Bu bölümde savaştan öte duygusallık filan var. Ve geçtiğimiz sevgililer günü ile ilgili. Hikayenin finali için hikayenin rayında ilerleyen böyle bir bölümü yazmak zorundaydım. Yoksa Nalu yapacağım yoktu -_- (Spoiler nfdjnf) Keyifli okumalar ! ^^
Lucy, Natsu'nun elini tutarak ayağa kalktı. Herkes şaşkınca bir anda iyileşen yarasına bakıyordu. Cevabı oldukça netti; Zeref onu bir melek olarak yeniden yaratırken koyduğu güç sınırlayıcı mührü kaldırmıştı. Bu yüzden iyileşme ve ejder sanatı dahil tüm güçleri geri gelmişti.
Lucy kahverengi gözleriyle etrafı taradı. Gördüklerinin bir kısmının; hayır Luke ile ilgili tüm kısmının rüya olmamasını umuyordu. Onun yaşadığına inanmak istiyordu.
En sonunda ağaçların arkasında saklanan sarı saçlı küçük çocuğu fark etti. Luke artık on beş yaşında olmalıydı. Hatta on altı bile olabilirdi. Ama Lucy'ye göre küçüktü ve hala o beş yaşındaki çocuk gibiydi.
"Luke." diye fısıldadı. Çocuk onun sesini duyar duymaz saklandığı yerden çıkmış ve Lucy'ye doğru koşmaya başlamıştı. En sonunda Lucy'yi sıkıca kavradı. Lucy'de bir elini onun saçlarına atmış diğer eliyle de çocuğun belini kavramıştı.
Luke'un ağzından bir hıçkırık kaçtı. "Ben seni çok özledim!"
"Bende seni çok özledim."
Luke başını iyice Lucy'nin karnına gömmüştü. Çünkü boyu anca oraya geliyordu.
Lucy ise tek eliyle çocuğun dalgalı saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Mest elini Lucy'nin omzuna koydu. "Gitmemiz lazım." diye fısıldadığında Lucy başıyla onayladı. O sırada Natsu yanlarına gelmiş ve Luke'un hizasına eğilmişti.
"Selam! Ben Natsu ve bu kedi de exceed ortağım Happy. Senin adın Luke değil mi?"
Çocuk yaşlı gözlerini silip Natsu ve Happy'ye odaklandı. Happy gelen şeyi hissetmiş ve Natsu'nun başında keyifli bir şekilde kuyruk sallamaya başlamıştı.
"Evet, adım Luke. Sen Lucy-nee'nin sevgilisisin değil mi? Az önce öyle gözüküyordun da."
Lucy ve Natsu kızarırken Happy kuyruğunu sallamaya devam ediyordu. Kıs kıs gülerek "Biliyordum." dedi.
"Hayır, sadece takım arkadaşıyız." diye mırıldandı. Nedense bu söz birden içini acıtmıştı. Kendisini normale dönmeye zorladı. Yutkunarak bakışlarını Luke'a çevirdi. Luke tatmin olmuş bir şekilde başını salladı.
"Aferin. Bundan sonra da olma zaten, Luce benim." Luke iyice Lucy'ye sarılınca Lucy bıkkın bir şekilde nefesini üfledi. "Hem halanım, hem ablanım hem de annen olmama karşın şimdi de manitan mı yapmaya çalışıyorsun beni?"
Luke gülerek başını salladı. Lucy ile yıllar önce aldığı atkı sanki yeni alınmış gibi duruyordu. Çocuğun kirli yüzü ve yağlı saçlarına karşın tertemizdi. "Bu kadar önem vermiş demek" diye düşündü Lucy. O sırada Erza, Gray, Mira ve diğerleri gelip kendilerini tek tek Luke'a tanıtıyorlardı.
Mest, gruba doğru seslendi. "Bu akşam burada kalalım! Yarın gemiyle loncaya döneriz, şu anda kazanmış sayılıyoruz değil mi?"
Makarov gülerek işaret parmağını havaya kaldırdığında tüm gruptan bir tezahürat yükselmişti. Erza arka tarafta rahatsızca salınan Mavis'e baktı.
"Birinci usta, bir sorun mu var?"
Kadın başını kaldırdığında dolu dolu olmuş gözleri dikkatini toplamıştı insanların. Mavis ise sadece Lucy'ye bakarak konuşuyordu. "Sen şimdi gerçekten Zeref'in kızı mısın? İnanamıyorum adam gitmiş başkasından çocuk yapmış resmen! Ağlamıyorum ki ben, hiç ağlamıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeref'in Kızı(NaLu FanFic) -TAMAMLANDI-
FanficVe bazen insan sözlerinin, Bazen ise geleceğinin peşinden giderdi. Ben ise kendimden tek bir iz dahi bırakmadan kaybolmayı seçmiştim... -Lucy Heartfilia