BÖLÜM 020 (FİNAL)

286 50 24
                                    

Haru'nun Bakış Açısı:

Sakura ile ilk olarak, o bir otel odasından kaçmaya çalışırken karşılaşmıştık.

Ben onun çığlık çığlığa yardım istediği otelde kalan sıradan bir müşteriden başkası değildim. Onun o sesine daha fazla kayıtsız kalamayıp odaya dalarak onu oradan kurtarmıştım ve onu o gece evinin önüne bırakırken bile şoktan saçmaladığının son derece farkındaydım.

Bir dahaki görüşmemiz ise benim hocalığını yaptığım tenis kursuna yazılmasıyla olmuştu. Önce onun beni neden tanımıyormuş gibi davrandığına anlam veremezken, daha sonraları otelde şoktan ve dışarı çıktığımızda da havanın karanlık olmasından kaynaklandığına kendimi inandırıp, ona uyma kararı almıştım.

Her şey çok yolunda giderken bir gün ondan birkaç günlüğüne kurslara gelemeyeceğini söyleyen bir mesaj almıştım, daha sonrasındaysa Sakura'dan bir daha hiç haber alamamıştım; ta ki ölüm haberi gelinceye kadar...

Şimdiyse elimde bir yığın Sakura'nın tek olduğu mutlu fotoğrafları ve bu aptal video kaydıyla öylece televizyonun başında duruyordum.

Daha fazla ertelemenin bir anlamı olmadığını fark ederek 'play' tuşuna bastım.

"Merhaba Haru...

Imm şey nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Aayh bu çok utanç verici" diyerek derin bir nefes alıp TV'den bana bakan Sakura'yı gözlerim dolu dolu izlemeye başladım.

"Nasıl başlayacağımı bilmiyorum -bunu daha önce demiş miydim- ama sana bu videoyu bir nevi özür ve veda amaçlı çektiğimi söylemek istiyorum. Öyle birdenbire kursları bıraktığım için özür dilerim.

Yani şey demek istiyorum... Seni böyle yarı yolda bıraktığım için gerçekten çok üzgünüm. Seninle sonuna kadar gitmek isterdim, ancak kalbimdeki duygulardan emin değildim. Seni sevdiğim kesindi ama o şekilde değildi yani. Bilemiyorum...

Sevgi ne şekilde olursa olsun önemlidir ama öyle değil mi?

Ben o sevgiyi bulamadığım için hep bu hayatta iyi bir oyuncu oldum. Her zaman yüzümüz gülerken içimiz herhangi bir acıyla kavruluyor mu zaten? Sanırım hepimiz bu hayatta iyi birer oyuncu olduk ha ne dersin? Kukla sahnesindeki ipleri göklerdeki sonsuzluğa uzanan kuklalardan farksızdık Tanrı için. Hep canımız yanarken bir şekilde tutunmaya çalıştık iplerimize. Hem hayatın kendisi de böyle değil midir ki? Yaşayıp giderken yıllar senin de canını acıtmıyor mu? Sen de sessizce ağlamadın mı hayatında bir kere bile olsa? Yaralanmadı mı kalbin hiç görenmeyen bir yerinden? Kalbindeki yarayı fark edenler sarmak yerine nasılsa yaralanmışsın deyip bir yara da onlar açmadı mı?

Bu yolun ortasında bir şekilde Ayumu ile karşılaştım, sonrasındaysa senle... Her ikinize de çok teşekkür ederim. Ama üzgünüm Haru, ben artık yolun sonuna geldim. Sizi de peşimde sürükleyemem.

Aha Ayumu da geldi!

Evet koltuğun arkasından boş boş bakmakta olan kişi de demin sana bahsettiğim Ayumu oluyor.

Bu arada beni hep mutlu hatırlaman umuduyla Ayumu ile olan Osaka gezimizden fotoğrafları sana yolladım. Umarım ileride çocuklarına falan gösterip Sakura ve Ayumu adında iki salak vardı, işte onlar bunlardı dersin.

Aah her neyse ne diyordum ben?

Son olarak şunları söylemek istiyorum; benim kalbim yaralardan görünmez oldu ve bu yaralar sarılmayla iyileşecek gibi değiller Haru. Yaralarımın senin o güzel kalbine de bulaşmasını istemedim. Ve eğer senin de ufakta olsa yaraların varsa o yaraları en iyi şekilde saracak birini bulmanı umut ediyorum.

Hoşça kal...

Hep mutlu kal..."

Video bittikten sonra ekrana bakakaldım. Ağlamamı hiçbir şekilde durduramıyordum.

Ayumu.

Ayumu.

Ayumu?

O fotoğraflarda bir tek sen vardın Sakura. Ayrıca videoda da koltuğun arkasında kimse yoktu...

Gözyaşlarım şiddetini arttırırken kendimi sürekli aynı soruyu sorarken buldum.

"Ayumu da kimdi Sakura? O kimdi?"

SON

⏪⏪⏪⏪⏪

Merhabalar!

Evet arkadaşlar acısıyla tatlısıyla bir kitabın (hikayenin, romanın artık her ne diyorsanız djdjdhd) daha sonuna geldik. Aslında bu kitap, çok moralimin bozuk olduğu bir gün delicesine duygusal şarkılar dinleyip kendimi helak ederken aklıma gelmişti ve kurgunun her tarafı zihnimde o zamandan beri belliydi. Yani en başından beri sonunu bu şekilde planlamıştım (/_;)

Sakura benim çabucak kırılıp garip bir şekilde gizli gizli ağlayan kalbimken, Ayumu bu kırıkları sarmak için hep kalbimin yanında olan umudum ve hayallerimdi. İkisi de bana hem çok uzak, hem de bir o kadar yakınlardı.

Tamam bu kadar duygusallık yeter, şimdiii teşekkür kısmına gelelim ♡ Yorum ve beğenilerini hiç esirgemeyen okuyucularıma, hatta ve hatta hayalet okuyucularıma bile çook teşekkür ederim. O gözdeki sayıların artması bile beni çoook mutlu etti, ediyor, edecek buna inanın! (∩'﹏'∩)

Söyleyeceklerim bu kadar dndbdb.
*yine ciddiyetini kaybetti*

Son bölüm de olsa yorum ve beğenilerinizi hevesle bekliyor olacağım.

Yazım yanlışlarım ve dil bilgisi hatalarım varsa affola.

Başka bir kitaba kadar mutlu kalııın
(/^▽^)/♡

Üç Dilek HakkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin