Bölümden keyif almanız dileğiyle!
***
Büyük, geniş kapıdan içeriye girdiğini gördü Carla. Karşısında saray gibi bir yapı yükseliyordu. Yüksek duvarlar, gökyüzüne uzanırmışçasına duran merdivenler ve havası...
İlerlemeye başladığında oda aydınlanıyor. Pekala, dikkatini çekebilecek pek çok şey olabilmesine rağmen Carla'nın dikkatini duvardaki bir resim topluyor. Sarı saçlı, kahverengi gözlü bir genç kız Zeref ile beraber aynı karede gülümsüyordu.
Olamaz, diye düşündü Carla. Resimdeki kız fazlasıyla Lucy'ye benziyordu.
Carla daha şoku atlatamazken sesler duyulmaya başlanıyor. Bu ince sesi hemen tanıyor Carla. Lucy. "Nee, Natsu." derin bir nefes aldığını fark ediyor Carla. O sırada da Natsu'dan olduğunu tahmin ettiği bir homurtu işitiyor. "Bunu neden yaptığımı anlamanı istiyorum. Çünkü her zaman bir fedakarlık gerekir."
Ve Carla iliklerine kadar ürperiyor.
***
Wendy bacaklarını hafifçe ayırıp derin bir nefes aldı. "Gökyüzü Ejderinin Kükremesi!" diye bağırırken Romeo'nunda onun rüzgarına elini uzattığını gördü. "Sarı alev!"
Kombo saldırı. Etkileyici, diye düşündüm. Sonra bana doğru yaklaşanları fark edince kırbacımı savurdum. Tek başıma haklayamayacağım kadar çoktular. Elimi anahtarlığıma atıp bağırdım. "Açıl! Boğa Burcunun Kapısı! Taurus!"
"Ben geldim! Güzel vücut Lucy!" Onun bu haline göz devirirken elini baltasına atıp sırıttı. "Yıldız Elbisesi; Taurus!"
Elimdeki kırbacı, artan büyü gücümle ve Taurus'un yetenekleriyle daha etkili bir şekilde savururken Taurus'te benim yanımda bana yaklaşan ya da yakın duran herkese saldırıyordu. Havayı diğerlerinin savaş naraları ve düşmanların karşı koyuşu dolduruyordu.
"Katı El Yazısı: Asker!" Levy son bir yıl içerisinde gücünü canlı şeyleri yaratabilecek kadar ilerletmişti.
Jet etrafta koşuyordu. Droy ise büyüsüyle olabildiğince insanı sıkıştırıp bitkilerinin mayıştırıcı kokusuyla uyutuyordu.
Yıldırımın takımının iki üyesi ise kesinlikle bir yıl içerisinde çok gelişmişlerdi. Yani en azından öyle duruyorlardı. Daha tam olarak savaş katılmamışlardı.
Hızla onların yanına doğru kaydığımda "Neden savaşmıyorsunuz?" diye sordum. Evergreen yelpazesiyle ağzını örtmüştü ve diğer kolu da dirseğinin altından dolanmıştı. "Fazla büyük bir büyü gücü seziyoruz. Ama bu güç bu çaylakların hiçbirinden geliyor olamaz."
"O yüzden," dedi Bickslow dilini dışarı çıkartırken. "Siz çaylakları hallederken biz de gücümüzü depolayıp güçlü olanı haklayacağız."
Bir nevi piyon görevi görüyoruz ha, diye düşündü Lucy. Ne hoş. O sırada şaşkınlıkla karşısına bakakaldı. Tüm askerler yerde boylu boyunca uzanıyordu. Taurus'u geri gönderip kırbacını yerine yerleştirdi. Birkaç harekette tüm orduyu yenmişler miydi?
"Tch," diyen sesi işitti. "Ne kadar da kolay avlarmış." Wendy şaşkınlıka arkasına döndü. "Carla? Ne zaman uyandın sen?"
"Fazla olmadı." Ellerini birleştirerek başını öne eğdi. "Üzgünüm Wendy. Sen savaşırken uyuyordum. Ve sana destek olamadım. Gerçekten çok üzgünüm."
Wendy, exceed'e bakarak kocaman gülümsedi. "Sorun değ-" Sesi kısılırken gözleri önce kocaman oldu, sonra küçüldü. Zaman durmuş gibiydi. Carla ve Romeo aynı anda "Wendy!" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeref'in Kızı(NaLu FanFic) -TAMAMLANDI-
FanfictionVe bazen insan sözlerinin, Bazen ise geleceğinin peşinden giderdi. Ben ise kendimden tek bir iz dahi bırakmadan kaybolmayı seçmiştim... -Lucy Heartfilia