BÖLÜMÜN EN EN ALTINDA BİR AÇIKLAMA VAR LÜTFEN ÖZELLİKLE ONU OKUYUN BÖLÜM BİTİNCE ^^
12 Spriggan'ın sadece 10 tanesi açıklanmıştı. Imm, bulduuum *-* *Gözleri parlayarak ekrana bakar* Kalan 2 Sprigganla ilgili harika bir fikrim var ! ^^
Ve 10 ya da 11.Bölüm gibi final olur hikaye herhalde. 12. Bölüm'de de olabilir. Emin değilim.
***
"Demek 4 Spriggan yenilmiş durumda." Siyah saçlı oğlan koltuğuna otururken elindeki bozuk parayı havaya atıp tutuyordu.
Önündeki asker ise resmen eğilirken yerle bir bütün olmuştu. Gerginlikle kralının diyeceği emirleri bekliyordu.
"O zaman küçük bir oyun oynamanın zamanı geldi." Bozuk parayı askerin önüne fırlatarak bağırdı. "İletişim lacrimamı getirin. Ayrıca hizmetlilerle hemen yola çıkıp sınırdaki köşkü hazırlatın. Sanırım orası ufak bir savaş alanına dönecek." Siyah saçlı oğlan gülümsedi. Samimiyetten öte, insanın kanını donduran cinsten bir gülümsemeydi.
"A-ama efendim, köşk prensesle yaptığınız özel bir yer değil miydi? Bizden prenses geri dönene kadar oranın yakınına yaklaşmamızı istemiştiniz."
"O, o zaman verdiğim bir emirdi. Bu da şimdi verdiğim bir emir. Beni neden sorguluyorsun ki? Ah, çok merak ediyorsan söyleyeyim. Prenses döndüğü için köşkü hazırlatıyoruz zaten."
***
Tüm lonca üyeleri sükunetle oturma gruplarına çökmüştü. Herkes birinci ustanın haritayı incelerken büründüğü tuhaf hallere bakıyor ve Mira'yla Lisanna'nın az önce dağıttığı içeceklerinden yudumluyorlardı.
"Birinci usta, aklına bir plan gelmiyor mu hala?"
"Üzgünüm altıncı. Ancak biraz daha zamana ihtiyacım var. " Sadece biraz daha, diye düşündü. Aklında belli belirsiz bir plan oluşuyordu ve oluşumu tetiklemek için şu ana kadar öğrendiği tüm teknikleri kendi içinde sıralıyordu. Bu yüzden hayali ampulünün yanış hızı çok yavaştı. Üstelik karşısındaki rakiplerinin güç ve savunması azımsanamayacak kadar kuvvetliydi. Bu da aklındaki en bilindik ve en çok kullanılan planların ilk andan elenmesine neden oluyordu.
Kapının gıcırdama sesiyle herkes revir tarafına baktı. Lucy ve Romeo, Wendy uyuyana kadar yanında durmuştu. Az önce ise Wendy uyuyunca ikisi de başında durmanın anlamsız olduğunu fark edip diğerlerinin yanına gitmeye karar vermişlerdi.
"Hey, bir ilerleme var mı?" diye sordu Laki. Lucy başını iki yana salladı. "Sabahki gibi. Sancı var ama belli etmemeye çalışıyor. Sanırım dikişleri tekrar patlayacak. Ama Porlyusica-san'ı da göremeyince bir şey yapamadık."
"Anlıyorum." diye mırıldandı Jet. Hızla ayağa kalktı. "Öyleyse ben iletişim lacrimasını getireyim de Porlyusica-san ile iletişim kuralım."
Jet'in girişiyle depodan tuhaf sesler gelmeye başlamıştı. Mira gülümseyerek elini yanağına yasladı. "Umarım her şeyi düşürmez." demesiyle beraber Jet girdiği hızla depodan çıktı.
Elindeki küre gibi duran lacrimayı masalardan birisine koyup açtı."İhtiyar! Bize ulaşmaya çalışan biri var." demişti Laxus merakla eğildi kürenin ekranına bakarken. Çünkü o gelene kadar Jet ve küre bakışmaktan başka bir şey yapmamışlardı.
"Kimmiş?"
"Bilmiyorum. Cevaplayalım mı?"
"Önemli olabilir. Açalım." dedi Makarov oturduğu tezgahtan kalkarken. Hızlı adımlarla oturma grubuna doğru ilerledi ve zıplayarak lacrimanın boyuna yetişmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeref'in Kızı(NaLu FanFic) -TAMAMLANDI-
FanficVe bazen insan sözlerinin, Bazen ise geleceğinin peşinden giderdi. Ben ise kendimden tek bir iz dahi bırakmadan kaybolmayı seçmiştim... -Lucy Heartfilia