Koyu yazılmış kısımlara dikkat ^^ Teori üretebilirsiniz bölüm sonuna dek. Ve de lütfen şarkılar ile okumaya çalışın. Daha duygusal olur belkimsi :3 Karakterlerden birinin ölümüne müzik koyamadım, çünkü duygusal yazamadım. Eheh *-* Keyifli okumalar !
Meşalaler, soğuk bodrum katının ıslak duvarlarını aydınlatırken titriyorlardı arada. Metal direklerin ardında dikilen ve merdivenlere en yakın yerde olan yeşil saçlı kız bacaklarını kendisine doğru çekti. Üşümüştü. Üstündeki paltoya daha sıkı sarıldı.
Merdivenlerden inen adım seslerini duyuyordu. Muhtemelen loncadan birisi yemeğini getiriyordu. Bakam gereği duymadı. Elindeki büyü mühürleyiciler ile oynuyordu.
"Acıktın mı? Sana yemek getirdim."
Yeşil saçlı kız duyduğu ince sesli başını direklere doğru çevirdi. Lucy gülümseyerek elini tepsiyi işaret ediyordu. Kız şaşkınlıkla kalakaldı bir süre. Lucy'nin Alvarez baskını durduracak grupta olduğunu duymuştu. Şimdi ise geri dönüyor olması tek bir şeyi gösterirdi...
Yeşil saçlı kızın gözleri şaşkınlıkla küçülüp büyüdü. "Tüm Sprigganları yendiniz mi?"
Lucy onaylayan bir mırıltı çıkardı. Hapishanenin kapısını gıcırdama eşliğinde açmış, tepsiyle içeri giriyordu. Yemeği yeşil saçlı kızın önüne koyup duvara yaslandı. Brandish bağlı elleriyle alıştığı stilinden yemek yiyordu. Karnı guruldamadan birkaç kaşık çorbadan aldı. O sırada bakışları Lucy'ye kaymıştı.
"Seninle arkadaş olmak istemediğimi söylediğimi sanıyordum."
"Söyledin."
"O halde niye hala burada dikiliyorsun?"
"Sadece biraz konuşmak istiyorum. Konuşmam lazım."
Brandish, Lucy'nin cevabı ile omuz silkti. Bir oturuşta tepside ne varsa silip süpürmüştü ve şimdi gülümseyerek doyan karnını ovuyordu. Bir mahkuma oranla gayet iyi bakıldığı aşikardı.
Lucy onun bu haline kıkırdadı. Brandish ona ters ters baksa da bir cevap verme gereği duymamıştı. Aralarında geçen uzun bir sessizlikten sonra Lucy sıkıntıyla başını duvara yasladı iyice. Derin bir nefes vermişti bunu yaparken.
"Brandish?"
Brandish konuşmak yerine homurtu çıkartmayı tercih etmişti. Lucy buna güvenerek konuşmaya devam etti.
"Anneni, annenin çok güvendiği benim annemin öldürdüğünü sandığında ne hissetmiştin?"
"Ha?"
Lucy tekrar kıkırdadı. "Diyorum ki; hani annelerimizin çok yakın olduğunu biliyordun." Brandish başını sallayarak onu onayladı. "Annemin, anneni öldürdüğünü duyduğunda tam olarak ne yapmak istedin? Ne hissettin?"
Brandish soruyla beraber bir an bocalamıştı. İntikam onu uzun bir süre elinde çevirmiş olabilirdi. Ama şu na ona o kadar uzak ve eski geliyordu ki kendisinin bile inanası gelmiyordu.
"Öldürmek istedim. Seni, annen aynı acıyı çeksin istedim. Benden mutluluğumu alanların mutluluğu alınsın istedim. Bunun için güçlenmeliydim. Yaşadığımız evden ayrıldım. Sokaklarda melül melül dolanıyordum. Peşimde beni yakalamak için görevlendirilmiş yetimhane görevlileri vardı. Alvarez'de çocuklara çok dikkat edilirdi. Ben ise farklı bir şeyin peşindeydim. Annemden en güvendiğinin bile sana ihanet edebileceğini öğrenmiştim. İnsanlar aşağılık, küçük varlıklardı. Ve benim bunu onlara kanıtlamam lazımdı. Kendi kendime büyümü öğrenmeye başlamıştım bile. Bir gün, açlıktan ölmek üzereyken İmparator'la karşılaştım. Gücümün seviyesini, neler yapabileceğimi ve ne istediğimi biliyordu. Bana sadece ona itaat etmem karşılığında istediğim her şeyi verecekti. Ve bende kabul ettim."
![](https://img.wattpad.com/cover/60729080-288-k452374.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeref'in Kızı(NaLu FanFic) -TAMAMLANDI-
FanfictionVe bazen insan sözlerinin, Bazen ise geleceğinin peşinden giderdi. Ben ise kendimden tek bir iz dahi bırakmadan kaybolmayı seçmiştim... -Lucy Heartfilia