kadını bile. Asıl adı Muazzez. Evlerinin önündeki tatlı erik ağacına dadanırdık.Ben hasancan ve ablam. Bazen bütün çocuklar. Bizi sopayla kovalardı. Kıyamadıgım 'habahabaha' diye sesler çıkartırdı.

"Öznur in aşağıya sofrayı kur" diye seslendi ayşe anne. Ben hala ayakta geçmişe dalmışken silkinerek kendime geldim. "Tamam" diye seslendikten sonra. Çantamı bir kenara fırlattım. Dolaptan lacivert eşofman takımımı giydim. Yerde ki kıyafetleri aldığım gibi dolaba teptim. Ben böyleydim işte.'Pasaklı' merdivenlerden inip mutfağa geçtim. Yine döktürmüştü Ayşe anne.

Sofraya domates çorbalarını koyarken "Hadi sofra hazır herkes sofraya" dedim neşeyle. Sofrada herkes yerini alırken babam çok düşünceliydi. Babama 'neyin var baba' demek geliyordu ama benim bu soruyu sormaya cesaretim yoktu. Çünkü babamla zorunlu olmadıkça konuşmayız. Küçüklükten gelen bir çekingenlik var babama karşı bende. Dilimin ucundaki soruyu Ayşe anne sordu "Resul neyin var böyle geldiğinden beri suratın beş karış" babam hala aynı durgunlukta boş boş çorbaya bakarken "Baba" diye biraz sesimi yükselterek konuştum. Babamın gözleri beni bulunca sessiz kaldı. Herkes babama odaklanmışken babam bana odaklanmıştı. Bana birşey demek istiyordu ama diyemiyordu sanırım. Bir kaç dakka sonra "Öznur kızım. Bu gün okulda ki olanları duydum. Eve geldikten sonra müdürün arayarak yaptığın kepazeliği söyledi bana. Yarın eşlarını alıp halana gidiyorsun. Zaten bizde üç dört gün sonra tanışınacağız." derin bir iç çektikten sonra " orada çalışman için arkadaşımın kızı sana yardımcı olacak. Bu sene son sınıf ve ygs'ye hazırlanıyor. Senle onunla çalışacaksın. Okul saatleri içinde de sana bir iş bulacağım orada çalışcaksın." diye tamamladı.

Babamın cümleleri bende dolmaya başlayan gözlere sebeb olurken. Sofrada ki herkes bana odaklıydı. Kim bilir müdür olacak fitne fesat babama ne söyledi de babam beni buradan hemen sepetledi. "Tamam baba. Dediğin gibi olsun. Ben odama gidiyorum. Size afiyet olsun. " dedim ayağa kalkerken. Babama sitem dolu bakışlarımı gönderirken Hasancan babama "Bende Öznur'la yarın halamlara gideyim. Hem yeni evimize siz yokken bir ziyaret ederiz." Babam bana kısa bir boş bakış atıp Hasancan'a "Tamam git Öznur'la ben sizin karnelerini alırım okuldan. Orada şımarmayın biz gelene kadar." dedi ve yemeğe başladı.

Ayaklanıp odaya doğru yol aldım. Eşlarımı toplayıp valize tıkıştırdıktan sonra yatağa atladım. Gözlerimi yumup derin hayallerimle baş başa kaldım. Tam kendimi uykuya teslim edeceğim sırada Ayşe anne odaya girdi. Bunu "Kalk hadi konuşcaz." demesinden anladım.

SorunluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin